BIST 9.645
DOLAR 32,56
EURO 34,89
ALTIN 2.430,20
HABER /  GÜNCEL

Türkiye'de yakalanan DEAŞ'ın sözde üst düzey yöneticisinin yargılandığı dava

Mahkemeye gönderilen BM Güvenlik Konseyi Analitik Destek ve Yaptırımları İzleme Birimi'nin raporunda, DEAŞ elebaşı Amir Muhammed Sa'id Abdal-Rahman al-Salbi'nin ölümünden sonra en muhtemel aday olarak dava dosyası sanığı Irak vatandaşı Bashar Hattab Ghazal Al Sumaidai'nin gösterildiği belirtildi

Abone ol

Emniyet Genel Müdürlüğü ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığının düzenlediği operasyonla Türkiye'de yakalanan terör örgütü DEAŞ'ın en önemli sözde üst düzey yöneticilerinden "Abu Zeyd/Üstad Zeyd" kod adlı terörist Bashar Hattab Ghazal Al Sumaidai ve beraberindeki 2 kişinin yargılanmasına devam edildi.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Azzam Ali Hussein Al Neama, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.

Sanık Al Sumaidai'nin bir süre tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen eşi sanık Makaram Taha Ali Ali ve sanıkların avukatlarının katıldığı duruşmada mahkeme başkanı, Birleşmiş Milletler (BM) Analitik Destek ve Yaptırımları İzleme Birimi'nin DEAŞ ve El Kaide Yaptırımlar Komitesi ve 1988 (2011) Kararına Göre Kurulan Yaptırımlar Komitesi'nin 30. raporunun Dışişleri Bakanlığınca dava dosyasına gönderildiğini bildirdi.

Raporda, 3 Şubat 2022'de DEAŞ elebaşı Amir Muhammed Sa'id Abdal-Rahman al-Salbi'nin Türkiye sınırına yakın Atmah'ta ABD öncülüğünde düzenlenen terör operasyonunda öldürüldüğü belirtildi.

DEAŞ'ın 10 Mart 2022'de El Salbi'nin ölümünü kabul ettiği ve yeni lider olarak Ebu el-Hassan el-Haşimi El Kuraşi'yi açıkladığı aktarılan raporda, şu ifadeler yer aldı:


"Ardından dünya çapındaki IŞİD bağlantılı gruplar, yeni lidere bağlılık yemini eden geniş kapsamlı video görüntüleri yayınladı. Ebu al-Hassan'ın kimliği henüz kesinleşmemiş olmakla birlikte üye devletler arasında çok tartışıldı. Irak vatandaşı Bashar Khattab Ghazal Al Sumaida'i en muhtemel aday olarak gösterildi. Bazı üye devletler, Al Sumaida'nın mayıs ayında İstanbul yakınlarında Türkiye'de tutuklandığını öne sürdü. Diğerleri ise hala serbest olduğunu iddia etmektedir. IŞİD henüz yorum yapmamıştır. Bununla birlikte IŞİD Ekim 2019'dan bu yana liderlik kayıplarında hızlı bir artış yaşamıştır. Bunun operasyonel sağlığı üzerindeki etkisi henüz bilinmemektedir. Yine de üye devletler Suriye Arap Cumhuriyetindeki istikrarın ve toparlanmanın önündeki siyasi ekonomik ve yönetim zorluklarının ön görülebilir gelecekte IŞİD ve El Kaide tarafından sömürüleceği konusunda endişelerini dile getirmeye devam etmektedir."

Al Sumaidai'nin avukatı Muhammed Masum Kır, müvekkilinin soruşturma ve yargılama aşamasında iyi niyetle yüzden fazla isim verip teşhislerde bulunduğunu söyledi.

Müvekkilinin iddiaların aksine herhangi bir fetva vermediğini savunan Kır, "Müvekkilin adı herhangi bir teşhiste de yoktur. Dosyaya yeni gelen BM'nin raporunda müvekkil için 'Sumaidai olduğu düşünülmektedir' diyor. Bu sadece zan üzerinedir. Müvekkil hastadır, iyi bir bakıma ihtiyacı vardır. Beraatini ve tahliyesini istiyoruz." diye konuştu.

Sanıklardan Makaram Taha Ali Ali, 3 çocuğu olduğunu, yardıma ihtiyaç duyduğunu ifade ederek, beraat talebinde bulundu.

Mahkeme heyeti, sanıklar Al Sumaidai ve Azzam Ali Hussein Al Neama'nın tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşmayı erteledi.

- İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 8 Eylül'de yakalandıktan sonra tutuklanan sanık Bashar Hattab Ghazal Al Sumaidai'nin "anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Azzam Ali Hussein Al Neama'nın "anayasayı ihlal" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 7,5 yıldan 15 yıla kadar, Makaram Taha Ali Ali'nin ise "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

İddianamede, Iraklı lider adaylarından birinin eski örgüt elebaşı Ebu Bekir El Bağdadi'nin kardeşi Juma'a Awwad İbrahim El-Bedri, diğerinin de "Dr. Zeyd" kod adlı Bashar Hattab Gazal Al Sumaidai olduğu ifade ediliyor.

DEAŞ terör örgütünün en son sözde lideri olan Abdullah Kardaş'ın ölümüne müteakip muhtemel yeni liderinin örgüt içerisinde üst düzey görevler alan sanık Al Sumaidai olduğu belirtilen iddianamede, sanığın El Kureyşi'nin yerini alacak en olası aday olduğu, sayısız takma adla tanınan Al Sumaidai'nin, grubu tekrar bir araya getirecek nitelikleri bulunduğu anlatılıyor.

İddianamede, Al-Sumaidai'nin, 2013'te terör örgütüne katıldığı, DEAŞ'ın çok sayıda vaiz ve hakiminin mezun olduğu İmam el Mutaqeen adlı dini bir merkezde vaaz verdiği, akabinde örgütün sözde başyargıcı olarak atandığı ifade ediliyor.

Yakın zamanda öldürülen elebaşı Kureyşi'ye yakın olan sanığın 2014'te Ninova'da cinayet veya ölüm cezası davalarında uzmanlaşmış bir yargıç (kadıel-dam) olarak atandığı belirtilen iddianamede, sanık Al Neama'nın da "Sebti/Abu Ziad" kod adını kullandığı, Irak'ta yaşadığı dönemde DEAŞ'a ait silah ve mühimmatlarından sorumlu olduğu, orada gömdüğü malzemelerin yerini kendisinden başka kimsenin bilmediği vurgulanıyor.

Bu sanığın DEAŞ terör örgütünün sözde yeni lideri Al Sumaidai'nin yakın akrabası olduğu anlatılan iddianamede, Al Neama'nın geçmiş dönemlerde örgüt içerisinde birlikte sözde sorumlu düzeyde faaliyette bulundukları vurgulanıyor.

İddianamede, sanık Makaram Taha Ali Ali'nin de "Kerime El Ali" kod adıyla hareket ederek örgüt hiyerarşisine dahil olduğu belirtilerek, bu sanığın Al Sumadai ile Musul'da resmi nikahla evlendikleri kaydediliyor.

Öte yandan sanık Makaram Taha Ali Ali, 22 Aralık 2022'deki duruşmada tahliye edilmişti.