BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

Boğazlarda 'altın frank' dönemi!

Boğazlardaki gemi trafiğini azaltam için kolları sıvayan hükümet, Montrö'den kaynaklanan hakkını ilkkez kullanacak.

Abone ol

Enerji ve Tabii Bakanı Taner Yıldız, altın frank (boğazlarda yüksek geçiş ücreti hakkı) uygulamasına değinerek, "Bunun kullanılmasını temenni etmiyoruz ancak zorda kaldığımız takdirde bunu gündeme getirebiliriz" dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, doğalgazdaki kontrat devirleriyle ilgili BOTAŞ Yönetim Kurulu'nun önümüzdeki hafta içerisinde karar alıp, işlemi başlatacağını bildirdi.

Yıldız, TKİ tesislerinde enerji sektöründe 2010 yılı değerlendirmesi ve 2011 yılı beklentilerine ilişkin düzenlediği bazın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Yıldız, bir gazetecinin Hidroelektrik santrallerine (HES) ilişkin sorusu üzerine 2011 yılında devreye girecek HES'ler bulunduğunu, şu anda yaklaşık 15 bin 700 megavatlar civarındaki HES kapasitesinin 1-1,5 yıl gibi bir sürede yaklaşık 2 bin megavat civarında artacağını bildirdi.

Bunun önemli bir gelişme olduğunu ifade eden Yıldız, bir diğer önemli gelişmenin ise 22 bin megavatlar civarında olan irili, ufaklı, rezervuarlı ve nehir tipi HES'leri harekete geçirmek olduğunu kaydetti. Yıldız, doğalgaz santrali kurmanın kamu ve özel sektör için kolay olduğuna işaret ederek, özel sektör yatırımcılarından, doğalgaz santrallerinden önce özellikle HES ve RES'lerle ilgili çabalarını yoğunlaştırmalarını istedi.

DOĞALGAZ KONTRAT DEVRİ

Doğalgaz kontrat devirlerine ilişkin bir soruya karşılık Bakan Yıldız, doğalgazdaki kontrat devirleriyle ilgili özel sektörün payını artırmaya dönük kararlılıklarının devam ettirdiklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Yönetim Kurulu da önümüzdeki hafta içerisinde bu konuyla ilgili kararı alıp, işlemi başlatacak. 6 milyar metreküpü Rusya tarafıyla da anlaşıp, özel sektöre belki 1'er milyar metreküp, belki parçalı belki de bütün halinde devredebiliriz. Biz bunu niçin önemsiyoruz, bir rekabetin artması, iki Rusya'ya ile müzakere edecek, fiyat rekabetini güçlendirecek farklı aktörlerin gelişmesi lazım. Şu anda hem üreticiler, hem de tüketiciler bu gider kalemleri üzerinde çok hoşnut değiller, dünyada böyle oluyor. Bunun altında bir dram var aslında.

Elektrik, doğalgaz parası kimsenin ödemeyi istemediği bir konudur. Ancak bunlar refah seviyemizi geliştirmek açısından önemli girdilerdir. 2011 yılı açısından en önemli gelişmelerden bir tanesi bu olacak. Bu 6 milyar metreküplük kontrat devrinin özel sektöre ve piyasaya rahatlık getireceğine inanıyoruz."

BOĞAZLARDAN GEÇİŞ KONUSU

Boğazlardan geçişe ilişkin bir başka soru üzerine de Boğazlarla alakalı Montrö Anlaşmasının yükümlülüklerini yerine getirmeye hazır olduklarını, boğazlardan geçişin bir gönüllülük ilkesine dayandığını belirten Yıldız, Montrö Boğazlar Sözleşmesinden kaynaklanan ve "altın frank" olarak adlandırılan yüksek geçiş ücreti hakkına dönük bir maddenin de bulunduğunu, bu uygulamanın önemli bir geçiş ücreti bariyeri oluşturduğunu söyledi.

Yıldız, bunun kullanılmasını ve bu rakama başvurulmasını temenni etmediklerini, ancak zorda kaldıkları takdirde bunu gündeme getirebileceklerini söyledi.

Altın frank uygulamasının nasıl bir getiri sağlayacağının sorulması üzerine de bu uygulamanın bir takım komplikasyonları, yan tesirleri bulunduğunu, çünkü boğazlardan geçiş ücretlerini ciddi oranda artırdığını ifade etti.

İstanbul'u hukuki ve uluslararası haklardan kaynaklanan gerekçelerle hiç bir şekilde riske atamayacaklarını belirten Yıldız, şöyle devam etti:

"Montrö Antlaşması 1936 yılında şunu söyler (buradan geçmek isteyen herhangi bir uluslararası taşımacılık, buradan geçer). Biz bu anlaşmaya sadığız ve bağlıyız, ama Montrö'nün diğer maddelerine baktığımız zaman orada Türkiye'ye sağlanan bazı haklar var, bu dikkatle uygulanması gereken Ulaştırma, Dışişleri ve Çevre Bakanlıklarımızın beraber yürüttüğü bir koordinasyonla uygulamaya geçecek bir kalemdir. Dikkatli kullanılması gereken bir argümandır. " Boğazlardan geçişte ücretlerin artırılmasının Türkiye'yi rahatlatacağına, ancak taşımacılık ve üretim yapan bazı firmaların maliyetlerini artıracağına dikkati çeken Yıldız, "Biz öyle bir optimum nokta bulmalıyız ki hem tarihi hem doğal güzellikleriyle İstanbul riske edilmemeli."

Gittikçe artan petrol arama faaliyetleriyle birlikte geçişlerin de arttığına işaret eden Yıldız, örneğin BTC petrol hattıyla bugüne kadar taşınan petrol miktarının 1 milyar varili geçtiğini, bu hat yapılmamış olsaydı, bunların hepsinin boğazdan geçeceğini söyledi.

Bu konuyu konuşuyor olmalarının nedenini boğazlar konusunda hassasiyetlerinin son noktaya gelmesi olduğunu ifade eden Yıldız, "o yüzden alternatif çözümleri sunarak, ne geçişleri sıkıntıya sokacak ne de İstanbul'un, Çanakkale'nin güzelliklerini sıkıntıya sokacak bir durum oluşmamalıdır" dedi.

Şu anda Boğazlardan yılda 150 milyon ton petrol geçtiğini ve 150 milyon dolar gelir elde edildiğini anlatan Yıldız, günde ortalama 18 büyük tanker geçişi olan boğazlarda kaza tehlikesi ile karşı karşıya kalmayı istemediklerini belirtti.

TPAO'NUN ÖZELLEŞTİRİLMESİ

Yıldız, bir başka soru üzerine de TPAO'nun özelleştirilmesine ilişkin hazırlıkların önemli bir noktaya geldiğini bildirdi.

TPAO'nun daha özerk ve insan kaynakları açısından daha farklı kabiliyetlerini ortaya koyabilecek bir yapıyı sağlaması gerektiğini belirten Yıldız, TPAO'nun gerek yurtiçinde, yurtdışında gerekse Karadeniz'de yaptığı çalışmalarla önemli bir aktör olduğunu söyledi.

Karadeniz'deki arama çalışmalarına da değinen Yıldız, Exxonmobil'in Karadeniz'deki aramaları için kullanacağı yeni bir platform gemisinin Mart ayında Türkiye'ye geleceğini ve faaliyetlerine başlayacağını bildirdi. Bir diğer soru üzerine de Yıldız, Statoil'in arama çalışmalarına ilişkin kararlılığını bildiklerini ancak bunu somut bir projeyle taçlandırmadıklarını ifade etti.