Beşiktaş TÜPRAŞ Stadyumu'nda “TÜGVA Yaz Okulları Finali Programı”nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefete tepki göstererek "Bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulamak, sizin ne haddinize? Düne kadar topraklarını savunan Gazzelilere 'terörist' diyen siz değil miydiniz?" dedi.
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beşiktaş TÜPRAŞ Stadyumu'nda “TÜGVA Yaz Okulları Finali Programı”nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle;
Sevgili genç kardeşlerim sizlere en kalbi duygularım ve muhabbetle selamlıyorum. Türkiye’nin tüm gençlerini buradan hürmetle selamlıyorum, 81 ilimizdeki yüreği umut dolu her bir genç kardeşime selamlarımı ve selamlarımı yolluyorum.
'Kıymetli anılar biriktirdiler'
81 ilimizde 4000 bin öğrencinin katıldığı yaz okullarında gençlerimiz 6 hafta boyunca dolu dolu zaman geçirdiler. Manevi değerlerimizi kuşanırken farklı spor dallarında kendilerini geliştirdiler, yarıştılar, eğilendiler ve öğrendiler. Pek çok evladımız ömürlerinin geri kalanında tebessümle hatırlayacakları kıymetli anılar biriktirdiler.
Öğrencilerimize rehberlik eden, birikimleri ile yeni ufuklar çizen hocalarımızı tebrik ediyorum. Hocalarıyla birlikte Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek her bir evladımızın gözlerinden öpüyorum. Kalbi Türkiye için çarpan, yüreğinde Filistin’in Gazze’nin derdi ve hüznü olan sizin gibi gençleri yetiştiren anne ve babalara saygılarımı gönderiyorum.
'TÜGVA milletimize yakışan vicdanlı, bir duruş sergiliyor'
TÜGVA maşallah hem eğitim hem kültür sanat ve spor faaliyetleri ile 11 yıldır hizmet veriyor, vakıf okulları, Enderun okulları, doğa kampları, münazara yarışmaları, kitap okuma kulüpleri gibi programlarla milyonlarca gence ulaşıyoruz. İslam dünyasını ilgilendiren bütün meselelerde TÜGVA milletimize yakışan vicdanlı, onurlu ve merhametli bir duruş sergiliyor. Vakfımızın daha pek çok alandaki çalışmaları ile iftihar ediyoruz. Ellerine geçirdikleri her fırsatı TÜGVA’ya saldırmak için kullananları rahatsız eden de bu hizmetlerdir.
'Uzun yıllar rahatsız etmeyi sürdüreceğiz'
Polise taş atana, molotof atan, esnafı yağmalayan değil vatana millete, ümmete sevdalı gençlerin yetişilmesini istemiyorlar. TÜGVA’ya karşı olmaları bu yüzden. Onlara kötü bir haberim var ve uzun yıllar rahatsız etmeyi sürdüreceğiz. Gençleri marjinallerin isafına terk etmeyeceğiz.
Her bir gencimizi ihlasla kucaklayacak, muhabbetle bağrımıza basacağız. Bugün medeniyet değerlerimizin şuurunda yeni kuşakların yetişmesi için varını yoğunu ortaya koyan her bir kardeşime, TÜGVA mensubuna, yöneticisine ve gönüllüsüne teşekkür ediyorum.
Allah emeklerinizin zai etmesin, cabalarınızı hayırlı eylesin, çıktığınız bu seferi inşallah zaferle müjdelesin. Merhum Nurettin Topçu, bundan 64 yıl önce Türkiye Yüzyılının öncü neferlerini, yani sizleri nasıl tarif ediyor: Yarınki Türkiye’nin kurucuları muhtelif simada insanları şahıslarında birleştireceklerdir, Onlar da Yunus ile Yavuz birleşecek, Sinan Akif’e uzanacak, Ebu Hanife Hüseyin Avni’yi tebrik edecektir. Onların eseri olan yarınki Türkiye şu temeller üzerine kurulacaktır: Anadolu’nun toprağından kaynayana bir kan, cemiyet için harcanan emek, bin yılık tarih, güçlü bir devlet ve ebedi olduğuna inanmış ruh.
Rahmetli Nurettin Topçu’nun bu sözlerle tarif ettiği gençlik işte burada. Sultan Alparslan’ı Sultan Fatih ile Salahattin Eyyubi’yi Yavuz Selim ile, Kanuni'yi, Sultan Abdulhamit ile buluşturan gençlik burada. Malazgirt akınlarını Çanakkale savunması ile, Milli Mücadeleyi, 15 Temmuz destanı ile birleştiren gençlik burada. Köklerini bilen, mazisini tanıyan , geçmişi geleceğe taşıyan gençlik burada.
'Türkiye’yi bu gençliğe emanet edecek olmanın mutluluğunu hissediyorum'
Üstadın ifadesiyle dininin, dilinin, ilminin, ırzının, evinin, kinini, ölçünün davacısı gençlik işte burada. Dosta güven veren, duruşuyla dimdik ayakta gençler, Türkiye’nin burada umudu var, istikbali ve aydınlık yarınları var. Burada Türkiye’yi Ortadoğu’nun, Balkanların, Kafkasya’nın Kuzey Afrika’nın umudunu yeşerten genç yürekler burada. Burada kükremiş sel gibi bendini çiğneyip aşan TEKNOFEST gençliği var, ben bu gençlikle gurur duyuyorum.
