BIST 9.645
DOLAR 32,58
EURO 34,88
ALTIN 2.439,29
HABER /  EKONOMİ

Economist'ten kritik değerlendirmeler: Türkiye döviz kriziyle karşı karşıya

Economist dergisi, Naci Ağbal'ın Merkez Bankası Başkanlığı görevinden alınmasının ardından Türk Lirası'ndaki değer kaybını yorumladı. TL'nin yüzde 10'dan fazla değer kaybettiği önceki günü "Kara Pazartesi" olarak nitelendiren Türkiye'nin döviz kriziyle karşı karşıya olduğunu yazdı.

Abone ol

İki yılda, Merkez Bankası'nın (TCMB) üç başkanının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından görevden alındığını hatırlatan Economist, TCMB'nin bu niteliğiyle "Guinness Rekorlar Kitabı'na girmeye aday" olduğunu savundu.

"Türk Lirası, Pazartesi günü Asya piyasalarında dolar karşısında yüzde 15'ten fazla değer kaybetti. Analistler yeni bir döviz krizi için alarm zillerini çaldı. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası yüzde 9'dan fazla düştü" ifadeleriyle ekonomik durumu aktaran Economist'teki değerlendirmede şu ifadeler yer aldı:

"Yatırımcılara verilen umutlar suya düştü"

Ağbal'ın görevden alınması benzerleri arasında en dramatik örnek oldu. Uzun bir gecikmenin ardından 18 Mart'ta yapılan faiz artırımı, Merkez Bankası'nın Erdoğan hükümetinin bir uzantısı olmaktan daha fazlası olduğuna yönelik yatırımcılarda umut yaratmıştı. Ancak umutlar suya düştü. Ağbal'ın politikasının geriye çevrilmesi an meselesi. Dört yılda dolar karşısında yarı yarıya değer kaybeden ve son süreçte bir nebze soluk alan Türk Lirası yeniden uçurumun kenarında. Ağbal'ın enflasyonu dizginlemek için sıkı tedbirler uygulama gayreti umutları yeşertmişti. Erdoğan tek bir imzasıyla bu umutları ve para biriminin değerini yeniden zora soktu.

"Neredeyse Brexit kadar kötü bir karar"

Derginin görüşlerine başvurduğu Bluebay portföy yönetimi şirketinin stratejisti Timothy Ash, "Bu neredeyse Brexit kadar kötü bir karar. Ülke tarihinde benim hatırlayabildiğim en kötü kamu politikası kararı" yorumunu yapıyor.

Economist'te yer alan yazıda, TCMB'nin yeni başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu'nun faizle ilgili görüşlerine de yer veriliyor: Merkez Bankası'nın yeni başkanı Şahap Kavcıoğlu hafta başında yaptığı açıklamada, geçtiğimiz ay yüzde 15,6 düzeyiyle alarm veren enflasyonla mücadeleyi sürdüreceğini duyurdu. Ancak bu açıklama yatırımcıları etkilemekten uzak görünüyor. Çünkü Kavcıoğlu da şimdiye kadar Erdoğan'ın uzun zamandır savunduğu ancak önde gelen ekonomistlerin alay ettiği 'enflasyonla mücadele için faizi düşürme' görüşünü benimsiyordu.

Kavcıoğlu geçtiğimiz ay bir gazetedeki köşesinde, 'Merkez Bankası'nın yüksek faiz politikasında ısrar etmemesi gerekir. Dünyada faizler sıfıra yakınken bizde faiz artışına gitmek ekonomik sorunları çözmeyecektir . Çünkü, faiz artışları dolaylı olarak enflasyonun artmasına yol açacaktı' görüşünü savunmuştu.

"Piyasaların yanıtı düşünmeye sevk edebilir"

Economist'e göre, "Piyasaların verdiği sert yanıt Erdoğan'ı bir durup düşünmeye sevk edebilir." 

Dergiye görüş veren portföy yönetimi şirketi GAM'ın yatırım direktörü Paul McNamara, "Benim tahminimce Erdoğan bu ölçüde dış borcu olan bir ülkenin, arzu ettiği gibi düşük faizler belirleme serbestisine sahip olmadığını bir şekilde anlayacak" diyor: Erdoğan ve Merkez Bankası gönülsüz de olsa piyasalara teslim olacak. Taşıyabileceklerinden daha büyük yükü sırtlandıklarını fark etmeleri gerekiyor.

Dergide yer alan yazıya göre, durumun fark edilmesi bir miktar zaman alabilir. Türkiye geçici tedbirlere başvurabilir ve faiz indiriminin yolunu açmak için milyarlarca dolar harcayabilir.

Finans şirketi Societe Generale'den Phoenix Kalen, bunun kazanılamaz bir savaş olduğu görüşünde. Merkez Bankası'nın döviz rezervlerinin tükendiğini ileri süren Kalen, "Bu, vaziyeti değiştirmeyecek. Bence yeni bir döviz krizine doğru gidiyoruz" diyor.