BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

PKKnın yeni taktiği

Terör örgütü PKK Diyarbakır'da düğmeye bastı. Peki ne oldu da örgüt kitlesel eylem yolunu seçti.

Abone ol

Terör örgütü PKK ortalığı yeniden karıştırdı. 14 teröristin öldürülmesi sonrası Diyarbakır'da başlayan olaylar Batman ve Siirt'e sıçradı. Organize olduğu gözlenen eylemler gözleri bu hassas bölgeye çevirdi.

Terörden çok çeken Doğu ve Güneydoğu o acı yılların ardından nispeten daha iyi bir döneme girmişken bölgeden gelen haberler ve görüntüler endişe uyandırdı. Kesin olan bir şey var ki birilerinin Güneydoğu'nun şu andaki durumundan rahatsız olduğu.

PKK sokakları savaş alanına çekerek planını uygulamaya koydu. Peki bu oyun neden ve niçin sahneye konuldu? Öncelikle bunu iyi anlamak gerekiyor. PKK'nın elebaşısı Abdullah Öcalan'ın yakalanması ile birlikte Dogu ve Güneydoğu sakin bir döneme girdi. Ardından Avrupa Birliği (AB) ile 1999 yılında yeni bir süreç başladı.

AK Parti hükümeti ile birlikte Avrupa Birliği ile ilişkiler olumlu yönde mesafe aldı. Demokratikleşme yolunda alınan hızlı ve büyük adımlar cesaret vericiydi. Bir zamanlar kimsenin aklından bile geçiremediği reformlar uygulanmaya başlandı. Bazı aksaklıklar olsa da gelişmeler umut vericiydi. Bölge halkı ve devlet yeniden barışma yolunda mesafe aldı.

İçeride bu gelişmeler yaşanırken dış gelişmeler de Türkiye'nin istediği şekilde ilerledi. 11 Eylül saldırıları ve AB'den alınan müzakere tarihi dünyanın bu soruna bakışını biraz değiştirdi. Önceleri özgürlük mücadelesi olarak görülen PKK'ya Avrupa kamuoyu ve siyasiler artık mesafe koymaya başladı.

Oluşan bu demokratik ortam Güneydoğu'ya da yansıdı. PKK dışında oluşan Kürt siyasi harereti filizlenmeye başladı. Yaşanan bu gelişmeler PKK aleyhine oldu. PKK önce askeri kanat sorumlusu Murat Karayılan'ın demir yumruğu altında örgüt içi tasfiyeye başladı. Muhalif Kürt aydınlar ve kanaat önderleri temizlenmeye başlandı. Bunların en çarpıcı örneğini Hikmet Fidan oluşturdu.

PKK'nın bundan sonraki amacı bölge halkı ile devleti karşı karşıya getirmek oldu. Mayın ve canlı bomba terörü devreye sokuldu. Her öldürülen PKK cenazesi sonrası oluşturulan kalabalıklar ile halk ile örgütün bir olduğu yönünde propagandalara başlandı.

Terör cenazelerinde ortaya çıkan provakatörler ortalığı karıştırmada hayli başarılı oldu. Son olaylarda olduğu gibi PKK, güvenlik güçlerini tahrik ederek olası ölümler sonrası yapacağı propaganda ile halkın güvenini kazanmak amacında. Halkı yanına çekerek 'mağdur örgüt' psikolojisi ile hem içeride hem de Avrupa Birliği nezdinde kaybolan itibarını kazanmak istiyor.

PKK Avrupa Birliği'nin Türkiye ve kendilerine olan bakışının son 3 yılda değiştiğini tüm çıplaklığıyla farketmişti. Örgüt bu tabloyu eski düzene çevirmek için olayları birer birer sahneye koydu. Kurulan barikatlar ve ateşe verilen yollar Filistin tarzı ayaklanmayı hatırlattı bizlere. PKK'nın amacı da bölge halkının devlete güvenmediğinin görüntüsünü Dünya kamuoyuna göstermek. Böylelikle örgüt Güneydoğu'daki sorunların çözülemediği ve halkın bu duruma isyan ettiği imajını vermek istiyor

Hiçbir şeyden haberi olmayan çocuklar olayların ön saflarına sürülüyor. Çocukların panzerlere karşı mücadelesini iyi kullanan örgüt iç ve dış kamuoyuna ustaca mesaj veriyor. Bütün bu yaşananlardan sonra şiddete şiddetle karşılık vermek son yılların kazanımlarını bir çırpıda yıkmak olur. Sinsi oyunları hukuk çerçevesi içinde bertaraf etmek en akıllı yoldur. Tahriklere sert bir şekilde karşılık vermek PKK'nın ekmeğine yağ sürmekten başka bir şeye yaramayacaktır. Sağduyu ile hareket edildiği takdirde PKK istediği sonucu alamayacaktır. Bu konuda hem devlet yetkililerine hem de halka büyük sorumluluk düşmektedir.

Oktay Sağlam/İnternethaber