BIST 9.080
DOLAR 32,33
EURO 35,08
ALTIN 2.309,53
HABER /  POLİTİKA

Ali Babacan'dan Erdoğan'a sert 'çözüm süreci' tepkisi

Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Çözüm Süreci’ni biz başlattık ama sonlandıran biz olamadık" açıklamasını eleştirdi.

Abone ol

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gaziantep’te partisinin Şehitkamil ve Şahinbey ilçe kongrelerinde konuştu.

Babacan'ın gündeminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır ziyaretindeki "Küresel emperyalizmin ülkemizde yaklaşık 1.5 asırdır kaşıdığı bir yarayı kapatmak için evet, Çözüm Süreci’ni biz başlattık ama sonlandıran biz olamadık. Çünkü Çözüm Süreci’ni bunların (HDP'liler) kötü niyeti, art niyeti, gizli gündemleri sonlandırdı" ifadeleri vardı.

Babacan, Erdoğan'ın sahip çıktığı çözüm sürecinin bugün bazı davalarda suçlama konusu olduğunu hatırlatarak, "Bunu bilmiyor mu?" diye sordu. Babacan, Erdoğan'ın çözüm süreci açıklamalarını şöyle değerlendirdi:

"Ama artık bir karar vermeli: Çözüm süreci yargılama konusu olan adli bir vaka mı, yoksa başarısız olduğu için üzüldüğü bir tecrübe mi? Çözüm sürecini Ankara’da başka, Diyarbakır’da başka değerlendiremezsiniz. ‘Çözüm sürecini biz başlattık, sürecin bazı partnerlerini de cezaevine koyduk’ mu demek istiyor? Çözüm ortaklarının hapiste olduğu bir dönemde, çözüm süreci sayesinde bazıları hapse giderken, yine çözüm süreci sayesinde şu anda Cumhurbaşkanlığı Sarayında olduğunu unutmaması gerekiyor."

"Bir daha yaşanmaması için elimizden geleni yapacağız"

Babacan'ın açıklamaları şöyle:

“Biz geçmişten ders çıkarmasını bilen bir siyasi hareketiz. Çözüm süreci iyi niyetli bir girişimdi. Ancak Kürtlerin doğuştan sahip oldukları haklarının tanınmasının bir pazarlık konusu yapılması, al-ver konusu yapılması bir hataydı. Bizler; vatandaşlarımızın analarından emdikleri ak süt kadar helal olan bütün hakları koşulsuz, pazarlıksız, müzakeresiz derhal tanıyacağız. Geçmişte yaşanan hiçbir acıya kör, hiçbir feryada sağır kalmayacağız. Bu acıların bir daha yaşanmaması için elimizden geleni yapacağız.

Kürt meselesinin varlığını dahi reddeden bu zihniyetin, Kürt meselesini çözmesi mümkün değil. Önce bir sorunu kabul edeceksin. Diyarbakır’a gelince Dicle’nin kenarındaki kuzuyu hatırlıyor, Ankara’ya gidince kurdun yanı başında hepsi buharlaşıyor.

Diyarbakır Cezaevi eleştirisi

Tüm bu ziyaret sırasında söylediği tek yeni konu Diyarbakır Cezaevini kültür merkezi yapmak. Diyarbakır Cezaevi ki, gencecik insanlara akla hayale sığmayacak işkencelerin yapıldığı yer. Acının, eziyetin, şiddetin adresi. Bu utanç abidesinden kültür merkezi çıkmaz. Olması gereken; Diyarbakır işkencehanesini hafıza müzesi olarak gözden geçirilmesi ve vatandaşlarımızın yaşadığı acının hafızalardan silinmemesi. Bunlarla yüzleşmemiz gerekir ki herkes ders alsın. Biz Van’da işkence sonucu hayatını kaybeden Servet Turgut’un evini ziyaret ettik. Buna sebep olan yönetim, işkenceye göz yuman yönetim Diyarbakır Cezaevini anlayamaz.

‘2005’te ne dediysem arkasındayım’ diyor. 2005’te ne dediğini hatırlatayım ama örneğin 2015’te, 2019’da, 2020’de ne dediğini de bir hatırlayalım. 2005’te ‘Kürt sorunu benim de sorunumdur’ demişti. Hatırlatayım, 2015’te ne dedi: ‘Varsa yoksa Kürt sorunu. Kardeşim, ne Kürt sorunu ya?’. 2019’da ise ülkemizin vatandaşı olan Kürtlere ‘Kürdistan’a defolun’ dedi. Daha yeni, 2020’de ‘Kürt sorunu yok’ diye de tekrarladı. Sayın Erdoğan, siz hangi sözünüzün arkasındasınız?"