BIST 8.723
DOLAR 32,34
EURO 35,10
ALTIN 2.239,52
HABER /  POLİTİKA

Çelik: CHP seçimle uğraşmak yerine kavga ediyor

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İstanbul seçimlerine ilişkin yaptığı açıklamada CHP'nin tavrını eleştirdi. Hırçınlaşan bir üslupla kararı veren hakemle kavga etmeye devam edildiğini ifade etti. Sonuçlardan emin olan CHP'nin neden bütün oyların yeniden sayılması için duruş sergilemediği sorusunu sordu.

Abone ol

Bölgesel konularla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Çelik, ABD ile İran arasındaki krizin tırmanmasının büyük bir tehlike olduğunu, bölgenin daha fazla gerginliği kaldıramayacağını söyledi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:

Türkiye Cumhuriyeti tarih içerisinde sahip olduğumuz devletlerin tarih içinde varoluşumuzun bugünkü devleti başarılı bir şekilde yürüyor. Türkiye'ye kazandırılanlar daha güçlü perspektif ve özgüvenle yürümesini sağlamıştır. Bu dönemlerde muhasebe yapmamız gereken günler var. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi 82 milyonluk Türkiye gemisinin yolcularıyız. İçeride ne yaşarsa yaşansın, geminin gövdesinin sağlam kalması, motorların işlemeye devam etmesi ve en önemlisi rotasından sapmaması hepimizin görevidir.

"Bu kadar güveniyorsunuz neden tam sayımını istemediniz?"

CHP'de gözlemlediğimiz bir şey giderek hırçınlaşan üslupla seçimle uğraşmak yerine sürece karar veren hakemle uğraşmaya devam ediyorlar. Çete dediler ve başka aşamalara geçtiler. CHP adayının ve yönetiminin İstanbul seçimlerine yönelik olarak tavır değişikliğinin çok iyi izlenmesi ve değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Daha önce seçim yenilenmesine karşı çıkanlar, son zamanlarda bilgisayar başında hata yapılmıştır, sorumlusu biz değilizdir diyorlar. Bu kadar eminseniz niçin bütün oyların yeniden sayılması için güçlü bir duruş ortaya koymadınız? Cevabı verilmeyen sorulardan bir tanesidir bu.

"Oylar sayılınca neden Binali Yıldırım'ın lehine çıkıyor?"

Hakemle kavga etmek şık olmuyor ve görevini yapan hakimlere karşı ayıp oluyor. Hatalar düzeltildikçe bizim adayımızın oylarının heba olduğu ortaya çıktı. Fakat karşı adayın hiçbir şekilde heba olmadığı ortaya çıktı. Hatalar düzeltildikçe neden sayın Binali Yıldırım'ın oyları artıyor da diğer adayın oyları artmıyor? Neden sürekli olarak Binali Yıldırım'ın aleyhine yapılmıştır. Bu kadar güvendikleri bir durum varsa oyların yeniden sayıma dönük olarak neden güçlü bir irade ortaya koymadıkları kamuoyunun önünde duruyor. Herhangi bir şekilde bir adaydan alıp da diğer adaya mazbata verilmedi.

"Bu sonucu hırpalamaya çalışmak milletin hakemliği ile kavgadır"

YSK en güvendiğimiz kurumdur diyeceksiniz, ondan sonra YSK karar verince 'çetedir' diyeceksiniz. Sürece saygı gösteren sonuca da saygı gösterir. Bu süreci çeşitli şekilde hırpalamaya çalışmak milletin hakemliği ile kavga etmektir. Sonuçta ülkemizin yegane patronu olan aziz milletimiz, İstanbullular karar verecek ve biz buna saygı duyacağız, bu sonucu selamlayacağız. Sempatik mesajlar vermek hukuki sürecin alternatifi değildir. Görülmesi gereken şey sürecin sağlıklı işlemesidir. Netice itibarıyla vatandaşlarımız kararlarını verecektir. Hepimiz de saygıyla karşılayacağız.

