BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  POLİTİKA

Ekrem İmamoğlu için karar günü! 'Ahmak' siyasi yasak getirecek mi? İşte o davada olanlar

Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret iddiasıyla yargılanan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu bugün saat 11.00’de hakim karşısına çıkacak. 'Ahmak Davası'nda 4 yıl 1 aya kadar hapsi istenen İmamoğlu, bir yıldan fazla ceza alırsa siyasi yasaklı hala gelecek. Ancak siyasi yasağın 2023 seçimlerine yetişme ihtimali yok. Ahmak Davası nedir, davada bugüne kadar neler oldu? İşte ayrıntılar...

Abone ol

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı 31 Mart 2019 seçimi Yüksek Seçim Kurulu tarafından 6 Mayıs 2019’da iptal edildi. İkinci kez 23 Haziran 2019’da yapılan seçimi yeniden Ekrem İmamoğlu kazandı. İmamoğlu aynı yılın Ekim ayında Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'ne katılmak için Fransa'ya gitti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 4 Kasım 2019’da yaptığı konuşmada Avrupa Konseyi’nde konuşan İmamoğlu’na seslenerek, “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek” dedi.

İmamoğlu o sözlere yanıt verdi

İmamoğlu, gazetecilerin Soylu’nun yorumunu sormaları üzerine “Ben lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyen bakarım, adama bakarım adam mı diye derim. Seviyesine inmedim, inmeyeceğim. Bu seviye noktasında da söyledikleri yaptıkları da zaten belli, o tarafına çok girmek istemiyorum ama oraya bir cümle yapmak isterim. 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa’da, onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda, tam da işte 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır. Önce ona bir odaklansın" karşılığını verdi.

YSK Başkanı şikayet etti

Bunun üzerine dönemin YSK başkanı Sadi Güven, kendisi ve görevdeki kurul üyeleri adına, “Seçimi iptal edenler ahmaktır” ifadesi nedeniyle bir ihbar yazısı yolladı. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı da İmamoğlu’nun hakkında geçen yıl iddianame hazırladı. İmamoğlu'nun Sadi Güven ile 10 YSK üyesine yönelik zincirleme şekilde "kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen hakaret" suçunu işlediği belirtilerek, 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.

İmamoğlu: Ben Süleyman Soylu'ya dedim

İmamoğlu, mahkemedeki savunmasında, "Öncelikle burada verilen demeç bir soru üzerine verilen demeçtir. Sorunun temelinde İçişleri Bakanı'nın şahsıma yönelik açıklamalarında 'Ahmak' kelimesini kullanmasıdır. Söz konusu cevabım bu sorunun üzerine olmuştur. Dolayısıyla bana kullanılan bu 'ahmak' kelimesine karşılık olarak kullanılmış bir kelimedir ve muhatabı da Sayın İçişleri Bakanı'dır. O dönemde 'seçimi iptal edenler' ibaresini kullanmamın nedeni ise siyasi iradenin seçimler üzerindeki baskısını ve baskıcı tavrını ifade etmesi şeklinde kullandım. Dolayısıyla asla YSK'yı veya üyelerini herhangi birisini muhatap olarak böyle bir beyanda bulunmadım" şeklinde konuştu.

Soylu da suç duyurusunda bulundu

YSK başkan ve üyelerine hakaret davası sürerken, Süleyman Soylu yaklaşık 3 yıl sonra, Ekrem İmamoğlu’nun duruşmadaki savunması nedeniyle ayrıca suç duyurusunda bulundu.  İmamoğlu hakkındaki bugün 1 yıl ve daha fazla hapis cezası verilmesi ve kararın kesinleşmesi durumunda siyasi yasak gündeme gelecek.

Hakim neden değiştirildi?

Ekrem İmamoğlu, karar duruşması öncesi duruşma hakiminin değiştirilmesine tepki göstererek, “Madem ki bu hakim FETÖ'cü, 2020/5019, bu hakim hakkında HSK birinci dairenin verdiği karar FETÖ soruşturmasına gerek yoktur kararı vermiş. Ne kadar aşağılık bir durum. Utanmamışlar bir de benim davaya FETÖ'cü atamışlar. Mahkeme hakimi atayalı 1 yıl olmamış. Bu hakim neden Samsun'a atandı?"

"İmamoğlu'na ceza ver, ağır ceza başkanı ol"

"Üst yargı yetkilisi kişiler tarafından 'Gel sen İmamoğlu'na ceza ver seni ağır ceza reisi yapalım' denmiş midir? Tehdit edilmiş midir? Ya da denileni yaparsan da ödüllenirsin denmiş midir? Yargıyı tehdit etme söylemleri var. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Bunu HSK en hızlı şekilde sorgular. Ben yargılanmayı bile zül görüyorum. Bunu yargılayan hakim, 'ne yargılaması ya?' diye düşünmeli. Bu siyasi bir yargılama.”