BIST 10.899
DOLAR 32,16
EURO 34,97
ALTIN 2.453,53
HABER /  SAĞLIK

Kanser şekerle besleniyor

Kahvaltıdan önce sebze suyu için. Şekerden ve sigaradan uzak durun.

Abone ol
Kahvaltıdan önce sebze suyu için. Şekerden ve sigaradan uzak durun. Haftada 150 dakika egzersiz yapın Bol C vitamini alın. İşte ünlü Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli'den kanserden korunma yolları...


A'dan Z'ye KANSER ve yeni tedavi yöntemleri 4

Hazırlayan: Neslihan SÖZEN

Kahvaltıdan önce sebze suyu için: Ara öğünlerde ya da içecek alternatifi olarak da sebze suyunu tercih edin. Bu sayede günlük sebze ihtiyacınızın yarısı karşılanmış olur. Vücudu temizler, güne hazırlar.
Akdeniz diyeti uygulayın: Araştırmalar az miktarda kırmızı et ve ekmek, bol bol balık, sebze ve meyve içeren Akdeniz diyetinin kanser riskini yüzde 24 azalttığını gösteriyor. Diyetin önemli bir özelliği de tere yağ ve margarin yerine zeytinyağının kullanılması.
Şeker yasak: Kanserli hücreler şekerle beslenir. Öyle ki, doktorlar vücuda glikoz vererek kanseri ararlar. Dolayısıyla fazla şeker tüketmek hem serbest radikallerin sayısını artırarak kanserli hücre oluşumuna yol açar, hem de bunların büyümesine ön ayak olur.
Kimyasallardan uzak durun: Gıdaları böceklerden korumak için kullanılan ilâçlar kanserin en önemli sebeplerinden biri hâline geldi. Bunlar kanser riskini yüzde 70'e kadar artırabiliyor. Meyve ve sebzelerin yenmeden önce duru suyla çok iyi yıkanması ve tarlalara yakın yerlerde yaşayanların dikkatli olması gerekiyor.
Sigara dumanına maruz kalmayın: Sigaranın, başta akciğer ve gırtlak kanseri olmak üzere kanserin ana sebebi olduğunu unutmayın. Sigara dumanına maruz kalmak bile riski artırır. Tütün içimi ile birlikte alkol alınmasının kanser oluşumunu tetiklediği saptanmıştır.
Kilo vermek zorundasınız: ABD'de 900 bin kişi üzerinde yapılan bir araştırma, kanserden ölümlerin kadınlarda yüzde 20'sinin, erkeklerde ise yüzde 14'ünün doğrudan fazla kiloyla ilgili olduğunu gösterdi. Şişmanlarda kanserden ölüm oranının zayıflara oranla daha fazla olduğu tespit edildi. Yapılan bazı çalışmalarda emzirmeyen ve şişman kadınlarda meme kanserinin daha sık görüldüğü bildirilmiştir. Yeterli ve dengeli beslenin, ideal vücut ağırlığınızı koruyun.
C vitamini hayat kurtarıyor: C vitamini kanseri hem önlemekte, hem de tedavi etmekte büyük önem taşıyor. Özellikle selenyumla birlikte alındığında kanserli hâle gelmek üzere olan hücreleri durdurabiliyor. C vitamini ve bir çeşit mineral olan selenyum, antioksidan etkileriyle serbest radikallerle savaşıyor ve kanser tedavisine yardımcı oluyorlar. A, C, E vitaminleri gibi antioksidan olan ve kanser hücrelerinin oluşumunu engelleyen vitaminlerin ve çinko, kalsiyum, selenyum, iyot ve demir gibi minerallerin yetersizliklerinde de kanser riski artıyor. E vitamini içeren ceviz, badem ve fındık gibi kuruyemişlere beslenmenizde yer verin.
Q10 kanserle savaşın yakıtı: Antioksidanlar kanserli hücrelerle savaşırken büyük “stres” altına giriyorlar. Q10 enzimi ise antioksidanlara enerji vererek kansere karşı mücadeleye yardımcı oluyor. Kanser tedavisi ve kemoterapi süresince özellikle, brokoli, lahana, sarımsak, yeşil yapraklı sebzeler, domates baklagiller, kırmızı biber, roka ve maydanoz tüketmeye özen gösterin.
Uzak durulması gereken besinler...