Türkiye’yi inşallah bu gençliğe emanet edecek olmanın mutluluğunu tüm kalbimle hissediyorum. Hamdolsun, sizler dünyaya gözlerinizi AK Parti iktidarında açtınız, Ülkesine, milletine sevdalı kadroların yönetiminde büyüyorsunuz, anne babalarınız sancılı, sıkıntılı günler yaşadı, yasaklara, baskılara karşı kararlı bir mücadele yürüttük.
Gazze'deki vahşete ilk günden itibaren en güçlü tepki veren ülke Türkiye'dir. Gazze'deki mazlumların hakkını korkusuzca savunan hükümet, Türkiye Cumhuriyeti hükümetidir. Terör devleti İsrail'in karşısında dimdik duran iktidar, bizim iktidarımızdır. Şunu sizin ve ailelerinizin özellikle bilmesini isterim. Gazze'deki kardeşlerimizi bir an olsun yalnız bırakmadık. 101 bin tonu aşan insani yardımlarımızla kardeşlerimizin yanında olduk. İsrail'le ticareti tamamen durdurarak Filistin halkının yanında olduk. Diplomatik temaslarımızla, uluslararası alandaki çabalarımızla Gazze'nin yanında olduk. Daha burada sayamayacağımız nice destekle, nice yardımla Gazze'nin ve Gazze'li mazlumların yanında olduk.
'Filistin hassasiyetimizi sorgulamak sizin ne haddinize?'
İsrail'den aferin almak için Filistin direnişine terör iftirası atanlara rağmen Gazze'nin kahraman evlatlarına sırtımızı dönmedik. Tehdit edildik, gizli açık pek çok operasyona maruz kaldık. Ama hiçbir zaman Filistin'i ve Filistin davasını savunmaktan vazgeçmedik. Sevgili gençler, değerli kardeşlerim, şimdi bakıyorsunuz birileri çıkıyor bizim Filistin davasına olan sarsılmaz desteğimizi sorgulamaya kalkıyor. Buradan edep ve adap dışı ifadelerle hükümetimize edep alanlara sadece şunu söylüyorum. Bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulamak sizin ne haddinize? Daha düne kadar topraklarını savunan Gazze'lilere terörist diyen siz değil miydiniz? Madem mazlumun yanındayız diyorlar, madem mazlumun yanındaydınız, peki 14 yıl boyunca Suriye'de neredeydiniz? 1 milyon insan katledilirken, Suriyeli kardeşlerimiz zulüm görürken, işkence görürken neredeydiniz? Halep'te, Derağa'da, Humus'ta, Hama'da mazlumların üzerine varil bombaları yağarken neden sesiniz çıkmadı, neden konuşmadınız? Karabağ ülkemizin desteğiyle azatlık mücadelesi verirken, işgalcilerin tezleriyle cana Azerbaycan'a iftira atan siz değil miydiniz? Libya'ya yardıma gittiğimizde, Libya'dan bize ne diyen siz değil miydiniz? Kusura bakmayın, kimseyi kandıramazsınız.
'Tarih dik duruşumuzu yazıyor'
Çünkü siz hiçbir zaman mazlumların yanında olmadınız. Çünkü siz Orta Doğu'ya hiçbir zaman kardeşlik penceresinden bakmadınız. Ümmet olmanın ne demek olduğunu anlamadınız. Bu duyguyu hiçbir zaman yüreğinizde hissetmediniz. Şimdi çıkmış kapkara sicilinize bakmadan bizi eleştiriyorsunuz. Kabine üyelerimizi eleştiriyorsunuz. Bakanlarımıza seviyesizce dil uzatıyorsunuz. Ne yaparsanız yapın, bize kara çalamayacaksınız. Filistin halkının kalbindeki Türkiye sevdasını, Tayyip Erdoğan sevdasını söküp atamayacaksınız. Türk milletinin bir asır sonra kardeşleriyle yeniden kucaklaşmasına engel olamayacaksınız. Siz inkar etseniz de tarih bizim dik duruşumuzu yazıyor. Türkiye'nin verdiği zorlu mücadele mümin gönüllere iftihara katılıyor. Şuna da tüm yüreğimizle inanıyoruz. Hürriyetin o kızıl kapısı mutlaka açılacak. Gazzeli kardeşlerimiz öz yurtlarında şehit kanlarıyla sulanmış o mübarek topraklarda inşallah ebediyen özgürce yaşayacak. O kutlu gün geldiğinde Allah nasip ederse biz de orada olacağız. Kardeşlik görevimizi yerine getirmenin gönül huzuruyla orada olacağız. Zor zamanda hakkı haykırmanın gururuyla orada olacağız. Zalimler karşısında dik durmanın şerefiyle orada olacağız.