BIST 10.020
DOLAR 32,38
EURO 34,73
ALTIN 2.431,94
HABER /  GÜNCEL

İşte büyük olmak budur!

Sadece Türkiye değil, dünyanın dört bir yanındaki üniversiteler teklif getirdi. Ama o hep geri çevirdi. Kabul ettiği ise doğup büyüdüğü topraklardaki üniversite oldu.

Abone ol

İNTERNETHABER

Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük yazarlardan biri Yaşar Kemal... Hayatı boyunca bir çok üniversiteden fahri doktoralık teklifi aldı. Sadece Türkiye'deki değil, yurt dışındaki üniversitelerden de teklifler yağdı. Ama o hep reddetti... Ta ki doğup büyüdüğü topraklarda kurulan üniversiteden gelen teklife kadar...

"Madem ki doğduğum toprakların üniversitesi veriyor bu doktora ünvanını alayım" dedi... Hayatında ilk kez fahri doktora ünvanını kabul etti.

Bugün Çukurova Üniversitesi'nde düzenlenen törenle ünvan belgesini aldı, o cübbeyi de ilk kez giydi...




AYDINIM DİYENLERE KAPAK OLACAK...
TÖRENDEKİ SÜRPRİZ KÖYLÜLER


[PAGE]


DİĞERLERİNE KAPAK OLSUN

Edebiyatın dev çınarı, fahri doktora ünvanı deyince koşa koşa üniversitelerin yolunu tutan bir çok "aydın"a da ders verdi bu hareketi ile...

Törende onu yalnız bırakmayanlar da vardı... Osmaniye'ye bağlı Hemite köyünden gelenler... Onlarda Yaşar Kemal'in doğup büyüdüğü babaocağından, onun köyünden gelmişlerdi. Köylüleri büyük yazarın "ünvan töreninde" onun yanındaydılar...

HEMİTE KÖYÜ...

Yaşar Kemal, yeni adı Gökçedam olan Hemite köyünde dostluğu, kardeşliği ve sevgiyi görerek büyüdüğünü belirterek, ''Orada Türkiye'nin insanlarını gördüm. Hemite köyünde ayrıca olabildiğince zengin bir doğayı yaşadım. Köye gelen aşıklardan türkülerin güzelliğini, Karacaoğlan'ı, Dadaloğlu'nu öğrendim'' diye konuştu.




USTA YAZAR, KÜRT AÇILIMI İÇİN NE DEDİ?
"BEN BU HALKA ŞAHİDİM" DEDİ VE EKLEDİ...

[PAGE]


EN DEĞERLİSİ BU OLDU

Seramoni eşliğinde cübbesini giyen Yaşar Kemal, kişinin kendi toprağında onurlandırılmasının ödüllerin en değerlisi olduğunu belirterek teşekkür etti.

Çukurovalılığın bir yazar için çok önemli olduğunu ancak hayatında Adana'daki Ramazanoğlu Kitaplığı'nın da önemli yer tuttuğunu vurgulayan Yaşar Kemal, ''O kitaplıkta çok okudum, birkaç yıl boyunca sürekli okudum orada. Çok da büyük yazar olduğumu sanmıyorum ve söylemiyorum zaten. Eğer biraz biraz yazmasını öğrendiysem Ramazanoğlu Kitaplığı sayesindedir'' dedi.



USTA YAZAR, TÜRK-KÜRT MESELESİNE DEĞİNDİ...
"BEN ŞAHİDİM" DEDİ...

[PAGE]



TÜRK-KÜRT MESELESİ

Türkiye'nin şu anda bir karanlık içerisinde olduğunu belirten Yaşar Kemal, şunları söyledi:

''Türk meselesi, Kürt meselesi var, var oğlu var. Ama birbirimize düşmemiz bir kültürsüzlüktür. Yine de iyi birtakım insanlar vardır. Onlara güvenin, mutlaka büyük şeyler yapacaklar. Türkiye'ye yeni bir imkan getireceklerdir.

BEN BU HALKIN GÜZELLİĞİNE ŞAHİDİM

Onun için ben umutsuz değilim. Umudum şudur ki Türkiye kendine gelecek. Ne savaş olacaktır, ne başka bir şey. Bizim halkımız başka halklardan daha yumuşaktır. Hemite köyü gibidir yani. 12 sene kasaba kasaba dolaştım Türkiye'yi. Kasaba kasaba Türk halkını dolaştım. Bu halkın müthiş güzel bir halk olduğunun şahidiyim.''



YAŞAR KEMAL'İN "NEREDEYSE İNTİHAR EDECEKTİM"
DEDİĞİ YOK OLAN DEĞERİMİZ...

[PAGE]


NEREDEYSE İNTİHAR EDECEKTİM

Yaşar Kemal konuşmasının sonunda sözlerini doğaya getirdi. Onu çok üzen bir olayı dillendirdi.

Kemal, Çukurova'nın doğasını korumak için büyük mücadele verdiğini kaydederek, ''Ama bir sedir ormanı yok oldu. Dünyada sedir ormanı çok azdır, onlardan biri Çukurova'daydı. Yok olduğunda neredeyse intihar edecektim. Neden doğayla bu kadar uğraştım? Bir sebebi olmalıydı. Türkiye Kurtuluş Savaşı'nda Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı ve Çerkez'i ile Yunanlılar'a karşı savaştı, hep beraber yendiler. Ama erozyonla topraklar gittiği zaman, onu hiç kimse geri getiremez. Bu nedenle eğitilmesi lazım Türkiye'nin'' dedi.