BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Çelik'e göre MHP'yi BDP kurtaracak

Kürtçe ve Türkçe'yi halıya benzeten Hüseyin Çelik'ten uyarı geldi: "Kimse desenleri parçalamaya kalkmasın"

Abone ol
AK Parti ve BDP arasındaki söz düellosu sürüyor! Erdoğan'ın "iki dil ve özerklik" tartışmalarıyla ilgili sert çıkışına, BDP lideri Demirtaş'tan aynı sertlikte cevap geldi. Demirtaş'ın "Başbakan Allah'a şirk koşuyor" sözlerine cevap veren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Demirtaş'ın sözlerini şık bulmadı, bu tartışmaları MHP'yi barajdan çıkarma çabaları olarak nitelendirdi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, AK Parti MYK Toplantısı'nın ardından düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Çelik, BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın 'Başbakan Erdoğan'ın Allah'a şirk koştuğu' yönündeki açıklamasına ilişkin bir soru üzerine şöyle konuştu:

"Bu söylenen sözler kesinlikle şık olmamıştır, yerine oturmamıştır, kaba düşmüştür. Sayın Başbakanımız vahdetin de, tevhidin de, şirkin de ne olduğunu herhalde en iyi bilenlerden birisidir. Eğer şu kastediliyorsa; insanlar farklı farklı kavimler olarak yaratılmıştır. Sayın Başbakan dünkü konuşmasında bunu çok açık, net vurguladı."

"BİZ ÇOKLUK İÇİNDE BİRLİĞİ SAVUNUYORUZ"

Çelik, AK Parti olarak her zaman ifade ettikleri bir şey olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Kimse halıyı parçalayarak, makasla üçe beşe bölerek bir sonuca varamaz. Bildiğiniz gibi bu Sayın Başbakan'ın dünkü söyleminden rahatsız olanlar Türkçüler ve Kürtçüler olmuştur. Sayın Başbakan Türkçülüğe de, Kürtçülüğe de karşı olduğunu çok net bir dille ifade etmiştir. Ama Türkler ve Kürtler, Türkçüler ve Kürtçüler değil Sayın Başbakan'ın söyleminden hoşnut olmuşlardır. Memnun olmuşlardır. Esas ülkede kardeşliğimizin, barışın farklılıklara rağmen huzur içerisinde bir arada yaşamayı temin edecek olan da
budur. Farklılıklar elbette kabul edilmelidir. Ama farklılıkları ön plana çıkararak farklı emeller beslemek demokratiklik olarak ifade edilemez. Bunun altını çizmek istiyorum."

"BARAJIN ALTINDAN ÇIKARTILMAK İSTENİYOR"

Son zamanlardaki tartışmaların temel iki sebebi olduğunu belirten Çelik, "Birincisi bu malum parti mağduriyet havası oluşturarak bölgede daha avantajlı bir hale gelmeye çalışıyor. Masum talepler ileri sürdükleri halde bunların karşılık bulunmadığını iddia ederek halka gideceklerdir. Bu aşırı marjinal çıkışlarla bir taraftan da diğer uçtaki siyasi parti barajın altından çıkarılmaya çalışılıyor. Bunlar özellikle halkımız tarafından çok iyi bilinmesi gerekiyor. Sayın Başbakan niyetlerle ilgili olarak,varılmak istenen hedeflerle ilgili olarak bütçe konuşması esnasında çok açıklayıcı bilgiler verdi" dedi.

Çelik, bir soru üzerine de Wikileaks iddiaları ile ilgili raporun tamamlandığını ve bir sonraki MYK'ya sunulacağını söyledi.

ÇELİK'TEN İZMİR YANITI

Çelik, İzmir ile ilgili 'sümüklü çocuk' benzetmesi yaptığı iddiaları ile ilgili tepkilere de yanıt verdi. Çelik, öyle konuştu:

"Bir buçuk saat süren bir konferans ve soru cevap esnasında çok seviyeli bir toplantı gerçekleştirdik. Herkes son derece hoşnut ayrıldı. Ama orada sorulan bir soruya verdiğim cevap esnasında kullandığım bazı ifadeler birileri tarafından sağa sola çekildi. Şunun altını çizmek isterim. İzmirlilerle ilgili olarak İzmir halkına yönelik söylenmiş asla bir ifadem yok. İzmir'in hak ettiği mahalli yönetime kavuşamamasından dolayı eleştirilerim aslında CHP'li belediyelere ve onların yöneticilerine yönelik söylenmiş sözlerdir. Merkezi hükümet İzmir'e gözü gibi bakmasına rağmen yüzde 60'a yakını gecekondu olan bir marka şehir olması gerekirken, kendisine yakışır bir mahalli yönetime kavuşamayan İzmir'deki durumu eleştirdim. Ve İzmir için 'nur topu gibi bir çocuk' ifadesini kullandım. İzmir'e ve İzmirliler'e yakışanın bu olduğunu söyledim. Ama bunu sağa sola çekerek oradaki yönetim zaafını, oradaki kusurları birileri örtmeye çalıştı. Arsenikli su içirmeyi örtmeye çalıştılar. Çok büyük bir deniz ve sahil potansiyeline sahip olmasına rağmen denizden yararlanamayan İzmir'i kamufle etmeye çalıştılar."