"Bu akımlar Avrupa demokrasisini zehirleyecek demiştik"

Avrupa Parlamentosu seçimleri 23-16 Mayıs'ta gerçekleşecek. Adaylara baktığınızda neredeyse aşırı sağın ajandasını kullanmaya başladığını görüyoruz. Müthiş bir Erdoğan, İslam ve Türkiye düşmanlığı yapıyor. Avrupa'da daha az İslam, daha az göçmen, daha az çoğulculuk istiyorlar. Irkçılığın ve popülizmin ortaya çıktığı bir tablo karşı karşıyayız. İslam düşmanlığı konusunda net tavır almazlarsa Avrupa demokrasilerini bu akımlar zehirleyecek ve yutacaklar demiştik, şimdi maalesef bu gerçek oldu, bundan büyük üzüntü duyuyoruz.  Birtakım kampanya stratejistleri geliyorlar, aşırı sağın daha da güçlenmesi için alenen kampanya yapıyorlar. Bunun Avrupa için büyük tehlike olduğunu ifade etmek isterim.

"Aşırı sağ avrupa'nın Daeş'idir..."

Avusturya'da aşırı sağcı hükümetin başörtüsünü yasaklayan kararı oldu, Hollanda'da helal kesim yasaklansın diye yasa tasarısı verildi. ırkçılık doyumsuz bir canavardır. Siz bu şekilde yaklaştıkça onun azgınlığı ve açlığı daha da artacaktır. Türkiye karşıtlığı üzerinden daha az İslam, daha az göçmen ve daha az çoğulculuk üzerinden kurgulanan bu durum Avrupa için büyük tehdittir. Aşırı sağ Avrupa'nın DAEŞ'idir. Bizim bölgemiz için DAEŞ nasıl bir nefret ve katliam şebekesini temsil ediyorsa Avrupa'daki aşırı sağ da aynıdır.

"Erdoğan ve Türkiye düşmanlığı ile başka şeyleri örtüyorlar"

Daha önce söylemiştim. Avrupa'da siyasi matruşka ürettiler. Bu matruşkanın en tepesine Türkiye ve Erdoğan düşmanlığını koydular, onu kaldırdığında İslam düşmanlığı çıkıyor. Bu Avrupa Birliği'ne, demokrasiye, çoğulculuğa düşmandır. Bütün bunların görülmesi lazım. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Türkiye, İslam düşmanlığı yapıyorlar. Bununla başka şeyleri örtmeye çalışıyorlar. ideolojik fanatizmin yeniden Avrupa'ya ele geçirmesi için bir yaklaşım ortaya koymuşlardır. Bütün sağduyulu siyasetçileri nefret siyasetindan uzak durmaya, bu ajandayı paylaşmamaya ve tavır almaya davet ediyoruz.

"ABD ile İran'ın gerilim çok tehlikeli bir durumdur"

Başkan Trump yeni yaptırımları açıkladı, bunun karşılığında İran bazı yükümlülüklerinden kısmen çekildiğini açıkladı. ABD'nin gerginliği arttıracak azami baskı politikası dünyanın her yerinden ve ABD'nin içinden tepki görüyor. İran kapsamlı ortak eylem planında bazı maddelerinin açığa aldığını açıkladı. Bu gerginliğin arkasından Başkan Trump'ın Twitter hesabından başka yerlerden birtakım yorumlar yapıldı. Bu son derece tehlikeli bir durumdadır. Bölge kapasitenin çok üstünde bir gerginlik karşı karşıyadır. Bu İran halkına karşı yapılacak en büyük yanlış olur. Burada diplomasinin konuşturulacağı bir zemindir. ABD ile İran arasındaki birtakım sözlü karşılıklı iddialar Yemen, Afganistan ve Irak'ta karşılığını bulmuştur, bu son derece tehlikeli bir tablodur. Bu bölgede asker arttırmaktan, sıcak çalışmaya yol açabilecek yaklaşımlardan uzak durulması gerekir.

