BIST 9.066
DOLAR 32,38
EURO 34,97
ALTIN 2.325,77
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Erdoğan: İstenirse Libya'ya asker gönderebiliriz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Libya ile imzalanan mutabakatı değerlendirdi. Türkiye'nin düşman değil dost kazanmak istediğini söyleyen Erdoğan, bu konuda kıyıdaş ülkelere bir kez daha diyalog çağrısı yaptı.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Libya'nın istemesi halinde Türkiye'nin bölgeye asker gönderebileceğini ve bu konuda kimseden izin almayacağını söyledi. Libya ile imzalanan mutabakata Türkiye'nin yeni haklar tanıdığını anlatan Erdoğan, kıyıdaş ülkelere diyalog çağrısında bulundu.

Recep Tayyip Erdoğan, TRT ortak yayınında gündeme ilişkin soruları cevapladı. Yunanistan'ın Libya ile imzalanan muhtıra sonrası büyükelçiyi deport ederek büyük bir skandala imza attığını söyleyen Erdoğan, Yunanistan'ın bu yanlış adımının cezasını uluslararası arenada ödeyeceğini ifade etti.

İşte Erdoğan'ın açıklamalarından bazı satır başları:

"Son yıllarda Kaddafi döneminde bununla ilgili bir adım atmıştık. Fakat attığımız adım Kaddafi'nin ölümü sebebiyle devam etmemişti. Ondan bu yana bir sessizlik vardı. Bu sessizliği de bölgede Mısır, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Yunanistan gibi kendileri egemenliği altına alarak, 'Türkiye, Libya buralarda sesleri çıkmayacak, buralarda biz hakimiz, Türkiye sondaj gemilerini gezdiremez' gibi tehditler savurdular. Bu tehditleri dinlemedik. Haklarımıza rağmen tehdit ettiler ama biz aldırmadık. 

Muhtıra Rum-Yunan ikilisinin Türkiye'yi Akdeniz'de çevreleme, yalnızlaştırma girişimlerine güçlü bir cevap niteliğindedir. 


"Bir sontaj gemisi daha alacağız"

Bu mutabakat muhtırasıyla Türkiye esasında uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullandı. Bir sondaj gemisi daha alacağız. Sadece Akdeniz'de değil, Karadeniz'de hatta uluslararası sularda da bu çalışmaları sürdüreceğiz. Bu anlaşmayı biz Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile imzaladık. Yunanistan, Mısır, İsrail, GKRY ciddi anlamda rahatsız oldu. Biz bu adımı atınca bunların oyunları bozuldu. Bu anlaşmayla Doğu Akdeniz'deki yetki alanımızı maksimum düzeye çıkardık. Ortak arama faaliyetleri gerçekleştirebileceğiz. Yunanistan, Mısır, İsrail ve GKRY bu bölgeden Türkiye'nin onayı olmadan doğal gaz hattı kuramaz.

Biz Doğu Akdeniz'de aslında en uzun kıyı şeridine sahip ülkeyiz, bunlar bunu da görmüyor. Harita çok net, çok şeyleri de açıkça ortaya koyuyor. Bu bizim için tarihe kayıt düşmektir ve tarihe kayıt düşüyoruz. İçeride ve dışarıda bundan çok rahatsız olanlar var. Rahatsız olanların tek taraflı adımları, oyunları bozuldu.

"Yunanistan'ın eli kolu bağlandı"

Türkiye hem karşı kıyı ülkesi olan Libya ile anlaşarak uluslararası deniz hukukuna uygun davranmıştır hem de Yunanistan'ın eli kolu bağlandı. Yunanistan'ı çıldırtan bu. Yunanistan'ın itiraz edebileceği bir boşluk yok. Hep bugüne kadar vurdular, aldılar, yok bundan sonra böyle olmayacak, artık bizler de hakkımıza sahip çıkacağız.

