BIST 9.145
DOLAR 34,10
EURO 37,56
ALTIN 2.879,51
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan'ın Kanal İstanbul'la ilgili yaptığı arsa çıkışına İmamoğlu'ndan yanıt

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı'nın Kanal İstanbul ile ilgili "Kimin arsa alıp almadığı bizi ilgilendirmez" sözlerine yanıt verdi.

Abone ol

 İYİ Parti, Haliç Kongre Merkezi'nde "Kanal İstanbul Projesi ve Ardındaki Gerçekler" paneli düzenledi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'ın ev sahibi olduğu panele, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte katıldı.

Sözcü'den Özlem Güvemli'nin haberine göre; panelde konuşan Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul'u yaptırmayacaklarını yineleyerek "Siz bütün İstanbul'un deprem sorununu ortadan kaldırabilecekken İstanbul'a böyle bir yükü reva görüyorsunuz. Niye? Yine betona gömeceksiniz İstanbul'u. Bu sürecin sonunda maliyet olarak da çok yanılacaksınız. Bunu yaptırmayacağız bunu söyleyeyim" dedi.

"Üçe beşe bakılmaz, bir şey söyleyelim"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu projeden yılda 8 milyar dolar, Ulaştırma Bakanı'nın da 5 milyar dolar gelir beklediği yönündeki açıklamalarını hatırlatan İmamoğlu "Burada da aslında farklı veriler var. Tabiri caizse 'üçe beşe bakılmaz bir şey söyleyelim'. Bu çocuk oyuncağı değil. 15 milyar dolara bir projeyi mal edeceksiniz, yılda 5-8 milyar dolar kazanacaksınız. Yani 2 yılda parayı cebe koyuyoruz. Buna hiç kimse inanmaz" diye konuştu.

"Chp'liler arsa alıyor" açıklamasına yanıt
"İsraf düzeni ve insanların aldatılma düzenine" dair bir bilgi paylaşmak istediğini belirten İmamoğlu, Kanal İstanbul güzergahında 2011 yılından bu yana el değiştiren 30 milyon metrekarelik araziye dikkat çekti.

İmamoğlu, Cumhurbaşkanı'nın "kimin orada arsa alıp almadığı bizi ilgilendirmez" sözlerine yanıt vererek şu ifadeleri kullandı;

"Dün başka bir açıklama geldi ama 30 milyon metrekarenin üzerinde burada arazi el değiştirdi. 'Tek bir metrekarelik arsa hareketi olmamıştır' dediler. Sayın bakan açıkladı. Ben 30 milyon metrekare diye açıklama yaptım, yalanlama bekliyordum. Yalansa 'başkan sen yalan konuşuyorsun' desinler. Hiçbir yalanlama gelmedi.

Sayın Cumhurbaşkanı dün 'kimin orda arsa alıp almadığı bizi ilgilendirmez' diye cevap verdi. Ve bu cevabın daha da ötesi 'CHP'liler orada arsa alıyor' diye ihbarda bulundu. Tamam olabilir. Zaten biz orada 'arsa hareketi yapılıyor' dedik. Açıkçası bizim elimizdeki tapu verileri, satın alan kişilerin ya da şirketlerin hangi partiye oy verdiklerini gösteren bir mekanizmaya henüz sahip değil. Böyle bir veriye sahip değiliz."

"Bu projeye kim mecbur?"
Bu projeye "kim mecbur" diye soran İmamoğlu şunları söyledi;

Biz mecbur değiliz. Küçük bir azınlık mecbur. Kim mecbur? Evet o 30 milyon metrekarelik arsayı satın alanlar mecbur. Hayatlarını oraya bağlamışlar. Açıkçası bu kanalı ve kanalın etrafındaki binaları yapacak olanlar da mecbur olabilirler. Onu da anlayabiliyorum. Ama biz Kanal İstanbul'a asla mecbur değiliz.

İstanbul halkının da böyle bir niyeti yok. Kabul etmiyor vatandaş. İsraf düzeninden beslenenlere biz İstanbul'un yönetiminin kapılarını el birliğiyle kapattık. Artık israf düzeninden kimse faydalanmıyor İBB'de.

