BIST 10.026
DOLAR 32,38
EURO 34,73
ALTIN 2.430,98
HABER /  EKONOMİ

Faiz artırılırsa bu sorunlar çözülür mü? Ekonomist Mahfi Eğilmez'den dikkat çeken cevap

Merkez Bankası’nın 27 ay sonra politika faizinde artırıma gitmesi bekleniyor. Piyasaların merakla beklediği toplantıya ilişkin değerlendirmelerde bulunan ekonomist Mahfi Eğilmez, "Bu adım eğer yapısal reformlarla desteklenmezse fazla bir anlam taşımayacak." dedi.

Abone ol

Yurt içi piyasada odaklar perşembe günü açıklanacak olan TCMB faiz kararına çevrilirken; beklentiler kuvvetli bir faiz artışının gelebileceği yönünde. 

Piyasada politika faizinin yüzde 20-25 seviyesine çıkarılacağı görüşü hakim. Ekonomist Mahfi Eğilmez, faiz artışıyla sorunların çözüleceği görüşünün doğru olmadığını bu kararla birlikte atılacak adımlarla enflasyonun düşebileceğini yazdı.

"Faizi artırınca her şey düzelecek mi?" başlıklı yazısında faiz kararına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Eğilmez,  son iki yılda uygulanan ekonomi politikasının ülkeye zarar verdiğini savundu.

"Yapısal reform şartı"

"Bu aşamada faizi artırarak sorunlar çözülebilir mi sorusuna verilecek yanıt şudur" diyen Eğilmez, yazısına şöyle devam etti:

Esasen Merkez Bankası politika faizi halen yüzde 8,5 olsa da bunun Merkez Bankası’ndan borçlanan bankalar dışında hiçbir anlamı yok. Çünkü piyasada mevduat faizleri yüzde 35 – 40’lara, kredi faizleri de 45 – 50’lere gelip dayanmış durumda. Gösterge faiz yüzde 15,8 (vadesine 2 yıl kalmış, üç veya altı ayda bir faiz ödemeli, piyasada en fazla işlem gören Devlet Tahvilinin faizi.) Bu durumda Merkez Bankası politika faizinin artırılmasının ne anlamı olabilir? Bu faiz yalnızca maddi bir ölçü birimi, bir gösterge anlamı taşımanın yanı sıra ekonomi yönetiminin ekonomi politikasına rasyonel yaklaşıp yaklaşmadığının, gidişatı yönlendirebilmek açısından önlem alıp alamayacağının da göstergesi olarak kabul ediliyor. O nedenle politika faizinde yapılacak bir artış doğru politikalara dönüşün göstergesi olarak kabul edilecek. Ne var ki geldiğimiz aşamada bu adım eğer yapısal reformlarla desteklenmezse fazla bir anlam taşımayacak. Hatta kısa süre sonra birçok olumsuzluk ortaya çıkınca faiz artırımına karşı çıkanlarca kendi tezlerine destek olarak kullanılabilir. Bunun olmaması için mutlaka bir programla birlikte yürürlüğe konulmalıdır.

Sağlam bir yapısal reform programıyla birlikte yapılacak bir faiz artışının kademeli yapılması akıllıca olur.

Mesela yapısal reformlarla birlikte politika faizi 5 puan artırılıp, faiz artırımına enflasyon düşünceye kadar kademeli olarak devam edileceğinin açıklanması kanımca oldukça olumlu sonuçlar verir.

Buna karşılık yapısal reformlarla desteklenmemiş ama 20 – 30 puanlık bir faiz artışının, gizlenmiş ekonomik krizi aniden ortaya çıkaracağını tahmin ediyorum. Böyle olursa yukarıda değindiğim faiz artırımının işe yaramadığı görüşü ortaya atılır ve inanılmayacak sayıda destekçi bulur."