BIST 9.717
DOLAR 32,53
EURO 34,93
ALTIN 2.439,83
HABER /  POLİTİKA

Davutoğlu: AB ile Kayserili pazarlığı iyi oldu

Mülteci krizinde getirdiği önerilerle AB liderlerini terleten Başbakan Davutoğlu, zorlu görüşmelerin perde arkasını anlattı

Abone ol

Brüksel’de yapılan AB-Türkiye zirvesinde mülteci krizini çözmek üzere getirdiği yeni önerilerle Avrupa liderlerini şaşırtan Başbakan Davutoğlu, Belçika dönüşü uçakta görüşmelerin perde arkasını gazetecilere anlattı.

 MERKEL İLE MESAJLAŞTIK
Akşam yemek yiyecektik, (konsey toplantısı) o kadar uzun sürdü ki, 07.00’de (19.00) yemeğe oturacakken, onların 11.00’e (23.00) kadar görüşmeleri sürdü. İlginçtir, Merkel’le de arada telefondan mesaj gönderiyoruz toplantıya ilişkin.

Bir kere burada iyi olan 4.5 ay öncesine göre Türkiye, AB ilişkileri bir başka düzleme geldi. Mülteci meselesi Türkiye’nin Avrupa için önemini gösterdi. Beklemedikleri hamle ne oldu? Dediğimiz şu: ‘Gerçekten bizim için de ağır yük olmaya başladı mülteciler.’ Bir kere yol bulduğunu anlayınca. Gidiyor bir Afganistanlı sadece Suriyeli değil, Yunanistan tarafına geçiyor, akrabasına telefon ediyor, ‘Şuraya gidersin, şuradan bot alırsın, Yunanistan tarafına geçtin mi… şöyle yapacaksın.’

AB DE MÜLTECİ ALACAK
Suriye krizinden bağımsız olarak, Türkiye’nin mülteci çeken durumu oldu. Öyle bir karar alalım ki, mültecilerin istismar edilmesini engellesin, ama Avrupa’nın mültecileri alma sorumluluğunu ortadan kaldırmasın. Türkiye’nin mülteci sayısını da arttırmasın. Dediğimiz şey şu: Biz Ege’de yakalanan mülteciyi Suriyeli değilse ülkesine göndeririz. Suriyelileri de kampa koyarız. Bunun karşılığı bizim aldığımız her Suriyeli için bir başka Suriyeliyi mülteci olarak Avrupa’ya alırsınız.

NASIL SEÇİLECEK?
Onu AB yapacak. Aralarında zaten bir kota dağılımı var. Böylece, ‘Ege üzerinden ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya gidebiliriz’ ümidini kırmış oluyoruz. Giden herkesi geri alıyoruz. Ayda 10 bin kişi geri aldık. Bunun 5 bini Suriyeli değil, o 5 bini geri göndereceğiz ülkelerine. Geri kalan 5 bini kampa alacağız. 5 bin mülteciyi de AB mülteci olarak alacak. Türkiye’deki mülteci sayısında artış olmayacak, ama Avrupa’ya gidişler düzenli olacak. Yolda sersefil olmayacaklar.

Madem geri kabul ederken hazirandan önce başlatıyoruz, zaten yapmak zorundayız… O vakit, vize serbestisini hazirana alalım. Ekimde olacaktı, geri kabulü şimdi başlatacağız, 1 Haziran’a çekelim. Açıkçası Merkel orada liderlik gösterdi.

KAYSERİLİ PAZARLIĞI
Biz ilk 3 milyarı, bir yıl içinde demiştik. Onlar da iki yıl için ısrar ediyordu.‘Yeni bir boyut getirdik, bütün masraflar artacak, 3 milyar daha istiyoruz’ dedim. ‘Geri kabulden kaynaklanan bütün masrafları da siz vereceksiniz’ dedim. Diyelim, Ege Denizi’nden bin kişi bunların havayolu ile memleketlerine gönderilmesi sırasındaki masraflar da size ait. Kayserili pazarlığı iyi oldu. Artı üç milyar Euro yani. Onlar bunu açıklamalarında zikretmediler, çünkü bunun için zirve kararı lazım; 18 Mart’a hazırlık yapmaları lazım. 2018’e kadar 6 milyar olacak. Ayrıca beş fasıl var; 15, 23, 24, 26, 31’inci fasıllar açılsın. Bu da tabii önemli. Hollanda dönem başkanlığı boyunca bu beş faslın açılmasını bekledik. Rumlar direniyor ama 23, 24’ü kesin açarız diğerlerinden kaçmak istiyorlar… Tabii bunların hepsi 18 Mart’ta AB Konseyi’nde görüşülüp nihai karara bağlanacak orada da görmemiz lazım.

MUHALEFETE ÇAĞRI
Haziran itibarı ile vize bitecek… Buradan bir çağrı yapıyorum muhalefete, haziranda vatandaşların vizesiz gidebilmesi için 9 kanunun çıkmasının engellememesi gerekiyor. (CHP lideri) Kılıçdaroğlu ve (MHP lideri) Bahçeli ile konuştuğumda vize muafiyeti için ‘gerekli desteği veririz’ demişti. Biz bunu martta nisanda çıkartırsak, Mayıs 1’de Avrupa Konseyi raporunu hazırlayıp Konsey’e sunacak, Konsey de AB Parlamentosu’na sunacak. AB Parlamentosu Başkanı ile bunun için görüştüm, o da bize ‘1 Mayıs’ta gelirse, hazirana yetiştiririz’ dedi. Sonra da her üye ülkenin parlamentosunda onaylanıyor. Bizim hızımız burada önem taşıyor. Tarihi bir dönüm noktası. İnşallah ilk uçağı vizesiz bir şekilde kaldırırız. Kendi içlerinde bir anda bir iç tartışma da doğdu. Kıbrıs Rum kesiminin üzerine de ciddi bir şekilde gitmek zorunda kaldılar.