BIST 9.878
DOLAR 36,22
EURO 38,00
ALTIN 3.360,84
HABER /  POLİTİKA

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Diyarbakır'da önemli açıklamalar: Terör örgütü kendini feshetmeli

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır'da sürece ilişkin önemli mesajlar verdi. Terörü bitirme adına yeni bir fırsat penceresinin açıldığını belirten Erdoğan, "Son dönemde gerçekleşen çalışmaların tek bir amacı vardır. Terör örgütünün kendini feshetmesi, silahların kayıtsız şartsız teslim edilmesi, örgütün siyaset üzerindeki vesayetinin tamamen kaldırılması" ifadeleriyle açıkladı.

Abone ol

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin 22 Ekim'de Abdullah Öcalan'a terör örgütü PKK'yı lağvetme çağrısı yapmasıyla başlayan süreç devam ediyor.

Öcalan ile görüşen DEM Parti heyetinin temasları sürerken, gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Diyarbakır'da Seyrantepe Spor Salonu'nda düzenlenen 8. Olağan İl Kongresi'nde verdiği mesajlara çevrildi.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları:

Diyarbakır'ın huzuru, unutmayın Türkiye'nin huzurudur. Diyarbakır'ın kaderi, Türkiye'nin kaderidir. Bizim kardeşliğimiz unutmayın İslam kardeşliğidir, bizim kardeşliğimiz kader kardeşliğidir. Bizim yoldaşlığımız Hz. Ebubekir yoldaşlığıdır, bizim gönüldaşlığımız Hz. Ali gönüldaşlığıdır. Bizim kardeşliğimiz Diyarbakır surlarından daha görkemlidir. 

"Emperyalist oyunun son halkasını da bozma aşamasındayız"

Biz Diyarbakır'la kardeşlik türkülerimizi söylemeye devam edeceğiz. Milletimizin birliğini, vatanımızın bütünlüğünü, devletimizin ebet müddet gücünü Ahmed Arif'in ifadesiyle bu yılanlara, bu çıyanlara yedirmeyeceğiz. Neredeyse yarım asırdır bu millete acılar yaşatan, bu milletin geleceğini karartan emperyalist oyunun son halkasını da Allah'ın izniyle bozma aşamasındayız.

"Acılara artık dur deme vaktidir"

Son yarım asırdır yaşanan acılara artık dur deme vaktidir. Artık yeni şeyler söyleme vaktidir. Türkiye'nin uzun bir geçmişe sahip terörle mücadele serencamı, doğrusuyla ve yanlışıyla kayıtlardaki yerini almıştır. 40 yılı aşan bu uzun mücadele sürecinde, güvenlik güçlerimizden masum vatandaşlarımıza kadar binlerce şehit verdik. Şehitlerimizin aziz hatıraları ilelebet kalbimizin en mütena köşesinde yaşayacaktır. Attığımız her adımın, şehitlerimizin canları pahasına bize emanet ettikleri ülkemizin geleceğini güvence altına alma gayesi taşıdığından kimsenin şüphesi olmaz.

"Diyarbakır annelerinin acılarını da çok iyi biliyoruz"

Tabii bunu yanında terör örgütü tarafından gasbedilerek ve kandırılarak dağa çıkartılan bölge insanımızın on binlerce evladı hayatını kaybetti. Bölücü örgütün zorla dağa kaçırdığı evlatlarına tam 5 yıldır kavuşma mücadelesi veren Diyarbakır annelerinin acılarını da çok iyi biliyoruz.

Aynı şekilde milyonlarca insanımız, ata yurdundan, evinden, köyünden ayrılıp başka şehirlere gitmek zorunda kaldı. Ülkemizin kalkınması, milletimizin refahı için kullanmamız gereken yüz milyarlarca dolar kaynağı terörün önünü kesmek için harcadık. En kıymetli varlığımız olan beşeri sermayemizi uzun yıllar hakkıyla değerlendiremedik. Yine bu dönemde, vesayet karşısında sivil siyaseti güçlendiremedik.

"İyi niyetli çabalarımızın cevabını insanımıza sıkılan kurşunlarla aldık"

Terörü bitirmek için çok ciddi inisiyatifler aldık. Sadece elimizi değil, tüm gövdemizi taşın altına koyduk. Ancak, karşımızdaki yapı bu milletin ve bu ülkenin değil, bölgesel ve küresel güçlerin sesine kulak verdiği için bu çabalar hedefine ulaşamadı. Gayretleri hatırlıyorsunuz değil mi? Biz, devlet, hükümet, siyasi irade olarak ne yapmamız gerekiyorsa hepsini fazlasıyla yaptık. Maalesef bu iyi niyetli çabalarımızın cevabını, kimi ilçelerimizdeki mahallelere kazılan çukurlarla ve oradaki insanımıza sıkılan kurşunlarla aldık.  Elbette o hainlerin hepsini de açtıkları çukurlara gömdük.

