BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53
HABER /  POLİTİKA

Çavuşoğlu'nun Yunan bakana cevabına Tatar'dan destek: Bravo sayın bakanımız dedik

Yunan Bakan Dendias'ın hadsiz sözlerine Çavuşoğlu'nun cevabına Ersin Tatar da destek verdi. Tatar, "Yunan Dışişleri Bakanı'na verilen cevapta, Kıbrıs Türk halkı olarak sizi izlerken 'Bravo sayın bakanımız' dedik. Çünkü çizgiyi aşmıştı, cevabını aldı" ifadelerini kullandı.

Abone ol

KKTC'de Anayasa Mahkemesi, Laiklik ilkesiyle ters düştüğünü gerekçe göstererek Kur'an kurslarının kapatılması yönünde karar almıştı. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar bu konuya da cevap vererek, KKTC'de Kur'an kurslarının kapanması gibi bir durumun asla olamayacağına dikkat çekti.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile ortak basın toplantısı düzenledi. İkili, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın Türkiye'yi hedef alan sözleriyle ilgili de açıklamalarda bulundu.

Ersin Tatar, konuya ilişkin, "Sayın Çavuşoğlu'nun dünkü cevabı çok yerindeydi. Biz Doğu Akdeniz'de ne Kıbrıs Türk halkının ne Türkiye'nin haklarını yedirtmeyiz. Yunan Dışişleri Bakanı'na verilen cevapta, Kıbrıs Türk halkı olarak sizi izlerken 'Bravo sayın bakanımız' dedik. Çünkü çizgiyi aşmıştı, cevabını aldı. Onların iddia ettikleri alan çok daha azdır. Doğu Akdeniz bağlamında söylenen cevap çok yerindeydi diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Tatar'ın açıklamalarından satır başları:

"Bu, öyle bir günde geliştirilen bir siyaset değildir. Bu siyasetin arkasında yılların mücadelesi vardır. Gelinen noktada ne diyoruz dünyaya? Biz ayrı bir halkız. Egemenlik iki halka devrediliyor.

Kıbrıs'ta hür-bağımsız, kendi geleceğimizi tayin etme hakkı ve serbest bir düşünceyle anlaşmaya gidilecekse Kıbrıs Türk halkı elbette doğal olarak kendi devletiyle bir anlaşmaya girmek isteyecektir.

"Önemli olan bağımsızlık"
Eski anlayışta federal de olsa bir tek egemenlik unsuru vardı. Egemence kelimeler kullanıldı, bana göre onlar bir bakıma safsataydı. Önemli olan bağımsızlıktır. Kıbrıs Türk halkı ana vatan Türkiye'nin de desteğiyle bunu hak etmektedir. Yan yana yaşayan egemen ve bağımsız iki devletin işbirliğiyle bir anlaşma olabilir.

Buranın AB'ne alınmış olması buradan Türkiye'nin fedakarlık yapması anlamında değildir. Kıbrıs Türk halkı her zaman ana vatan Türkiye'nin desteğini önemsemiş, takdir etmiştir. Garantörlüğünüz bizim için fevkalade önemlidir. Bizim egemenliğimiz, bağımsızlığımız ve Türkiyemizin garantörlüğü bizim için vazgeçilmezdir. Bu anlayışla Cenevre'ye gidiyoruz.

"Biz bugünlere kadar imanımızla geldik"

"Kur'an kurslarının kapanması gibi bir  durum asla olamaz" diyen Cumhurbaşkanı Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizler bu topraklarda Müslüman olarak, mücadelemizi hep inançlarımızla götürdük. Bugünlere kadar imanımızla geldik.Kararın nedeni olan yetki karmaşası derhal düzeltilecek. Mesela hassas bir konudur, meseleyi kışkırtıp başka yerlere çekip, bu tip gerginlikler yaratmaya hiç ihtiyacımız yoktur. Burada inanç, ibadet özgürlüğü vardır."

Bakan Çavuşoğlu'nun konuşmasından öne çıkan noktalar ise şöyle:

Sayın Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar'ın da söylediği gibi bu ziyaretin amacı gayri resmi 5+1 BM toplantısı öncesi hazırlıklarımızı gözden geçirmekti. Son derece yararlı toplantılar geçirdik.

"Son yıllarda değişen bir şey yok"
Elbette bu görüşe bir gecede varmadık. İki bölgeli, toplumlu federal çözüm için Türkiye elinden gelen çabayı tüm platformlarda gösterdi. Rum-Yunan ikilisi bu çözümü istermiş gibi gözükürken günün sonunda Kıbrıs Türkü'nün eşitliğini reddetti. Ne iktidarı, ne refahı paylaşmak isterler. Son 4 yılda değişen bir şey yok.

Siyasi süreçte, önümüzdeki süreçte, müzakerelerde, elbette süresi geçmiş ve Kıbrıs Türk halkının iradesinin yansıtmayan BMGK kararlarına işaret ederek federasyon modelini tekrar dayatmak istediklerini görüyoruz. Bir faydası olmayan ve olmayacak olan kararları ve artık statükoya dayanmış parametreleri dayatmanın anlamı yok. İmkansızı dayatmanın sebebi ne?

"Kaldığımız yerden devam etmeyeceğiz"
Cenevre'de 5+1 formatındaki toplantı gayri resmi bir toplantıdır. Burada yeni bir müzakere başlamıyor. Kesinlikle Crans-Montana'da kaldığımız yerden devam etmeyeceğiz, bu söz konusu bile olamaz. Bunu da bir kez daha vurgulamak isterim.

Biz Türkiye olarak her zaman KKTC ve Kıbrıs Türk halkının yanında olacağız. Kıbrıs Türk halkının güvenliği ve refahı Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk halkının refahıdır.

Dendias'ın sözleri
Yunanistan'la son 1.5 yıldır gerginlikler yaşadık ve diyalog yoluyla bu farklılıklarımız görüşerek bir çözüm bulma anlayışı istedik. İstikşafi görüşmeleri tekrar başlattık. Sayın Dendias'ın Ankara ziyaretini de önemli bir yumuşatma fırsatı olarak görmüştük. Buradaki görüşme son derece güzel, samimiydi. Dostane bir ortamdaydı. Farklılıklarımızı ortaya koyduk. Bir toplantıda bu kadar farklılığın giderilmesi tabii ki mümkün değil ama istikşafi görüşmelerin başlamasının amacı bu görüşmelerin devam etmesiydi. Daha sonra basın toplantısı kısmına gelirken, sayın Dendias ve ekibinden bize şöyle bir talep geldi: Biz basın toplantısında tartışma yaratacak konulara değinmeyeceğiz, sizden de aynı yaklaşımı bekliyoruz. Biz nezaket içinde, gerginliği azaltma konusundaki düşüncelerimizi de dile getirdik. Ama basın toplantısının belli bir noktasından sonra sayın Dendias gerçek dışı ithamlarla ülkemi suçlamaya başladı.

"'Kavga etmek istiyorum' demektir"
Bu neyi gösteriyor? 'Ben bu kavgayı devam ettirmek istiyorum' demektir. Bu maksimalist anlayışı, sözde Sevilla haritası gibi anlayışlara kendilerini de inandırırlarsa zaten bir yerer varmamızın anlamı yok. Biz bu Sevilla haritasını paçavraya çevirdik. Bunların geçerli olmadığını gösterdik."