Ülkemizin her zaman barışçıl çerçevede olduğu görülmüştür. Yunanistan ile diyalog kanallarını yeniden canlandırmaya hazırız. Başbakan Miçotakis'e de bizzat ifade ettim, iki ülke arasında taze bir başlangıç olsun dedim. Ancak Yunanistan tarafından olumlu bir cevap alamadığımızı da belirtmek isterim. 

Libya Büyükelçisini sınır dışı etti. Bu gizli bir muhtıra değil. İki taraf da onay sürecini tamamlayarak yürürlüğe girdi. Şimdi Birleşmiş Milletler'e (BM) gönderdik, tescil aşamasında. Neredeyse oy birliği içerisinde TBMM'den geçti, bir parti hariç. 

Böyle bir davet gelmesi (Libya'dan asker istenmesi halinde) durumunda Türkiye nasıl bir inisiyatif üstleneceğine kendisi karar verecektir.


Bu anlaşma Türkiye Libya arasındaki deniz yetki alanlarının sınırlarını belirlemiş oldu. Ortak arama tarama faaliyeti yapabilir. Kıta sahanlığı haklarımızın korunmasına devam edeceğiz. Hem kendi haklarımızı hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) haklarını korumaya devam edeceğiz. Eskiden biz böyle sondaj için bir gemi alalım, bırakın kiralamaya muktedir değildik. Şimdi bizim kendimize ait gemilerimiz var. 

Tüm kıydaş ülkelerle müzakerelere hazırız. Bizim barışçıl biz çözüme destek veren tutumumuz değişmedi, aynı yerdeyiz. Beraber bu çalışmaları yürütebiliriz. Bizim derdimiz düşman kazanmak değil, dost kazanmak. Düşman olanlar varsa onları da dost olmaya davet ediyoruz. Muhtıra Rum-Yunan ikilisinin Türkiye'yi Akdeniz'de çevreleme, yalnızlaştırma girişimlerine güçlü bir cevap niteliğindedir. 

Libya'ya asker gönderme ihtimali

Böyle bir davet gelmesi durumunda Türkiye nasıl bir inisiyatif üstleneceğine kendisi karar verecektir. Biz bir yerlerden izin almayız. Kaldı ki Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır Hafter'e her türlü askeri destek sağlayarak BM kararlarını da deliyor. Özellikle Türkiye Libya'da faaliyet gösteren gemileri koruma hakkına da sahiptir. 

Türkiye dışına asker gönderilmesi bakımından atılması gereken adımlarımız var. Asker veya askeri iş birliği mutabakat muhtırası iki ülke arasında eğitim ve teknik destek konularında iş birliğine yöneliktir. Libya'ya her türlü desteği vermeye açığız.

Sayın Putin ile bir görüşme talebim var. Önümüzdeki ayın 8'inde Türkiye'de olacak. Ondan önce bu görüşmemizi yapalım. Çünkü Hafter konusu istiyorum ki Rusya ile münasebetlerde yeni bir Suriye doğurmasın. Ocaktaki görüşme ayrı, TürkAkım projesinin açılışını yapacağız. Putin ile Libya ve Hafter konusuyla ilgili telefonda görüşeceğim. 

Rusya ve ABD ile yapılan mutabakatlar

İdlib her geçen gün daha iyiye gidiyor. Ama asıl bizim derdimiz burada, Tel Abyad buradan Rasulayn var. İkisinin arası 120 kilometre, ama derinlik 30 kilometre. Bizim asıl hedefimiz Derik denilen bir yer var, orası Irak sınırıdır. Biz bütün bu bölgedeki teröristlerin buralardan boşaltılmasını hem Rusya'dan hem ABD'den istedik. 120 ve 150 saatlik anlaşmalarımız oldu. Onlar bu saatlerde boşaltılacağını söyledi. Ama ne Rusya ne ABD bunu gerçekleştirebildi. Biz de tabi kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz dedik."