BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  POLİTİKA

Numan Kurtulmuş: Gazze insanlıkla ilgili bir meseledir

Gazze'de devam eden şiddetli saldırılara değinen Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, "Bu insanlıkla ilgili bir meseledir. Türkiye'nin varlığı, Türkiye'nin güçlü bir şekilde sözünü ifade etmesi, Türkiye'nin ortaya koyduğu diplomatik çabalarıyla Orta Doğu'da yaşadığımız insanlık sorunu da geride kalacaktır" dedi.

Abone ol

Havadan, karadan ve denizden yapılan saldırılarda, başta kadın ve çocuklar olmak üzere çok sayıda vatandaş hayatını kaybetti.

İnsanlık dramına yol açan görüntüler tepki çekse de İsrail, hastane ve camileri vurmaktan vazgeçmiyor.

İstanbul Üniversitesinin 2023 - 2024 Akademik Yılı Açılış törenine katılan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Gazze'deki son duruma ilişkin açıklamalarda bulundu.

Sözlerine Cumhuriyet'in 100.yılını tebrik ederek başlayan Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye’nin yüz yılı olacağımıza inandığımız Cumhuriyetimizin ikinci asrının ayak sesleridir”

Dün akşam İstanbul Boğazı'mızda yaşadığımız o güzellikle ilgili birkaç cümle söylemek isterim. Türk Silahlı Kuvvetlerimize ait uçaklarımız fevkalade güzel bir gösteri yaptılar. Onun kadar önemli olan belki ondan da daha önemli olan husus eski bir geleneğin Osmanlı’dan gelen bir geleneğin bir kez daha hatırlatılmış olmasıdır. En son bilinen Boğaz'dan Osmanlı Donanmalarının geçişi Kanuni Sultan Süleyman zamanında Barbaros Hayrettin Paşa zamanında oluyor. Bir büyük zaferden dönerken Boğaz'dan Topkapı Sarayı'nın önünden donanmalar gidiyor. Ve o geçiş dünyaya da çok şey öğretiyor. Dün akşam Boğaz'daki Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında 100 Türk Savaş Gemisinin boğaz sularından geçişinde bu duyguları yaşadığımı, hissettiğimi ifade etmek isterim.

Türkiye Yüzyılı olarak ifade ettiğimiz sözü güçlü, tesirli Türkiye’nin yüz yılı olacağımıza inandığımız Cumhuriyetimizin ikinci asrının ayak sesleridir. Türkiye için hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.

“Son 20 - 30 yıllık süresi içerisinde büyük küresel krizlerle karşı karşıya kaldığını hepimiz görüyor ve şahit oluyoruz”

Son 20 - 30 yılda dünyanın büyük sorunlarla karşı karşıya kaldığını belirten Kurtulmuş, siyonistlerin Filistin'e zulüm yaptığını da söyledi:

İnsanlık tarihinin en büyük türbülanslarının yaşandığı, en büyük gerilimlerinin yaşandığı en büyük kriz ve kaosların yaşandığı ve öyle görünüyor ki bir müddet daha yaşanacağı mukadder olan bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemde Türkiye olarak bizim milli birlik ve beraberliğimizi sağlayarak, toplumsal bütünlüğümüzün en güçlü şekilde temin ederek ileriye doğru güçlü bir şekilde yürümeliyiz. İnsanlık tarihinin son 20 - 30 yıllık süresi içerisinde büyük küresel krizlerle karşı karşıya kaldığını hepimiz görüyor ve şahit oluyoruz. Dünyanın en temel sorunlarından birisi çevre kirliliği, iklim değişiklikleri ve özellikle küresel ısınma dolayısıyla ortaya çıkan küresel felaketlerdir. Belgeselde oturup, izliyoruz.

Kutuplardaki o buz dağlarının erimesi ve yok olması aslında sadece bir buz dağının çözülmesinden ibaret değil insanlığın geleceğine ilişkin çok büyük bir alarm zilidir. Geleceğimize ait kaybettiklerimizi hatırlatan bir gelişmedir. Bunların süratle giderilmesi için esas mesele sadece sonuçlar üzerinde durmak değil, bunu ortaya çıkaran nedenleri ortadan kaldırmak olduğunun altını çizmek isterim. Sanayi devriminden sonra vahşi kapitalizmin bütün imkanlarını kullanarak dünyayı sömüren, dünyanın kaynaklarını yok eden dünyanın zenginliklerini bir avuç zadegana peşkeş çeken anlayış olmasaydı çok açık söylüyorum ki bugün buzul dağlarının erimesi mukadder olmayacaktı.

“Siyonistler maalesef aynı zulmü kendilerine benzemeyen aynı coğrafyanın esas sahipleri olan Müslüman Filistinlilere karşı yapmaktadır”

Amerika Birleşik Devletleri ve ondan önce Rusların Afganistan’ı işgali olmasaydı, dünyanın en büyük medeniyetlerinin merkezlerinden olan Afganistan’ın o garip o zavallı, o masum halkı batıya göçmek için hayatlarının tehlikeye atmayacaktı. Eğer Amerika’nın işgali ile birlikte başlayan Orta Doğu’daki türbülansı ortaya çıkmasaydı. Ortadoğu halkları bir bardak su, yarım lokma ekmek için dünyanın başka yerlerine gitmek durumunda kalmayacaktı. Avrupa’nın birçok yerinde Yahudilere karşı yapılan o zulümlerin, kurulan o fırınların, baskıların altında yatan şey, sen bizden değilsin ki güçlü olan benim, soylu olan benim, insan olan benim, sen zaten buraya ait değilsin diyen başkasını ötekileştiren bu anlayıştı.

