BIST 10.219
DOLAR 32,29
EURO 34,79
ALTIN 2.412,90
HABER /  GÜNCEL

Asalanın avukatı kin kustu

"Ermeni soykırımını tanımayan suçludur" diyen yasanın mimarı Deveciyan ilk kez konuştu.

Abone ol

Türkiye'yi ayağa kaldıran "Ermeni soykırımını tanımayan suçludur" diyen yasanın mimarı, bir zamanlar ASALA davalarında avukat olarak görev alan diasporanın en güçlü ismi Patrick Deveciyan ile Milliyet gazetesi yazarı Ece Temelkuran röporrtaj yaptı. İşte söyleşinin tamamı:

Türkiye'deki Ermeniler bu yasadan rahatsızlar. Diasporanın baskısıyla çıkarılan bu yasanın bütün diyalog yollarını kapatmakla birlikte Türkiye'de yaşayan Ermenileri de kurban ettiğini düşünüyorlar. Yasanın Ermenistan'dan da çok destek aldığı söylenemez. Ne dersiniz? Diaspora sadece kendisi için çıkardığı bu yasayla diğer Ermenileri kurban mı etti?

'Yasa, güvenliğimiz için'

Bir yıl öncesine kadar bu yasanın çıkmasına ben de karşıydım. İfade özgürlüğünü zedeleyecekti. Ama Lyon'da Türk milliyetçilerinin yaptıkları gösteriler, oradaki Ermeni anıtının çalınması, fikrimi değiştirdi. Türkiye aktif bir reddetme politikası yürütmeye başladı. Ermeni anıtlarına karşı saldırılar yapıldı. Bunları Bozkurtlar yaptı. Türkiye diplomasisi de bu saldırıların Türk halkı tarafından onaylandığını ve desteklendiğini açıkladı. O saldırılardan sonra ifade özgürlüğü tartışmasına giremezdik. Güvenliğimiz söz konusuydu. Fransa'daki Ermenilere yapılacak saldırılara karşı güvenliğimizi sağlayacak bir düzenlemeye ihtiyaç vardı.

Artık ifade özgürlüğünün birincil önemde olmadığını söylüyorsunuz ama bu yasaya sizin getirdiğiniz, savunduğunuz ama kabul edilmeyen bir istisna vardı. Bilimsel çalışmalar hariç tutulacaktı. Bu istisnayı kabul ettiremediniz mecliste.

O istisnanın senatodan çıkması için elimden geleni yapacağım. O konuda senatoda fikir birliği oluşacağını düşünüyorum. Çünkü bilimsel çalışmaların özgürlüğünü korumak gerekiyor. Böylece Türkiye ile Fransa arasında bir fark olacak! Çünkü biliyorsunuz Türkiye'de TCK 301 var!

Evet, ben dahil birçok insanın karşı çıktığı ve aceleyle çıkarılan bir madde. Ama siz bu yasa için uzun süre uğraştınız. Üstelik teknik olarak çıkması çok zor bir yasa için.

'Zaten 90 yıldır bekliyoruz' 

O kadar uzun süre sayılmaz. Fransa'nın soykırımı tanıması için üç yıl uğraşmıştık. Bu yasa için de bekleyebiliriz. Üstelik biz zaten 90 yıldır bekliyoruz.

"Biz" diye konuşuyorsunuz. Diaspora bu kadar "homojen" mi sizce? Bütün diasporanın bu yasayı desteklediğinden emin misiniz? 

Diaspora homojen değilse bile eğer sert Türk milliyetçileri yaptıklarına devam ederlerse, olacak. Kaldı ki Türkiye de dışarıdan homojen görünüyor. Kültürel farklılıkları devlet politikasıyla homojenleştiren bir politikası var. Üstelik Türkiye Ermenistan sınırını açmamakla bu konudaki tavrını açıkça ortaya koyuyor.

Bunlar dialoğu imkânsızlaştıran şeyler, haklısınız. Ama çıkarmaya çalıştığınız yasanın o "sınırı" daha da sertleştireceği ortada.

Buna inanmıyorum. Ben, Türkiye'nin ancak aşırı baskılarla değişebileceğine inanıyorum. Ve yeniden ekleyeyim, biz doksan yıldır bekliyoruz!

Doksan yıldır hayaletlerle yaşıyorsunuz. Fransız düşünür Baudrillard'ın bu konuda bir cümlesi var: "Ermenilerin durumu çok özel. Onlar yaşadıklarını ispatlamak için öldüklerini ispatlamak zorundalar." Ne dersiniz, öyle mi? 

Tıpkı Yahudiler gibi. Bu, çok büyük bir travmadır. Ben ne zaman torunuma baksam onun yaşındaki çocukların bir zamanlar sadece Ermeni olduğu için öldüğünü düşünüyorum. Bu her gün yaşaması imkânsız bir acıdır.

Ama bu imkânsız acıyla yaşıyor hatta hayatınızı bunun üzerine kuruyorsunuz bir bakıma. Kişisel olarak sormak istiyorum. Bazen yorulduğunuzu hissetmiyor musunuz? 

Yoruldum... (Deveciyan duraksıyor) Evet. Hem de çok... (Ünlü "kartal" bakışlar nemleniyor) Ama bu benim görevim! Ben bir yüzyıl daha halımın altında kadavralarla yaşamak istemiyorum!..

Konuşma bitiyor ama karizmasıyla ünlü Deveciyan'ın gözlerindeki nem asılı kalıyor. Tam çıkacakken Deveciyan diyalog için çalışan insanlara ne kadar kıymet verdiğini anlatıyor, benim ne kadar kıymetli bir iş yaptığımı... Durdurup gülüyorum:

Gözyaşları gerçek mi?
"Ancak Bay Deveciyan, siz benim işimi çok zorlaştırıyorsunuz
!"
Çıkıyoruz. Deveciyan'ı iyi tanıyan, deneyimli bir gazeteci olan mihmandarım Isabelle bile şaşkın. "Gözleri doldu, gördün mü?" diye soruyor.

O zaman düşünüyorum: Yasa çıkaracak kadar sert olan bile ağlayabiliyorsa acaba diaspora bize anlatıldığı gibi bir şey değil mi? Bize gösterilen öfke ve inat resminin ardında ne var? Diyaloğa hiç yanaşmayanlar ne gizliyorlar içlerinde? Bunun için konuşmalara daha da sert olanlarla devam etmek gerekiyor...

Röportaj: Ece Temelkuran
Kaynak:www.milliyet.com.tr