BIST 9.091
DOLAR 32,37
EURO 35,01
ALTIN 2.326,17
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Çavuşoğlu: DEAŞ her zaman İslam'ın düşmanı olmuştur

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu terör örgütü DEAŞ ve ölü ele geçirilen elebaşısı Ebubekir El Bağdadi'nin her zaman insanlığın, İslam’ın ve Türkiye’nin düşmanı olduğunu belirterek, El Bağdadi'nin ölü ele geçirildiği operasyonda Türk ve ABD’liler arasında bilgi alışverişi ve koordinasyon olduğunu belirtti.

Abone ol

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İtalyan gazetesi La Stampa'ya, terör örgütü DEAŞ elebaşısı El Bağdadi’nin öldürülmesi, Barış Pınarı Harekatı ve İtalya-Türkiye ilişkilerini değerlendiren bir demeç verdi.

Ebu Bekir el Bağdadi'nin öldürülmesini terörizmle mücadelede bir dönüm noktası olarak niteleyen Çavuşoğlu, Türkiye'nin, terörizme karşı mücadelede hiçbir ayrım yapmadan mücadele ettiğini belirtti.

Çavuşoğlu, "Bizim için Ebu Bekir el Bağdadi ve DEAŞ, her zaman insanlığın, İslam'ın ve Türkiye’nin düşmanı olmuştur. DEAŞ’ın saldırılarında 304 Türk vatandaşı hayatını kaybetmiş, bin 338 vatandaşımız yaralanmıştır. Verdiğimiz kayıpların ışığında, terörle nasıl mücadele edileceğini biliyorum. El Bağdadi’nin öldürülmesini olumlu karşıladık." ifadesini kullandı.

Bakan Çavuşoğlu, El Bağdadi’nin ölü ele geçirildiği operasyonda Türkiye’nin rolü ile ilgili soruya, "Bizim askeri yetkililerimiz ile ABD’liler arasında bir bilgi takası ve koordinasyon oldu." yanıtını verdi.

Türkiye’nin, Suriye’de DEAŞ’a karşı her ülkeden daha fazla mücadele verdiğini dile getiren Dışişleri Bakanı, DEAŞ’ın yabancı savaşçı militanlarıyla mücadeleye yönelik ortak bir koordinasyon konusunda ise "Bu konuyla ilgili uluslararası toplumun ortak çabalarına azami önem vermekteyiz, bu çabaları desteklemeye devam edeceğiz." dedi.

"Hayal kırıklığı yaşıyoruz"

Çavuşoğlu, ABD'nin NATO Temsilcisi Bailey Hutchinson'ın "Türkiye’nin Suriye’de savaş suçu işleyip işlemediğine dair" bir soruşturma açılmasını istediğinin hatırlatılması üzerine, "Hayal kırıklığı yaşıyoruz, Barış Pınarı Harekatı’na karşı tamamen mesnetsiz ve taraflı suçlamalar söz konusudur. Suriye’den kaynaklanan terörizm tehdidine karşı koymak ve Türkiye'nin ulusal güvenliğini hedeflemek amacıyla verdiğimiz çabalara karşı bir karalama kampanyası söz konusudur." yorumunu yaptı.

Güvenli bölge tartışmaları

Suriye’nin kuzeydoğusunda "güvenli bölgenin" oluşturulmasında ABD Başkanı Donald Trump'ın rolünün ne olduğu sorusuna ise Çavuşoğlu, "Bizim için ideal olan, bir güvenli bölge oluşturulması yönünde ABD ile iki müttefik gibi çalışmaktı. Üstelik ABD birliklerinin Suriye’den geri çekilmeleri sonrasında bir güvenli bölge fikri bizzat Başkan Trump’dan geldi. Bu bir yana, aylarca süren müzakerelere rağmen ABD'nin bu taahhüdü yerine getirebilecek durumda olmadığını görmek çok üzücü oldu. Durum böyle olunca yazgımızı kendi elimize almak zorunda kaldık ve ABD ile birlikte yapamadığımız güvenli bölgeyi oluşturmak amacıyla Barış Pınarı Harekatı’nı başlattık. Şimdi bir anlaşma var, iş birliğine devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Çavuşoğlu, Barış Pınarı Harekatı alanı boyunca sınıra 12 gözlem noktasının konuşlandırılacağını, Rusya ile varılan anlaşma çerçevesinde ise Barış Pınarı Harekatı’nın doğusunda ve batısında Kamışlı şehri haricinde sınırdan 10 kilometre derinlikte ortak devriyeler başlatacaklarını dile getirdi.

Kimyasal silah kullanıldığı iddialarına ret

Türkiye'nin, konvansiyonel olmayan silah kullanımı suçlamalarını reddettiği hatırlatılan ve bu silahları Suriyeli milis güçlerin kullanmış olup olmadığı sorusuna Çavuşoğlu, "Ne Türk Silahlı Kuvvetleri ne de Suriye Milli Ordusu'nun cephanelerinde kimyasal, biyolojik ya da nükleer silahı vardır. Türkiye’nin terörle mücadele çabalarını karalamaya yönelik tamamen mesnetsiz suçlamalar söz konusudur." ifadesini kullandı.

Türkiye-İtalya ilişkilerinin geleceği

Çavuşoğlu, Türkiye ve İtalya ilişkilerine dair ise İtalya’nın Barış Pınarı Harekatı'na yönelik tavrına atıfta bulunarak, şunları kaydetti: 

"İtalya ile Türkiye, Akdeniz kimliğini paylaşmaktadır ve Türkiye bir müttefik ve stratejik partnerinin dostluğuna önem atfetmektedir. Diğer yandan, İtalyan makamlarının son zamanlarda Barış Pınarı'na ilişkin yapmış olduğu açıklamalar ve bunu takiben alınan silah ambargosu gibi önlemler kabul edilemez. İtalya’nın yaklaşımını yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir. Türkiye'nin güvenlik konusundaki endişelerini anlamasını ve ilişkilerimizi feda etmemesini beklemekteyiz."