BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  POLİTİKA

Musa Malik Yıldırım'dan Deva Partisi bombası

Deva Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Musa Malik Yıldırım, hakkındaki iddialarla ilgili sert konuştu. Yıldırım, Ali Babacan'ın Anayasanın 4 maddesiyle ilgili sözleri için disiplin kuruluna sevk edilmesi gerektiğini söyledi.

Abone ol

Deva Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Musa Malik Yıldırım'ın Genel Başkanı Ali Babacan ile ilgili sözleri kulislere bomba gibi düştü. Yıldırım, Deva Partisi imzasıyla kendisiyle ilgili yayınlanan basın açıklamasındaki ifadelerin doğru olmadığını söylerken Ali Babacan'ın disiplin kuruluna sevk edilmesi gerektiğini ileri sürdü.

Musa Malik Yıldırım, Genel Başkan Ali Babacan ile ilgili sözleri için Merkez Disiplin Kurulu'na yaptığı zehir zemberek savunmada Babacan'ı suçladı. Suçlu olmadığını aksine suçu ortaya çıkardığını ve suçlular hakkında disiplin soruşturması başlatılması gerektiğini söyleyen Yıldırım, Ali Babacan'ı işaret etti.

İşte Yıldırım'ın Deva Partisi Merkez Disiplin Kurulu'na verdiği o cevaptan bazı bölümler;

"Kurucusu olduğum Deva Partisi’nin, PKK’yla aynı argümanları kullanması, PKK’nın uzantısı olan HDP’yle yan yana durması ve Sayın Genel Başkan’ın Anayasa’nın ilk dört maddesiyle ilgili beyanları; buna itirazımın, “gerçek dışı haber yaymak”, “iftira”, “hakaret”, “karalama” ve “küçük düşürücü beyanlarda bulunmak” suçlamalarıyla perdelenmeye çalışılması; Türk Milleti’nin 40 yıla yakın zamandır ağır bedellerle sürdürdüğü terörle mücadelesini; milletimizin, ülkemizin birliği, huzuru ve üniter yapısıyla ilgili endişe ve hassasiyetlerini, en önemlisi idraklerimizi “tahkir” ve “tezyif” niteliği taşımaktadır.

İhracımın istenmesinin sebebi Sayın Genel Başkan Ali Babacan’ın bir televizyon kanalında sarf ettiği sözlere verdiğim cevaptır.


"Sözlerimin disiplin konusu edilmesi..."

Bizzat parti programımızda, “İnanmanın, düşünmenin, inancını ve düşüncesini ifade etmenin ve bunlara göre yaşamanın, bu amaçla örgütlenmenin insanın en temel hakları olduğuna inanıyoruz” cümlesiyle teminat altına alınan ‘düşünce ve ifade özgürlüğümün ‘disiplin konusu’ edilerek ihracımın istenmesi ve bu talep karşısında yaptığım savunma,  çok partili siyasi hayatımızın ve parti içi demokrasimizin sayısız trajik örneklerinden birisi olarak kayda geçecektir.

Genel Başkan’ın bu sözlerini tekzib etmemesi durumunda Parti Disiplin Kurulu’na sevk edilmesi ve savunmasının alınması gerektiğini düşünürüm.


Nedir bu sözler?

İhracımın istenmesinin sebebi Sayın Genel Başkan Ali Babacan’ın bir televizyon kanalında sarf ettiği sözlere verdiğim cevaptır. Nedir bu sözler? Sayın Genel Başkan, Anayasanızın ilk dört maddesini tartışmanın zamanı olmadığını ama şartlar oluştuğunda tartışılabileceğini ifade etmiştir. Yani, devletin adının, cumhuriyetin niteliklerinin, ülkenin bölünmez bütünlüğünün, dilinin, İstiklal Marşı’nın ve başkentinin Ankara oluşunun zamanı geldiğinde tartışılabileceğini söylediği sözler…

"Ali Babacan disiplin kuruluna sevk edilmeli"

Partimizin kurucusu olarak ben Musa Malik Yıldırım, bu dört maddenin tartışılabileceğini söylemenin bir disiplin suçu olduğuna inanırım ve Sayın Genel Başkan’ın bu sözlerini tekzib etmemesi durumunda Parti Disiplin Kurulu’na sevk edilmesi ve savunmasının alınması gerektiğini düşünürüm.

"Anayasal suçtur..."

Anayasamızın ilk dört maddesinin değişmesini ya da tartışılmasını isteyenler parti programımızda FETÖ, PKK, DAEŞ gibi özetlenirken ve bu örgütlerin anayasal düzeni ve bütünlüğümüzü tehdit ettiği yazılırken bu odaklarla aynı dili kullanmak parti içi disiplin konusu olduğu kadar bir anayasal suçtur ve ne yazık ki Sayın Genel Başkan televizyonda söylediği bu sözlerini tekzib etmek ya da yanlış ifade ettiğini belirtmek yerine parti disiplin kurulunu harekete geçirmeyi tercih etmiştir.

Babacan'a kurşun gibi sözler

Genel Başkanı olduğu parti içinde demokrasiye ve en ufak bir itiraza tahammül edemeyen Sayın Ali Babacan’ın merkez yürütme kurulu, demokrasi yerine oligarşik yapılanmayı ve Sayın Genel Başkan’ın politbürosu gibi çalışmayı tercih etmiştir. Anayasamızın ilk dört maddesiyle ilgili söyledikleri Sayın Genel Başkan’ın içinden geldiği veya başka bir siyasi geleneğin bir özlemi olabilir, fakat bu özlemini ifade edeceği Musa malik Yıldırım’ın içinde bulunduğu bir yapı olamaz, olduğunda da tepkimizden ve eleştirilerimizden kaçamaz.

"Şeref levhası olarak taşıyacağım"

Benim için hiçbir siyasi unvan, ülkenin bağımsızlığından, bölünmezliğinden, dilinin Türkçe oluşundan, İstiklal Marşı’ndan daha kıymetli değildir. Bu sebeple vereceğiniz karardan çekinmiyorum,  aksine ihraç kararınızı gerekçeleri itibariyle bir şeref levhası olarak taşıyacağım… Sayın Genel Başkan’ın anayasanın ilk dört maddesiyle ilgili sözlerini ve kendisine bu sözleri söyleten  gizli iradeyi reddediyorum… Suç işlemedim tam tersine suçu ortaya çıkardım. Savunma yapmak benim değil suçluların işi olmalıdır."