"Türkiye Akdeniz'de hiçbir oldu bittiye müsaade etmez"

Yunanistan ve Rum kesiminin Türkiye'ye ait olan bölgelere, Türkiye'nin kıta sahanlığına dönük olarak bu saldırganlığını, birtakım ülkelerinin petrol şirketleriyle anlaşması, o ülkelerin deniz kuvvetlerini davet etmesinin bizim açımızdan hiçbir kıymeti yoktur. Türkiye, KKTC'nin hak ve menfaatlerini koruyacaktır. Kıbrıs'ın etrafındaki kaynaklar iki kesime aittir. Henüz bir birleşme formülü ortaya çıkmadan, AB Rum kesimini tanıdı diye, bölgedeki bütün doğalgaz, hidrosarbon kaynaklarını Rum kesiminin olduğunu ilan etti diye Türkiye böyle bir oldu bittiye kesinlikle müsaade etmez. Türkiye'nin ve KKTC'nın Türkiye Petrollerine devrettiği haklar sonuna kadar kullanılacaktır.

"Türkiye KKTC'nin haklarını her zaman koruyacaktır"

Ne Rumlar ne Yunan tarafı kesinlikle tarihten çıkarmamış gözüküyor. Burada daha net konuşmak gerekiyor. Dolaylı olarak ifade ettiklerimizin tam anlaşılmadığı görülüyor. Burada kesinlikle her ne pahasına olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC hak ve menfaatlerinden vazgeçmeyecektir. Her saldırı girişimine karşı hak eden cevap en etkili bir şekilde verilecektir. Buradan çıkacakların iki kesim arasında paylaşılacağı formülüne açık olduğumuzu ifade ettik. Ama onlar 'Bu kaynakları sadece biz çıkartırız', yarın iki modelli devlet çıktığımızda iki kaynağa paylaştırırz diyorlar. Hak ve menfaatlerimiz konusunda en kararlı adımları atacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Test eden, provoke eden açıklamalardan kaçınmalarını belirtiriz. Türkiye'den başka iyi komşu yoktur.

"Hdp'nin yaklaşımı sığ ve çirkindir"

Oraya HDP davet edilmemişti. Bu ortak ruhu paylaşmayan, İstiklal Marşı okumayan bir organizasyon durumunda oldukları için böyle bir davet kendilerine gitmedi. Keşke ortak ruha katkıda bulunacak siyaset yapsalar. Keşke ülkenin temel değerlerine gereken saygıyı gösterseler, siyaset yapsınlar. Ama böyle olmuyor. Bunun devlet töreni değil AK Parti'nin töreni olduğunu ifade ediyorlar. Bu sığ ve çiğ yaklaşımdır.

"İstihbarat ve birtakım görüşmeler yapabilir"

Türkiye'de bir köşe yazarı bunu ifade etti. Daha sonra Esad'ın kendi ağzından haber yapan bir site bunu ilan etti. Şu tarihte şu iş yapılıyor, bu tarihte bu iş yapılıyor diye bir açıklama yapmayız. Sahalardaki unsurlar insani trajedinin ortaya çıkmasını önlemek adına muhataplarıyla görüşürler. İstihbarat ve sahadaki unsurlar bunu savaş zamanında bile yaparlar. Biz sınırımıza dönük olarak bu saldırıları defetmek için oradayız. Bu görüşmeler yapıldı, yapılmadı gibi açıklamalar prensip olarak sayın Cumhnurbaşkanımızın izni dahilinde bu tür görüşmeler yapılabilir. Beşar Esad'la ilgili pozisyonumuz değişmemiştir. Daha dün ABD tarafından 'rejim kimyasal silah kullanıyor' diye açıklama yapılmıştır.

Ekrem İmamoğlu Ahmet Hakan tartışması...

Tevfik Bey çok deneyimli siyasetçidir. Karşısındaki gazeteci de Tevfik Bey'in söylemediği şeyleri CHP adayı tarafından ifade etmesine itiraz etti. CHP adayı arkadaşımızın ifadelerine birtakım eklemeler yaptı. Tevfik Bey'in yaptığı açıklama net açıklama. Çok tecrübeli siyasetçidir. Söylediği şey çok nettir. Belli kesimlerin, sıkıntılı, şaibeli bu şekildeki ifadeleri karşısındaki suskunlukları sorguluyor. Bunun karşısında verilecek cevap vardır. Birisi bir başka siyasetçiye 'seni adam yerine koymuyorum' diyorsa söylediği şey karşısındakine zerre kadar zarar vermez. Kim böyle bir şey söylüyorsa kendisiyle ilgili bir kapı açmış olur. Bu ifadeyi kınıyoruz