BIST 10.009
DOLAR 32,33
EURO 34,73
ALTIN 2.436,19
HABER /  GÜNCEL

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake'den Türkiye'ye F-16 satışı açıklaması

TBMM'nin İsveç'in NATO'ya katılımı onaylamasının ardından gözler ABD'nin F-16 konusunda atacağı adıma çevrildi. ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, F-16 satış süreciyle ilgili "çok umutluyum" dedi.

Abone ol

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, Demirören Medya Grubu’na verdiği mülakatta TBMM’nin İsveç’in NATO üyeliğine verdiği onayı değerlendirdi. Blake'in, CNN Türk Ankara Temsilcisi Hande Fırat'ın sorularını cevapladı.

Blake TBMM'nin onayı için “Öncelikle oldukça kapsamlı bir değerlendirme yapmasından dolayı TBMM’yi ve alınan kararın Türkiye’nin güvenliğinin yanı sıra NATO’nun ortak güvenliğinin artırılmasına destek sağlamasından dolayı hükümeti kutluyorum. Geçmişte Kongre üyeliği yaptım ve tıpkı ABD Kongresi gibi TBMM’nin de kendi rolünü ciddiye aldığını biliyorum. Dolayısıyla Meclis’in onay sürecini bu şekilde gerçekleştirmesi memnuniyet verici." ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Biden’in kongreye yazdığı mektup ile birlikte süreç nasıl işleyecek?

TBMM’nin İsveç'in NATO’ya üyelik başvurusunu ciddiye aldığı gibi, ABD Kongresi de dış askeri satışları gözden geçiriyor ve bu süreçte büyük bir rol oynuyor ki bence bu çok iyi bir şey. Dolayısıyla Kongre'nin bu hususu dikkate alması iyi bir şey. Başkan Biden, Kongre'ye bir mektup yazarak, bu konuda ilerleme niyetinde olduğunu bildirdi. Mevcut işleyişi şu şekilde ifade edebiliriz: ABD yönetimi, askeri satış konusunda ilerleme niyetinde olduğunu Kongre'ye bildirir. Kongre itiraz etmezse satış gerçekleşir. Dolayısıyla muhtemelen Kongre'de bir oylama görmeyeceğiz, buna gerek bulunmuyor. Sadece bu konuda bir muhalefet olursa oylama yapılacak. Dolayısıyla geldiğimiz nokta tatmin edici ve Kongre’deki eski arkadaşlarımla da sık sık konuşuyorum. Açıkçası İsveç'in NATO'ya üyeliğine büyük önem atfediyorlar. Geldiğimiz nokta memnun edici, ancak elbette satış ile ilgili durum Kongre'nin yetki alanına giriyor, bu konuyu değerlendirecekler.

Bu bölümde şöyle bir diyalog yaşandı:

Fırat- Umutlu olduğunuzu düşünüyorum.
Flake - Evet, evet, çok umutluyum.

"Görüş ayrılıklarını gidermeyi amaçlıyoruz"

Büyükelçi Flake’e PKK’nın yanısıra YPG sorununu da hatırlattık. Aldığımız yanıt ise çok dikkat çekiciydi;

"Şunun farkındayım her zaman her konuda Türkiye ile aynı fikirde olmayabiliriz. Ama terörizme karşı savaş hedeflerimiz pek çok alanda birbiriyle kesişiyor. Bir görüş ayrılığı olduğunda bir koordinasyon halinde bunu gidermeyi amaçlıyoruz. Benim düşüncem bundan sonra bu süreçlerin daha da iyileştirileceği yönünde.

Daha önce de söylediğim gibi her zaman DAEŞ ile mücadele konusunda aynı fikirde olmayabiliriz ama terörle mücadele ihtiyacımız konusunda son derece önemli başlıklarda aynı noktadayız. Biz Daeş’e karşı kurulan koalisyonda Türkiye’nin rolüne çok önem veriyoruz. Aynı alanda aynı hedefe yönelik mücadele ederken fikir ayrılıklarımız olabilir, bu görüş ayrılıklarını gidermeye çalışıyoruz. Benim umudum gelecekte daha iyi iş birliği halinde çalışabileceğimiz yönünde.”

“Türkiye’nin iki devletli çözüm konusundaki bu güçlü desteğini takdir ediyoruz"

İsrail’in Gazze katliamı, Türkiye’nin iki devletli çözüm önerisi ve ABD’nin izleyeceği politika da gündemdeydi. Büyükelçinin bu konudaki açıklamaları ise şöyle oldu;

“Türkiye’nin iki devletli çözüm konusundaki bu güçlü desteğini takdir ediyoruz. Bizim politikamız İsrail ve Gazze’de sürdürülebilir barış için çözümün iki devletli çözümden geleceği yönünde. O yüzden Türkiye’nin bölgedeki diğer ülkelerle birlikte gösterdiği bu çabaları takdir ediyoruz. Aynı zamanda Türkiye’nin insani boyuttaki çabalarını da çok takdir ediyoruz. Daha sonra ne olacak konusuna da bakıyoruz. Bu konuda da Türkiye ile koordinasyon ve iş birliği yapacak çok alan var. Liderlerimizin de söylediği gibi İsrail ve Gazze’de sürdürülebilir bir barış olacaksa bu iki devletli bir çözüm ile gelebilir. Bu çözüm de Türkiye ve bölgedeki diğer ülkeler ile birlikte bulunabilir. Ama özellikle Türkiye’nin rehinelerin serbest bırakılması konusundaki çabaları ve sadece Türkiye’nin alabileceği önlemlerin alınmasını da görüyoruz ve takdir ediyoruz."