BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

Hukukçular Anayasa paketine ne dedi?

Anayasa Paketi'nde öngörülen değişiklikler açıklandı. Paket muhalefetten tepki gördü. Peki ya hukukçular ne diyor?

Abone ol

İNTERNETHABER

Hükümetin üzerinde çalıştığı Anayasa Paketi nihayet görücüye çıktı. CHP pakete destek vermeyeceğini açıklarken, HSYK Başkanı Özbek "Bu, yürütmenin yargıya karşı yer tutma harekatıdır" diyerek sert tepki gösterdi.

Peki ya Anayasa Hukukçuları? Onlar kararsız kaldı. Hukukçular paketteki olumlu maddeleri ve olumsuzlukları şöyle anlattı:

TASLAK MEVCUT DURUMDAN DAHA İYİ

Demokrasi ve Özgürlük için Yargıçlar ve Savcılar Birliği Eşbaşkanı Osman Can / Anayasa Mahkemesi raportörü:

Kapatma davaları, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın hazırladığı iddianameden sonra Meclis'e geleceğini, takdir doğrudan Meclis'in, politik mekanizmaların olmalı. Çünkü iddianameler Türkiye'de politik bir araç, ideolojik silah olarak kullanılıyor. 

HSYK'ya üye seçiminde Meclis'in devre dışı bırakılması olumlu değil.

Anayasa Mahkemesi'ne üye seçiminde mevcut duruma göre çoğulculuk getiriliyor ama bu kompozisyon Avrupa'daki standartları birebir yansıtmıyor. Taslak, mevcut durumdan daha olumlu ama arzuladığımız düzeyde değil.

BU DEĞİŞİKLİKLER FELAKETE GÖTÜRÜR

Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Kocasakal:

Parti kapatmada Meclis'in devreye girmesi kuvvetleri ayrılığının ortadan kalkması demektir. Parti kapatma yargısal bir karar ve denetimdir. Yasama tasarrufuna bağlayamazsınız. Bunun adı kuvvetler birliği olur. Türkiye adım adım buraya gidiyor. Herşey yasamanın elinde toplanıyor.

Yürütme yasamayı da yutmuş halde. Herşeyi yürütmeye bırakıyorsunuz. Buna artık kimse hukuk devleti diyemez. Bunun amacının demokrasi olmadığı, yargının bağımsızlığının ortadan kaldırılması ve yargının bağlı hale getirilmesi olduğu çok açıktır.

Referanduma götürme kararında da aynı kötü niyeti görmek mümkün. Bunlar ayrı ayrı oylanmalı. Bu gerçek anlamda referandum olmayacak, hükümet için güvenoylaması olacak.

Siyasi partilerin kapatılması zorlaştırılıyor. Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Bassavcısının talebi üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan her bir siyasî partinin beşer üye ile temsil edildiği ve Meclis Başkanı başkanlığında oluşturulacak.

Komisyonun üye tam sayısının üçte iki çoğunlugu ve gizli oyla verecegi izin üzerine açılacak dava, Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanacak. Komisyonun bu kararı, yargı denetimi dışında. Reddedilen izin basvurusunda ileri sürülen sebepler, hiçbir şekilde yeni bir başvuruya konu olamayacak. Siyasî parti gruplarında ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde izin konusunda görüşme yapılamayacak ve karar alınamayacak

HSYK’YA İLİŞKİN DÜZENLEMEYİ HEMEN SİLİP ATMAMAK LAZIM

Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Levent Köker: HSYK’nın bugünkü yapısı çok da demokratik hukuk devleti ilkelerine uymuyor. En demokratik anayasalardan biri olan 1960 anayasasında HSYK’nın seçim yapısı daha demokratikti. Üçte birini Meclis, üçte birini yargıçlar seçiyordu. Bu değişiklik de o yapıya kapı aralıyor. Hemen baştan anti demokratik diye kesip atmamak lazım.

MECLİS’TEKİ PARTİLERE KAPATILMAMA ÖZGÜRLÜĞÜ GELİYOR

Anayasa Hukuku Profesörü Sibel İnceoğlu
: Hak ve özgürlükler bakımından olumlu denebilecek bazı değişiklikler var ama bazı değişiklikler tepki çekebilir. Kadın erkek eşitliğine ilişkin madde… 10. maddede yapılan değişiklik… Burada pozitif ayrımcılıkla ilgili açık bir düzenleme yapılsaydı, belki daha çok destek görürdü kadın örgütleri tarafından…
Siyasi partilerle ilgili değişikliklerde dikkat çekici noktalardan biri kapatma davasında TBMM başvurusu ile Meclis’te oluşturulacak komisyon… Grubu bulunan partilere üstünlük tanınmış. Bu çok tehlikeli bir madde. Meclis’teki partilere kapanmama özgürlüğü verilmiş…
Eylemleri dışında partilerin tüzükleri yüzünden kapatılmayacağı ve milletvekilliğini düşmemesi, Meclis’teki konuşmalarından dolayı partilerin kapatılmaması olumlu maddeler.


İÇ TUTARLIK YOK

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Anayasa Hukukçusu İbrahim Kaboğlu: Ben çocuk haklarından, seyahat ve yerleşme özgürlüğünden, HSYK’ya kadar birçok maddeye kadar değişikliği kapsamına alan anayasa değişikliğinin iç tutarlık açısından ne derece uygun olduğunu kendime soruyorum. Bu konuda ciddi kuşkularım var. Çünkü Avrupa Anayasalarında iç tutarlılık o kadar önemlidir ki Anayasa Mahkemeleri sadece bu konuda maddeleri iptal ediyorlar. Birbiriyle alakalı olmayan maddelerin aynı pakete dahil edilmesi riskli. Bana ilk bakışta öyle görünüyor ki iç değişiklik ve tutarlılık açısından bu değişiklik önerisi çok tartışılacak gibi geliyor.