"Sınırlarımız içinde eylem yapamaz hale geldi"

Ama tarihi bir fırsatın heba edilmesine de engel olamadık. Terörle mücadeledeki tavizsiz çalışmalarımız sayesinde, terör örgütü, hamdolsun sınırlarımız içinde eylem yapamaz hale geldi. Diğer ülkelerdeki terör unsurlarını da önemli ölçüde sınırlarımızdan uzaklaştırdık. Terörü kaynağında bertaraf etme stratejimizle, terör örgütü çok ciddi kan ve güç kaybına uğradı.

"Fırsat penceresi açıldı"

Suriye'de 8 Aralık'ta yaşanan devrimle birlikte, örgütün bölgesel hevesleri de kursaklarında kaldı. Sırtını kime yaslarsa yaslasın, artık hiçbir terör örgütü Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin karşısında herhangi bir şansı olmadığını biliyor. Tabiki biz meseleye kalıcı çözüm bulma arayışımızdan da vazgeçmedik. İç siyasetimizde ve bölgemizde yaşanan kritik bazı değişiklikler sonrasında, terör belasını ilelebet bitirmek için ülkemizin önünde yeni ve önemli bir fırsat penceresi daha açılmıştır.

"Terö örgütü kendisini feshetmeli"

Bunun heba ve heder edilmesini doğru bulmuyoruz. Son dönemde gerçekleşen çalışmaların tek bir amacı vardır; terör örgütünün kendini feshetmesi, silahların kayıtsız şartsız teslim edilmesi, örgütün siyaset üzerindeki vesayetinin tamamen kaldırılması, bölücü örgütün baskısı dolayısıyla bir Türkiye partisi olması vasfını kazanamayan siyasi yapıya bu yönde kendini geliştirme fırsatı verilmesi, bölgede artan çatışmalar karşısında iç cephemizin güçlendirilmesi. Ez cümle; yarım asırlık bölücü terör parantezinin kapatılması, tüm boyutları ve unsurlarıyla ebediyen tarihe gömülmesidir. Altını çizerek ifade etmek istiyorum ki; bu, sadece ve sadece büyük ve güçlü Türkiye hedefinin önündeki en son engellerden birinin devreden çıkarılmasıdır. Bu, Kürt kardeşlerimizle ilgili bir konu da değildir. Sadece terör örgütünün tasfiye edilmesiyle sınırlı bir husustur. Çünkü, son 22 yılında gerçekleşen pek çok reformla, sessiz devrimlerle, ülkemizin asırlık sorunları birer birer ortadan kaldırılmıştır.

"1000 yıl boyunca ırkçılık bu topraklarda kendisine yer bulamadı"

Bu ülkede, belli bir dönem hepimiz baskı gördük, zulüm gördüki ayrımcılık gördük. Bizi Türk-Kürt diye, Alevi-Sünni diye, doğulu-batılı diye ayırmadılar; bizden-sizden diye ayırdılar. Ayrımcılığa karşı biz, bu ülkede hep birlikte mücadele verdik. Bunu hep birlikte başardık. Çünkü 1000 yıldır bu topraklarda bizim ayrımız gayrımız olmadı. Malazgirt'te beraberdik. Kudüs surları önünde Selahaddin Eyyubi ordusunda, Şam önlerinde Nureddin Zengi'nin ordusunda, İstanbul surları önünde beraberdik. Çaldıran'da, Yavuz'un ordusunda beraberdik. Mohaç'ta, Kosova'da, Sarıkamış'ta, Çanakkale'de, İstiklal Savaşı'nda beraberdik. Allah'a hamdolsun; 1000 yıl boyunca ırkçılık bu topraklarda kendisine yer bulamadı, yeşeremedi, boy veremedi. Bizler, aynı kıbleye dönüyoruz, aynı kitabı okuyoruz, aynı peygamberin izinde yürüyoruz. Bizler, tarih boyunca sadece birlikte savaşmadık, aynı zamanda birlikte medeniyetler inşa ettik. Selçuklu'yu, Osmanlı'yı, Türkiye Cumhuriyeti'ni birlikte kurduk. Türk ile Kürt'ün arasına ayrımcılık sokan, hem Türk'ün hem Kürt'ün düşmanıdır. En çok da müslümanın düşmanıdır.