BIST 9.717
DOLAR 32,55
EURO 34,93
ALTIN 2.445,03
HABER /  POLİTİKA

Demirtaş Müge Anlı'yı yerden yere vurdu

BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş grup toplantısındaki konuşmasının tümünü Van'da meydana gelen deprem felaketine ayırdı.

Abone ol

İNTERNETHABER- BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, bugünkü grup toplantısındaki konuşmasının tümünü Van'da meydana gelen deprem felaketine ve yaşanan sorunlara ayırdı.

Demirtaş, konuşmasında en sert eleştiriyi televizyon programcısı Müge Anlı'ya yönelikti. Demirtaş, Anlı'ya "Irkçılık mezunu, faşizmde doktora yapan bu plastik oyuncak' diye seslendi.

BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, grup toplantısında milletvekillerine seslendi. Van'a yardım gönderen herkese teşekkür etti. Türkiye'nin Van için depremin ilk dakikasından itibaren adeta seferber olduğunu söyleyen Demirtaş, "Böyle durumda insan olanlar ve olmayan diye ikiye ayrılıyorlar.  Bu ülkede barış, özgürlük adına her ne inşa edeceksek o dayanışma duygusunun üzerine inşa etmekten başka bir seçeneğimiz yok" dedi.

MÜGE ANLI'YA SERT YANIT

DEMİRTAŞ O TEHLİKEYİ HATIRLATTI...

Hepimiz biliyoruz ki medya ordan çıkınca, ordaki insanlar kaderleriyle başbaşa kalıyor. Gelen bütün yardımlar tek merkezde toplanmalı ve planlı bir dağıtım sağlanmalı.

17 Ağustos'tan sonra deprem vergisi ödüyoruz hepimiz. Amacı deprem felaketinin tahribatının önlenmesi için hazırlıklar Ama bu paralar maalesef ki bütçe açığının kapatılması için kullanılmış. Özel olarak bu iş için vergi koyuyorsunuz ama on çadırın hesabını yapıyorsunuz. Bugüne dek 30 milyar dolar para  topladınız. Van'da yaşananlar olası büyük Marmara depreminde nelerin yaşanacağına dair bir göstergedir. Deprem konusunda hazırlıklı değiliz.

Selahattin Demirtaş'ın konuşmasının hedefinde ise televizyon programcısı Müge Anlı vardı:

"Deprem kadar yıkım yaratan faşizan ırkçı tutumlardır. İnanıyorum ki, herkes tarafından da mahkum edilmiş bir duygu olarak asla ve asla yaşam bulmayacak davranışlardır. Bazı televizyon programcılarının 'ırkçılık mezunu faşizmde doktora yapan bu plastik oyuncaklar' inanıyorum ki televizyonda daha fazla yer alamayacaktır. Yaymaya çalıştıkları bu faşisan ırkçı anlayışın, hiçbir toplumsal kesimde hakim düşünce olmayacağını göreceklerdir. Halkın yaptığı, gösterilen dayanışma böylesi zihniyetleri pratikte mahkum etmiştir. Şu saate kadar depremle ilgili sınavını Türkiye başarıyla vermiştir."

HÜKÜMETE ELEŞTİRİ

Demirtaş, vatandaşların bireysel olarak yardım çabalarının yoğunluğuna karşın devletin yardım çalışmalarında son derece başarısız olduğunu söyledi. Van depreminin de devletin, hükümetin depreme karşı ne kadar hazırlıksız olduğunu bir kez daha ortaya çıkardığını dile getiren Demirtaş, şöyle konuştu:

"Halk her defasında sınavını başarıyla veriyor ama enkazın altından hep ilk olarak devlet çıkıyor. Daha tek bir doğal afet hatırlamıyorum ki halk hükümete teşekkür etmiş olsun, Kızılay'a teşekkür etmiş olsun. Her felaket sonrasında başta Kızılay olmak üzere hazırlıkların ne kadar yetersiz olduğu ortaya çıkıyor. Bu kısmı kader değildir, deprem gibi önlenemez değildir. Belki de en çok sarsan ve inciten bu kısımdır. Devlet bunun için vardır, yaşamını korumak ve kollamak için vergi alır. O anda herkes o hizmeti hissetmek ister. Bu yurttaşın hakkıdır. Van'da da işte bir deprem sonrası klasiği yaşanmıştır. Hem arama-kurtarmada yetersizlik hem de acil ihtiyaçların giderilmesinde büyük bir beceriksizlik yaşanmıştır."

BU SORULARA YANIT VERİN

Demirtaş, depremin üzerinden 48 saat geçmesine karşın birçok köye henüz ulaşılamadığını ve nüfusu milyona ulaşan kente şu ana kadar sadece 8 bin 600 çadır gönderildiğini açıkladı.