Yağlı yiyecekler
Bazı küfler (alfatoksinler)
Nitrit-nitrat içeren besinler
Yanmış yağlar
Kırmızı etten ve doymuş yağlardan zengin besinler
Beyin tümörünü yok eden yöntem

Radyasyon teknolojisiyle beyin tümörlerinin yok edilmesinde kullanılan son yeniliklerden biri de, hastalara ağrısız, ameliyatsız ve kansız tedavi imkânı sunan lazer bıçağı "Gamma Knife. Bu yöntem sayesinde hastalar tedaviden hemen sonra ayağa kalkarak evlerine gidebiliyor.

Gamma Knife günümüzde beyin tümörlerinin radyoterapi ile tedavisinde dünyada "altın standart" olarak kabul ediliyor. Acıbadem Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. M. Necmettin Pamir'in başkanlığındaki "Gamma Knife" uzman ekibi bugüne kadar 2 bin 500'e yakın hastayı bu yöntemle tedavi etmesiyle dikkat çekiyor.

Gamma bıçağı adı da verilen cihaz gerçekte bir bıçak değil. Bıçak yerine ileri teknolojinin kullanıldığı ve tek seansta gamma ışınlarının kafatası içindeki hedef alana çok hassas yönlendirildiği bir tedavi yöntemi. Cerrahi işlemde kullanılan neşter gibi, gamma ışınları da hastalıklı alanı güvenli ve etkili bir biçimde yok ediyor. Üstelik cerrahiye bağlı olarak ortaya çıkabilen kanama, enfeksiyon, yoğun bakımda kalma gibi problemler de görülmüyor. Prof. Dr. M. Necmettin Pamir, Gamma Knife tekniğiyle ilgili şunları söylüyor: "İleri görüntüleme ve planlama teknikleri sayesinde, 201 adet gamma ışını kaynağından çıkan çok ince ışın demetleri, sadece hastalıklı hedef bölgeye odaklanır. Normal beyin dokusuna zarar vermeyen bu ışınlar, hastalıklı dokuyu yüksek doz enerjiyle etkiler. Böylece tümörün daha fazla büyümesi durdurulur ya da tümör zamanla küçülür."

NASIL ETKİ EDİYOR?

Gamma Knife ile tümör veya hastalıklı doku çıkartılmıyor, bunun yerine hücrelerin DNA'sında hasar oluşturuluyor. Bu nedenle normal özelliklerini kaybeden tümör hücreleri, bölünme ve beslenme fonksiyonları bozulduğu için ölüyorlar. Bu yöntem ile beyin tümörleri, hassas ve riskli cerrahi işleme gerek kalmaksızın ağrısız, kansız ve hızlı tedavi edilebiliyor. Genel anestezinin uygulanmadığı Gamma Knife tedavisi, birkaç saat içinde tamamlanıyor ve hastalar aynı gün evine dönebiliyor.

MAVİ GÖZLÜLER RİSK ALTINDA

Prof. Dr. Faruk Nuri Aykan International Hospital

Cildinize dikkat

Esas olarak da 3 tip cilt kanseri bulunmakla birlikte, ameliyatla çıkarılsa bile tekrarlayabilecek kanser türü "Malign Melanom," yani ben kanseridir. Hastalık deriye rengini veren “melanin" maddesini yapan hücrelerde ortaya çıkar.

Erişkin hastalığı

Ben kanserine genel olarak erişkinlerde rastlanır, çocuklarda nadirdir. Vücudun her yerinde ortaya çıkabilir. Erkeklerde en çok gövde (omuz -kalça arası), baş ve boyunda, kadınlarda ise sıklıkla kol ve bacaklarda rastlanır.

