BIST 10.083
DOLAR 32,41
EURO 34,74
ALTIN 2.426,24
HABER /  POLİTİKA

Kandil'e girmek için kimseden izin almayız

Başbakan Erdoğan, Brezilya dönüşü Esenboğa Havalimanı'nda açıklama yaptı, PKK'ya silah bırakması için çağrı yaptı.

Abone ol
Genelkurmay Başkanı Org. Özel'in Kandil konusundaki sözlerini de değerlendiren Erdoğan, Türkiye'nin NATO ülkesi olduğunu ve herhangi bir tehtide karşı gereken cevabı vereceğini kimseden izin almayacağını ifade etti.

Başbakan Erdoğan, Brezilya dönüşü Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, Hakkari'deki terör saldırısını değerlendirdi. Teröre yönelik mücadelenin bugüne kadar olan kararlılık neyse aynı kararlılıkla devam edeceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, PKK'ya silah bırakma çağrısı yaptı. Terör örgütü silah bırakmadıktan sonra operasyonların durmayacağını söyleyen Erdoğan, BDP'yi işaret ederek "siyasi uzantılarının söylediği gibi eğer operasyonlan duracaksa silahlar bıkarılacak" diye konuştu. Erdoğan açıklamasında şunları söyledi;
 
''Güvenlik gücü, operasyonu gerekli gördüğü yerde yapar, gerekli olmadığı zaman zaten güvenlik gücü niçin operasyon yapsın? Dertsiz başını niye derde soksun? Adı üzerinde güvenlik gücü bu, güven sağlamak için var, güvenliği sağlamak için var, toplumun huzurunu, barışını yani ülkemizin her karesinde yaşayan tüm insanımıza güvenlik temini için, refah için, huzur için var. Bu keyfi bir olay değildir, sadece huzurun sağlanmasına yönelik bir görevdir. Açık söylüyorum, silahlar bırakıldığı anda operasyonlar da kesinlikle bitecektir, biter. Bunu da bu şekilde ben tekrar ifade etmiş olayım.''
 
"KANDİLİ'DE KONUŞURUZ, TÜRKİYE'DEKİ KANDİL'İ DE..." 
 
Bir gazetecinin, ''Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Kandil'e girmek noktasında 3 şart var. Hükümetin kararlılığı, ABD'nin razı olması ve kamuoyunun hazır olması şeklinde açıklamaları oldu. Bu konu görüşmede gündeme gelecek mi?'' sorusu üzerine de Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
 
''Kandil'i de konuşunuz, Türkiye'deki Kandil'i de konuşuruz. Bu konuşmadan sonra da neler olabileceğini, neler yapılabileceğini ifade ederiz, ama şu bir gerçek şehitlerimiz oldu. Şehidimizin arkasından başta Genelkurmay Başkanımız olmak üzere, kuvvet komutanlarımız hemen bölgede yerlerini aldılar ve teröristlere karşı yapılan operasyonlarda görüldüğü gibi, 31 tanesini inlerinde yakaladılar ve gereğini yaptılar. Daha öncede söylediğim gibi yapanın yanına bunlar kar kalmayacak, bedelini muhakkak ödeyecekler. Yurt dışında da söyledim, 'ya silahı bırakacaklar ya silahı bırakacaklar' başka izahı yok. Ha, kendilerine başka yerler bulmuşlarsa dünyada gidebilirler, şu anda zaten Kandil'dekiler başka bir dünyadalar, ülkedeler. Farklı yerlere de gidebilirler. Bu konuda zaten Kuzey Irak da yerel yönetim olarak bu tablodan rahatsız ve Barzani'nin de yaptığı bir açıklama var, o da rahatsız olduğu için bu açıklamayı yapıyor. Biz, arkadaşlar böyle bir şeye karar verdiğimiz anda, şunu çok açık net söyleyeyim, çok da izin alma gibi bir durumumuz söz konusu değil. Çünkü, bu ülke NATO'nun üyesidir, ülkemize herhangi bir saldırı olduğu anda da gereken cevabı anında verir.''
 
"KÜRDÜ KÜRDE VURDURUYORLAR" 

'Biz tabii devlet yönetiyoruz. Yani bu tür şeyler olacak diye de bizim hiçbir zaman yurt dışı seyahatlerimiz ertelenemez veya bunlara bağlantılı olarak yürümez'' ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:
 
''Çünkü biz yürüdüğümüz anda, kurulu bir sistemimiz vardır. O sistemde arkadaşlarımız aynı şekilde bu görevi ifa ederler, yürütürler. Güçlü devlet budur zaten. Şu anda böyle bir devlet vardır. Anında da görüldüğü gibi cevapları verilmiştir. Bundan sonra çıkışlarda böyle bir şey deneyeceklerse yine cevaplarını alacaklardır. Ama bizim temennimiz, bu raddeye gelmeden, artık bu iş bitirilsin. Çünkü ülkemin belli bölgelerinde rahatsızlık çok daha fazla. Ama geneline baktığınız zaman oralarda da yine bu rahatsızlığı görmek mümkün. Çünkü şehidimiz, yeri geliyor bakıyorsunuz Kayseri'den, yeri geliyor Rize'den, yeri geliyor Trabzon'dan, yeri geliyor bakıyorsunuz İstanbul'dan, yeri geliyor bakıyorsunuz İzmir'den, yeri geliyor Edirne'den... Yani her yerden tabii şehidimiz çıkıyor. Oralarda da işte analar ağlatılıyor. Biz analarımızın, bacılarımızın ağlamasını istemediğimiz için bunu söylüyoruz. Ama bakın yeri geliyor, buyurun Hakkari'de bir Kürt kardeşimizin evladı da aynı şekilde şehit ediliyor. Yani Kürt, Kürdü de vuruyor. Böyle bir durum da var. Yani Türk'ü Kürde vurdurmak, Kürdü Türk'e vurdurmak, böyle bir şey yok. Bu iş şirazesinden çıkmış. Yapanlar, hedeflerinin ne olduğunun farkında değiller. O hedef sadece bu milleti huzursuz etmektir. Bu milletin huzursuzluğuna da bizler müsaade etmeyeceğiz. Atılması gereken adımları da bugüne kadar nasıl attıysak bundan sonra da atmaya devam edeceğiz.''