BIST 9.786
DOLAR 32,60
EURO 35,01
ALTIN 2.449,22
HABER /  POLİTİKA

Nagehan Alçı yazdı: Cumhurbaşkanı Erdoğan Davutoğlu'na iki konuyu emanet etmiş

Nagehan Alçı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ahmet Davutoğlu'na Başbakanlığı devrederken iki konuyu emanet ettiğini yazdı.

Abone ol

Habertürk yazarı Nagehan Alçı, bugün kaleme aldığı yazısında 2014 yılında Erdoğan ve Davutoğlu arasında geçen diyalogu yazdı. Alçı Erdoğan'ın başbakanlığı devrederken Davutoğlu'na FETÖ ve çözüm süreci konusunda önemsediklerini aktardığını yazdı.

Geçen sene katıldığım bir sivil toplum kuruluşunun toplantısında Davutoğlu konuşmacıydı. Benim sorduğum bir soru üzerine şu anekdotu anlatmıştı:

“2014 Ağustos ayında Başbakanlığı devrederken Erdoğan bana, ‘Ahmet Hoca, sana özellikle iki konuyu emanet ediyorum. Bu iki meseleyi her şeyden çok önemseyeceksin. Birincisi çözüm sürecinin sonuna kadar götürülerek başarıya ulaşması. İkincisi de FETÖ ile mücadelenin nihayete erdirilmesi ve ülkenin FETÖ belasından kurtulması’ dedi.”

Davutoğlu’nun bu sözleri Erdoğan’ın çözüm sürecine verdiği önemi gösteren çok çarpıcı bir örnekti. Duyunca ürpermiştim.

FETÖ’nün güvenlik bürokrasisindeki uzantıları 2012-15 döneminde çözüm süreci çöksün diye ellerinden geleni yaptılar.

Hatta Fetullahçı Cizre Emniyet Müdürü bizzat polislere sağa sola bomba attırırken suçüstü yakalandı ve tutuklandı.

Aslında HDP, 17-25 Aralık darbe teşebbüsü sürecinde demokratik meşruiyet açısından doğru tavır almıştı.

HDP hükümetin paralel yapı var iddiasını destekliyordu

Hükümetin “Paralel yapı var” iddiasını destekleyen tek partiydi o zamanlar HDP.

Selahattin Demirtaş 2013-14’te “Yolsuzluk var ama paralel çete de bir gerçektir” diye bağırıyordu.

PKK ile FETÖ yakınlaştı

Sonra 6-8 Ekim 2014 olaylarından itibaren tablo değişmeye başladı. PKK ile FETÖ alenen yakınlaşma sürecine girdi. FETÖ temsilcileri HDP’li belediyelere ziyarete dahi gidiyorlardı. 2015 senesinde ise bu ittifak ayyuka çıktı.

Geçen yazıda da ifade ettiğim gibi PKK çözüm masasını devirerek Kürt halkına ihanet etti ve Kürtlerin yeniden büyük ıstıraplar yaşamasına sebep oldu.

Pazartesi günü bu köşede çözüm sürecine dair Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diyarbakır’daki sözlerini hatırlatmış ve bu sürece sahip çıktığı için Tayyip Bey’e teşekkür etmiştim.

O yazıda Abdullah Öcalan ile iki kez görüşen ve 23 Haziran 2019 İstanbul seçimleri öncesi bu görüşmeyi kamuoyuna açıklayan PKK uzmanı akademisyen Ali Kemal Özcan ile Öcalan arasında geçen diyalogları ve Öcalan’ın öfkeden deliye dönüşünü Türk basınında ilk kez detaylarıyla paylaşmıştım. Kaçıran okurlarıma “Teşekkürler Tayyip Bey…” başlıklı yazımı muhakkak okumalarını tavsiye ederim.

Ben o yazıda 2015’te 7 Haziran öncesi ve sonrası sürece dikkat çekip Selahattin Demirtaş’ın şu an pişman olduğunu düşündüğüm ‘Seni Başkan yaptırmayacağız’ sloganının Öcalan’ın bilgisi dışında olmasının mümkün olmadığını, Öcalan-Demirtaş dikotomisinin bir yanılsama olduğunu ve Demirtaş’ın son tahlilde Abdullah Öcalan’ın önderliğine bağlı olduğunu da söylemiştim. Öcalan’ın da çözüm sürecinin çökmesinden sorumlu olduğu görüşünü belirtmiştim.

Öcalan'dan habersiz yapıldı itirazı

Ali Kemal Özcan bu yazı üzerine beni aradı.

“Yazınızın beni ilgilendiren kısımlarıyla alakalı ifade ettikleriniz doğru ama bu derece doğru bilgi aldığınız kaynaklarınız benim Mudanya’da açıklama yapmak istemediğim bilgisini de size söylemedi mi Nagehan Hanım? Neyse herhalde o bölümü yazmak istemediniz. Ancak Öcalan’ın ‘Seni Başkan yaptırmayacağız’ projesinden haberdar olduğu konusunda yazdıklarınız yanlıştır. Bu konu bizzat en fazla Öcalan ile konuştuklarım arasında oldu. Öcalan’ın bu çıkıştan haberi yoktu. Demirtaş’ın o çıkışı Öcalan’dan kesinlikle habersiz yapılmıştır Nagehan Hanım. Öcalan-Demirtaş dikotomisi konusunda yazdıklarınızı da yanlış buluyorum.”