Biraz da bu sürecin tetiklediği konusunda şüphelerim vardı. Sayın Meral Akşener 'suçlusu sensin' deyince düşünmeye başladım. Evet galiba 2019 seçimleri biraz bu işin tetikleyicisi oldu. Süreci bu anlamda tetikledi. Biz İBB'de kamu kaynaklarını ahlaklı şekilde kullanılması için çaba gösteriyoruz.

Partizanlığa asla müsaade etmiyoruz. İsraf düzenine alışmış insanların Kanal İstanbul'a mecbur olduklarını düşünüyorum. Biz mecbur değiliz. İstanbul halkı mecbur değil.

"Esas sükse yapamadığımız alanlar…"
Ankara'da Akıllı Şehirler Buluşması etkinliğinden Teknoloji Bakanı'nın yaptığı konuşmaya da tepki gösteren İmamoğlu şöyle konuştu;

"Ne yazık ki bu ülkede bir müsameredeki konuşma gibi Teknoloji Bakanı çıkıp 'Kanal İstanbul da Kanal İstanbul' konuşması yapıyor. Teknolojinin konuşulması gereken bir buluşmada. Akıllı şehirlerin konuşulması gereken bir buluşmada. Orada da ifade ettim burada da ifade edeceğim. Esas sükse yapamadığımız alanlar onlar.

Ülkemizin 5 yılda yüksek teknoloji ürünlerine dair ortaya koyduğu cari açık ithalat ihracat arasındaki fark 2019 hariç 107 milyar dolar. Bunlar ne biliyor musunuz? Yazılım vs. yüksek teknoloji ürünlerine ürettiklerimizle satın aldıklarımız arasında… Hani diyoruz ay petrol bağımlısı bir ülkeyiz. Hayır, biz daha çok teknoloji bağımlısı bir ülkeyiz.

İnsanlar üretiyor, biz tüketiyoruz. Onun için bunu çözeceğine teknoloji bakanı efendim, çöp dağlarını çok iyi hatırlıyormuş, 25 sene önce bu şehir kurtulmuş onun için kanal da kanal. İyi yapılan her şeyi biz zaten alkışlıyoruz.

Bu şehre sayın Cumhurbaşkanı da hizmet etmiştir. Önceki ve sonraki Büyükşehir Belediye Başkanları da hizmet etmiştir. Allah hepsinden razı olsun. İyi yaptıkları şeylere ama dolayısıyla İstanbul dünyaya meydan okuyacaksa gençlerin üretime, gençlerin teknolojiye dair, yeni nesil üretime dair ortaya koyacağı şeylerle sükse yapabilir ve meydan okuyabilir. Açıkçası İstanbul bu kanal tartışmasından inşallah el birliği ile kurtulacaktır.

Bu asla siyasi bir mesele değil hayati bir meseledir. Biz buna bu gözle bakıyor ve bu kararlılıkla bu çalışmalarımızı ve hukuki mücadelemizi veriyoruz."

"YANLIŞTAN DÖNÜN ÇAĞRISI"

İmamoğlu, Ankara'daki bütün yetkililere şöyle seslendi; "Bu işin altına imza atan, olur ya imza attırılan insanlar olabilir bütün İstanbullular adına onların vicdanına sesleniyorum. Gelin aklı, bilimi deneyin. Gelin bir daha düşünün, bakın bu yanlıştan siz dönün. Bu millet sizi bu yanlıştan döndürmesin. Siz dönün. Vicdanınızın sesine kulak verin. Bu insanların feryadına kulak verin. Ve bu eşsiz şehre geri dönüşü olmayan bir ihanete kalkışmayın. Çünkü bu şehir hepimize, geçmişimizden bize emanet edilen bu şehir geleceğe aynı sağlıklı şekilde emanet edilsin diye teslim edildi. Umarım bunu sağlayacağız ve sizin bu şehre bu büyük kötülüğü yapmanıza fırsat tanımayacağız."