"Devlet, neden bu kadar imkanı olmasına karşın, 48 saat geçmiş olmasına karşın köylere neden ulaşamamıştır. Hükümet neden yapamadığını anlatmak zorundadır. Her insan çadır istiyormuş? Vermek zorundasınız! Devlet bunun için vardır. Buraya para harcanmayacaksa milyonlarca dolar yardım olarak ulaşmıyorsa orada bir zihniyet problemi vardır. Milyonluk bir kente şu saate kadar 8 bin 600 çadır gitmiş. Evlerin çok uzağında, alt yapı yok. İnsanlar hala sokaklarda o soğuklarda geceyi geçirmeye çalışıyorlar. Halk ne kadar teşekkürü hak ediyorsa, iktidar anlayışı da eleştiriyi hak ediyor. Resmen bir trajedi yaşanıyor ve hala çözülememiştir. Başbakan ve bakanların orada olduğu saatlerde tam anlamıyla organizasyon tıkanması yaşanmıştır. 20 kilometre ilerideki bir köyde daha bir tane çadır yok. Depremin üzerinden 20 saat geçmiş, 10 ölünün olduğu, 200 evin yıkıldığı yere bir devlet yetkilisi telefon dahi açmamış."

VALİ SIFATIYLA DOLAŞIYOR

Demirtaş, Van Valisi Münir Karaloğlu'nun da gelen tüm yardımlara el koyduğunu ancak ihtiyaç sahiplerine bu yardımları ulaştırmadığını öne sürdü. Demirtaş, Van Valisi Karaloğlu'nun "ayrımcılık" yaptığını iddia etti.

"Van Valisi daha belediye başkanını aramış değil. Hala vali sıfatıyla o sokaklarda dolaşıyor. Onlarca kamyon yardımın organizesi için bekliyor. Van valisi hazretleri AKP başkanı olarak davranıp ayrımcılık yapıyor. Belediyeye gelen tüm yardımlara el koyduruyor. Halkın gönderdiği yardımları bir yarbay göndererek el koyduruyor. Fakat bu kadarına da tahammülümüz yok. Böyle bir ayrımcı zihniyeti bir Vali'de asla kabul etmeyiz. Eğer Van'ın yarısının valisiyse şehri terketsin. Hükümet Van'ı seven bir vali atasın, en azından çocuklar soğukta kalmasınlar. Hükümet böyle bir dönemde bile hala ayrımcılık yapan bir valiyi koruyor.

BİR DEPREM VURDU BİR DE VALİ

Deprem vurmuştu bir de sen vurma. Şehri terket, istifa et, AKP'ye geç ama ben Van Valisi'yim deme. Yeni doğmuş çocuklar eksi 5 derecede yaşam savaşı verirken, sadece çadır istiyorlar.

Hükümet hala bunların dağıtımını yapamıyor, deprem bölgesine ulaştıramıyor. Tek birinde dahi farklı bir tablo ortaya çıkmamıştır. Bizler böylesi ortaya çıkan ırkçılığın bir tek panzehiri vardır, o da dayanışmadır. Van halkı 48 saattir bu zulmü yaşıyor. Deprem sonrası zulmü yaşamaya devam ediyor."

GAZETECİLERE BÖYLE SESLENDİ

Demirtaş, Van'da yardım malzemelerinin dağıtımdaki koordinasyonsuzluğun vatandaşı da çileden çıkardığını ve yardım alamadıkları itirazını yapan vatandaşlara polisin biber gazı ve copla müdahale ettiğini savundu:

"Biraz önce yardımdaki koordinasyonsuzluk nedeniyle toplanan Vanlılara karşı polis gaz kullanıyor. Cenazelerin çoğu morgta, insanlar öfkeliler, insanların öfkesini anlamak yerine coplayıp gazlayabiliyorsunuz. Bu hükümet "Van'a bile" bunu yaptı diyebiliyorsa, AK Parti yağcısı gazetecilere sesleniyorum. Yanınıza karınızın çocuğunuzu da alın, Van'a gidin, battaniyeye sarılarak bir geceyi geçirin, ertesi gün yine AK Parti'ye övgüler düzerseniz, samimiyetinize inanacağız. Orada ne olup bittiğini bilmeden, böyle bir ortamda bile hükümetin eleştirilmesine tahammülsüzlüğünüzü ortaya koyarak Van halkına zulüm yapmayı bırakın. Biran önce o insanlar barınabileceği bir konteynıra, çadıra kavuşsun diye bunları anlatıyoruz.

VAN'IN ÇADIR İHTİYACININ YÜDE 10'U BİLE KARŞILANMADI

Çadır sorunu şu ana kadar çözülmeliydi, bugünlerde konteynırlar gitmeye başlamalıydı. Hükümet bunları bir anda yapamaz mı, yapabilir. Mali gücü yok mu, var. Hadi diyelim krizde. Dünyanın 150 ülkesinden destek talebi var, kabul etmiyor. Hükümetin burnu havada. Bıraksanız bir günde o ülkeler belki bütün sorunu çözecek. Kurtarma ekipleri havaalanlarından geri çevriliyor. Şu ana kadar ihtiyaç olan çadırların yüzde 10'u bile Van'a gitmemiştir.