Vücudun alışılmadık bir yerinde ortaya çıkan benler,
Güneş ışınlarına maruz kalma,
Yapay ultraviyole ışınlarıyla temas (bronzlaşmak vb. sebeplerle),
Irsîyet ya da kişinin daha önce melanom geçirmiş olması,
Beyaz ırktan ve 20 yaş üzerindeki kişiler,
Beyaz ya da açık renkli deriye sahip olmak, çillerin bulunması,
Mavi gözlü olmak risk faktörlerini oluşturur. Benler çoğalıyor
Mevcut bir benin büyüklüğünde, şeklinde, renginde değişme,
Benin kenarlarında düzensizlik,
Bende birden fazla renk bulunması,
Benin asimetrik olması, yani ortadan bir çizgi ile ikiye bölersek, iki yarısının birbirinden farklı olması,
Kaşınması, kanaması, dışarı akıntısının olması veya üzerinde yara (ülser) oluşması,
Ana benin yakın çevresinde yeni benlerin ortaya çıkması. Bu belirtiler görüldüğünde mutlaka doktora başvurulması gerekiyor. Kesin teşhis ancak biyopsi ile konur.
Akciğer grafisi çekiliyor

Teşhisin ardından kanserin hangi aşamada olduğunun belirlenmesi için şu tetkikler yapılır:

Lenf düğümü haritası ve nöbetçi lenf düğümü biyopsisi: Tümörün hemen yanına enjekte edilen mavi bir boya ya da radyoaktif bir maddeyi tutan ilk lenf düğümü çıkarılarak, patolog tarafından incelenir.
Akciğer grafisi,
Akciğer ve karın bölgesinin bilgisayarlı tomografisi,
Gerektiğinde MR (Magnetik rezonans görüntüleme),
Gerektiğinde PET (Pozitron emisyon tomografi),
Laboratuar tetkikleri.
Yakın takip şart!

Hastalığın tedavisi öncelikle cerrahidir, tümörün bulunduğu cilt, geniş bir kesi ile çıkartılır. Açılan kısım plastik bir operasyonla yama yapılarak tamir edilir. Operasyon sırasında, eğer herhangi bir lenf düğümünde de tümör tespit edilirse, o bölgedeki tüm lenf düğümleri çıkartılır.

Tümörün lenf düğümlerine sıçradığı hastalarda, ameliyattan sonra koruyucu amaçlı, 1 yıl süreyle yüksek dozda "interferon alfaî tedavisi yapılır. Bu tedavide ilâç ilk bir ay haftada beş gün damar yoluyla verilir, sonraki 48 hafta boyunca doz yarıya indirilerek haftada üç gün cilt altına uygulanır. Tedavinin tekrarlamaları yüzde 33 oranında azaltıcı, koruyucu yan etkisi gösterilmiştir. Ancak önemli yan etkileri bulunduğundan (karaciğer, tiroid fonksiyonlarında bozulma ve depresyon gibi) hastalar çok yakından izlenmelidir. Organlara yayılmış vakalarda, vakaya göre kemoterapi ile bağışıklık sistemini güçlendirmeye yönelik tedaviler, beyin ve kemik tutulumlarında ise radyoterapi uygulanır.

Bitkiler kansere şifa mı?

Prof. Dr. Faruk Aykan, kanser hastalarının sıkça rağbet ettiği bitkiler ve yan etkilerini sıraladı:

- Zambak, çiğdem, yüksük otu, meyan kökü, at kestanesi, dağ tütünü (öküz gözü), eşek hıyarı, bıldırcın otu kökü: Bu bitkilerin bir kısmından zaten kalp hastalarına yönelik ilâçlar üretilmektedir. Ancak bitki olarak yiyecek şeklinde alınırlarsa kalp yetmezliği, atım bozuklukları ve ani ölüme kadar giden zehirlenmeler görülebilir.

- Çalı yaprakları veya kökü, meşe türleri, güneş çiçeği (heliotrop), adam otu, öksürük otu, karakafes kökü: Ölümcül olabilen ciddi karaciğer hasarına yol açabilirler.

- Manolya, at kestanesi çekirdeği, Çin porsuk ağacı yaprakları, eşek hıyarı gibi bitkiler fazla miktarda alındığında böbrek yetmezliğine yol açar.

- Pelin otu, bıldırcın otu kökü, artemisya türleri, Gingko bitkisi tohum ve yaprakları, Hint tütünü, sarı yasemin kökü, adam otu: Fazla alındığında vücutta kasılmalar, sinir sistemi bozuklukları ve şuur bulanıklığı görülebilmektedir.