Ne yazık ki dün onların gazabına uğrayan batılıların zulmüne uğrayan Yahudilerin içinden bir kısmı bugün Siyonistler maalesef aynı zulmü kendilerine benzemeyen aynı coğrafyanın esas sahipleri olan Müslüman Filistinlilere karşı yapmaktadır.

"Türkiye'nin diplomatik çabalarıyla Orta Doğu'da yaşadığımız insanlık sorunu geride kalacaktır"

Türkiye'nin varlığının, Türkiye'nin güçlü bir şekilde sözünü ifade etmesinin, Türkiye'nin ortaya koyduğu diplomatik çabalarıyla, Orta Doğu'da bugün yaşanan insanlık sorununun da geride kalacağını ümit ettiklerini söyleyen Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:

Meselenin iki tarafı, siyasi meseleyi bir tarafa bırakarak önce acilen şimdi Gazze'de insani ateşkesin sağlanması ve bu anlamda da başta tıbbi malzemeler olmak üzere gerekli desteğin Gazze halkına gönderilmesi şarttır. Bu Müslümanlıkla ilgili bir mesele de değildir. Bu insanlıkla ilgili bir meseledir. Eğer bu insanlık vazifesini 8 milyara yakın insanoğlu yerine getiremezse vay gelsin insanoğlunun başına. Yuh olsun buna seyirci kalanların başına. İkinci meseleyse siyaset tarafı. 10 yıllar boyunca devam ediyor. Bunu çözmeden bu sorunun, bu üç meseleyi çözmeden de olmaz. Birincisi 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bir Filistin Devleti öyle bir mahalleden Beyazıt’tan Fatih'e gideceksin 50 kere polis kontrolünden geçiyorsunuz böyle devlet olmaz. Ahmet'in malına bir sabah uyanıyorsun, gelmiş oturmuş. Böyle bir egemenlik olmaz.

Tam manasıyla bütünleşip, egemen bir Filistin devletinin kurulması bir, bütün uluslararası platformlarını söylüyoruz. İkincisi yerleşimcilik adı altında Filistinlilerin malına mülküne çöken eşkıyanın işgal ettiği yerlerden sökülüp atılması. Üçüncüsü ise başta Kudüs-i Şerif olmak üzere Mescidi Aksa olmak üzere kutsal mekanların masumiyetinin korunmasıdır. Bunları biz her platformda söylüyoruz.

“Birleşmiş Milletler artık fonksiyonlarını yitirmiştir”

TBMM Başkanı Kurtulmuş BM’nin fonksiyonlarını yitirdiğini söyleyerek, sözlerini şöyle tamamladı:

Dünya sisteminin sorun çözmekten ne kadar uzak olduğunu biliyoruz. Sebep nedir? Dünya sisteminin bütün kurum ve kuruluşları işlevsiz hale gelmiştir. Üzülerek ifade ediyorum Guterres’i görüyorsunuz. Adam oradan içeriye giremiyor. Hani Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ülkelerinize geldiğiniz zaman yedi yıldızlı otellerde, beş yıldızlı otellerde, en üstünde ağırladığınız adama ne oluyor da Gazze'deki Refah Sınır Kapısı'nın kapılarını kapatıyorsunuz? İnsanlık yönünde bir çaba ortaya koyduğu zaman tek dişi kalmış canavar hemen hortluyor. Gidemezsin.

Bu Birleşmiş Milletler artık fonksiyonlarını yitirmiştir. Hatta ve hatta Birleşmiş Milletler çöp tenekesine atılmıştır. Yeni bir Birleşmiş Milletler'e şimdi en son geçen oylama yapıldı. 120 ülke İsrail'in aleyhindeki karara evet dedi. 14 tanesi hayır dedi. Bunların içinde maalesef olmaması gerekenler de var. Bir kısmı da çekimser kaldı korkuların. Ben size getirsem hepinizin bildiği İsrail'in bu yayılmacılığıyla ilgili 1947’den bu yana onlarca Birleşmiş Milletler kararı var. Karar alsan ne olur, almasan ne olur? Adam dayısına arkasını dayamış yürüyor. Buna artık dünyanın dur deme vakti gelmiş ve geçiyor bu. İnşallah bütün kurumları, bütün bu krizlerin arkasındaki nedenleri ortadan kaldıracak bir zihniyet değişimine ihtiyaç vardır. İnsanların yaratılışta eşitliğini esas alan yeni bir siyasal bakış açısına ihtiyaç vardır.

Her bir insanın yaratılıştan hür egemen ve eşit olur. Herkesin Hz. İhsan olduğuna inanan bir bakış açısına ihtiyaç vardır. Beş tane ülkenin değil, dünyadaki bütün ülkelerin egemen ve eşit ülkeler olduğunu kabul eden bir anlayışa ihtiyaç vardır. Ancak bunu sadece söylemekle olmuyor. Türkiye olarak çok şükür bunu defaatle her platformda söylüyoruz ama bu sözü arkasında güçle tahkim ederek bu sözün gereğinin Allah'ın izniyle yerine getirildiğini de göreceğiz. Bunun yolu bilimden geçiyor. Bunun yolu sanattan geçiyor. Bunun yolu edebiyattan geçiyor. Kültürden geçiyor. Toplumsal dayanışmadan geçiyor. Bir olmaktan, beraber olmaktan, güçlü olmaktan geçiyor.

Program sonrasında Rektör Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar, TBMM Başkanı Kurtulmuş’a açılış töreni anısına hediye verdi.