BIST 10.277
DOLAR 32,28
EURO 34,77
ALTIN 2.395,82
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Kılıçdaroğlu'ndan Gökçek'e villa yanıtı

CHP lideri Kılıçdaroğlu'na "Havuzlu villan var mı?" diye soran Gökçek'e yanıt gecikmedi.

Abone ol

Başbakan Erdoğan ile CHP lideri Kılıçdaroğlu arasındaki havuzlu villa polemiğine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de katıldı.

Kılıçdaroğlu'na "Havuzlu villan var mı yok mu?" diye soran Gökçek'e yanıt hızlı geldi. Gökçek'in iddialarını ciddiye almadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Onun ezberini bozdum. Şimdi Başbakan'ın avukatlığına soyundu. Eğer Başbakan'ın avukatlığı Melih Gökçek'e kaldıysa vah Başbakan'ın haline" dedi.

Havuzlu villa diye geçen yerin bir kooperatif hissesi olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bununla ilgili bilgiler de mal varlığımda yer alıyor. Sözü geçen ev Burhaniye'de. Şu anda inşaat halinde. O zaman Başbakan'ın Üsküdar'daki havuzlu villasının içini de kameralarını gönderip çeksin, benimkisini de. Bir Kemal'i görsünler bir Recep Beyi görsünler. Recep Bey olduğu daha çok ortaya çıkacak" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun Habertürk televizyonunda gündemdeki diğer konularla ilgili değerlendirmeleri ise şöyle oldu:

KURAN KURSLARI: Kuran kursuna hiç karşı olmadık. Biz kaçak Kuran kursuna karşı olduk.

ERDEM'i YADIRGADIM: Anayasa Mahkemesi'ne başvurduğumuz zaman onun da imzası vardı. İmza attığı metne sonradan evet demesini yadırgadım. Parti sağa kayıyor şeklinde konuşmasını da.

ERDOĞAN'IN MİZAH KAVRAMI GELİŞMEMİŞ: Gittiğimiz yerlerde kimse korkudan konuşamıyor. Toplantıları medyaya kapalı olarak yapmamızı istiyorlar. Açık olursa ertesi gün kapı önüne maliye gelir diyorlar. Bir Başbakan düşünebiliyor musunuz Bülent Arınç'ın sözleri dolayısıyla Penguen ve Leman'a havale etmemi eleştirdi. Çünkü Başbakan'ın mizah kavramı da gelişmemiş. Mizahı kavrayamayan bir insan bu ülkede başbakanlık yapıyor.

KASET İDDİALARI: Özel hayata girmem. Saygı duyarım, siyasetin konusu değildir. Elimin tersiyle iterim. Eğer bununla uğraşırsanız siz küçük adamsınız. O arkadaşımız hesap verecekse eşine hesap verir meselede biter. Faili bırakmışlar mağdurla uğraşıyorlar. Asıl ayıp olan bu. 'Düşen ağaca balta vuran çok olur derler. Recep Bey'in de yaptığı bu. Selden kütük kapma peşinde.

BAYKAL'IN KIRGINLIĞI: Baykal'a saygı duyarım ve görüşlerine değer veririm. Onu hala bir lider olarak görüyoruz biz. Önemli bir konu olduğu zaman elbette bilgisine de başvururum. Ama her şey için rahatsız etmek istemem. Kırgın mıdır değil midir bilmiyorum. Doğru dürüst Ankara'ya gidemiyoruz. Ona kırgınlık söz konusu olamaz. Başbakan arada çalı altlarını karıştırıyor 'CHP'nin içini nasıl karıştırırım diye. Küçük işlerin adamı..."

HSYK KRİZİ YAŞANABİLİR: Atamalarda kriz yaşanacağını sanmıyorum. Normal atama dönemi gelmiştir. Ama siyasi iktidar özel olarak müdahale edip belli yargıçların belli davaları almalarını isterse kriz çıkabilir elbette.

ÖRGÜT GÜÇLENECEK: Önümüzdeki günlerde merkez ile taşra arasında daha sağlıklı ve tutarlı diyalogun oluşmasına katkı vereceğiz. Biz halk için, sorunlarını çözmek için çalışacağız, birlik olacağız, ayrıntıları ve tartışmaları bir tarafa bırakacağız. Tek hedef var iktidar olmak."

SEZEN AKSU'NUN DEMOKRATİK AÇILIMA DESTEK ÇAĞRISI: Sezen Aksu çok sevdiğim bir sanatçı. Sayın Sezen Aksu'ya Başbakan özel bir bilgi vermiş olabilir. Keşke bize de vermiş olsaydı. Biz açılımın ne olduğunu bilmiyoruz ama çözülmesi gereken bir sorun olduğunu biliyoruz.

SANATÇILARLA BİR ARAYA GELİNECEK: Referandumdan sonra sanatçılarla buluşacağız, mizah dünyasıyla bir araya geleceğiz. Sanatçılar zaten aykırıdır, düzene karşıdır. Nazım Hikmet'i Aziz Nesin'i, Aşık Mahsuni Şerif'i düşünün. O yüzden iktidarlar her dönem baskılamıştır sanatçıları. Ama Türkiye demokratikleştikçe daha sağlıklı bir sürecin içine giriyor. O süreç, hızlanarak devam edecektir.  Ama AK Parti bu süreci baskılıyor ve göreceksiniz bu baskılar arttıkça sanatçılar daha farklı bakacaklar. Umarım Sezen Aksu'nun telefonları dinlenmiyordur."

BAŞBAKAN'IN YARSAV'A TEPKİSİ: "Sevsinler Başbakan'ın demokrasi anlayışını. Hem örgütlenme özgürlüğünden bahsedecek hem de örgütlenen bir kurumu suçlayacak. YARSAV 'evet' deseydi başlarının üstünde tutardı. Sezen Aksu bunları dinlesin. Sezen Hanım, beni üzmedi, ama bunu söylememesi gerekiyordu. İyice ölçüp, biçip düşünüp konuşması gerekirdi."