BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  POLİTİKA

Arkasında Fethullah Gülen mi var?

Amerika gezisi sırasında Gülen"i ziyaret etmiş midir? Ziyaret ettiyse elini öpüp hayır duasını almış mıdır? Gülen kendisine 'Bütün desteğimiz

Abone ol

ADNAN BERK OKAN

VATAN Gazetesi yazarlarından Can Ataklı’nın, son günlerde gündeme taşıdığı konulardan biri de (Diğeri, DP'yi ayağa kaldıracak Lider kim olabilir?) Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün siyasi bir partiye dönüştüreceğini açıkladığı TDH (Türkiye Değişim Hareketi).


Sarıgül’
ün bugüne kadar yaklaşık 500 miting (her mitin ortalama 100 Bin Dolara mal oluyor. 500 Miting 50 Milyon Dolar; 75 Trilyon eski Lira) düzenlediğine dikkat çeken Ataklı, bu mitinglerin başta olmak üzere hareketin finansmanının hangi kaynaklardan ve nasıl sağlandığını sordu.


Can Ataklı
’nın, Mustafa Sarıgül’ün cevaplandırması istemiyle sorduğu sorular şöyle:

 

MADDİ KAYNAK:

 

1- TDH’nin her ay 3000 gönüllüye maaş ödediği doğru mu?

2- Mitinglere uzak yerlerden katılacaklara ücretsiz araç sağlanıyor mu?

3- Mitinge gelenlere kumanya dağıtılıyor mu?

4- Mitingler için işini bıraktığını beyan edenlere bir günlük yevmiye ödeniyor mu?

5- Sarıgül’e yurt gezilerinde kullandığı özel uçakları kim kiralıyor?

6- Miting ve toplantılarda Şişli Belediyesi’nin araçları kullanılıyor mu?

 

CHP’Yİ BÖLMEK:

 

1- Neden CHP ile uzlaşma aramıyor?

2- TDH’yi CHP’den ayıran nedir?

3- TDH’nin barajı aşacağına inanıyor mu?

4- Barajı aşamayıp CHP’nin oylarını düşürürse vicdani rahatsızlık duyacak mı?

 

AKP DESTEĞİ:

 

1- AKP’nin TDH’ye örtülü destek sağladığı doğru mudur?

2- AKP yandaşı medyada Sarıgül haberlerinin çokça yer almasını neye bağlıyor?

3- Sarıgül’ün ağzından bugüne kadar AKP eleştirisi hiç duyulmadı, neden?

4- TDH barajı aşarsa, AKP tek başına iktidar olamazsa, TDH-AKP koalisyonuna sıcak bakıyor mu?

 

FETHULLAH GÜLEN:

 

1- Sarıgül, Fethullah Gülen cemaatinden midir?

2- Amerika gezisi sırasında Gülen’i ziyaret etmiş midir?

3- Ziyaret ettiyse elini öpüp hayır duasını almış mıdır?

4- Ziyaret ettiyse, Gülen kendisine “Bütün desteğimiz arkandadır” demiş midir?

5- Sarıgül neden “Bana Gülen hakkında kötü bir şey söyletemezsiniz” demek ihtiyacını hissetmiştir?

 

SOROS DESTEĞİ:

 

1- Sarıgül, Soros ya da temsilcileriyle görüşmüş müdür?

2- Görüştüyse Soros’un destek sözü verdiği doğru mudur?

 

SERMAYE DESTEĞİ:

 

1- Sarıgül bazı büyük sermaye sahipleriyle görüşmekte midir?

2- Bu büyük gruplardan bazılarının direkt desteği var mıdır?

3- Bazı büyük gruplar Sarıgül’e ekibine kendilerine yakın adamlar koymasını tavsiye etmişler midir?

 

YOLSUZLUK İDDİALARI:

 

1- Sarıgül hakkında devam eden bir yolsuzluk davası var mı?

2- Daha önce açılmış davalar varsa bunlar ne şekilde sonuçlanmıştır?

 

 

 

18 Nisan 1999 seçimlerine gidilirken Fetullah Gülen, dönemin DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’i bizzat arayıp, “Bütün desteğimiz arkandadır” diye destek verdi. Fethullah Gülen’in bu desteği bir anda bütün teşkilâtlara iletildi.
Ancak ne olduysa oldu, seçime birkaç gün kala birden her şey ters yüz döndü.
Gülen Cemaati yarı resmi yayın organlarında birden Ecevit’in DSP’sini desteklediğine yönelik haber ve yorumlar yer almaya başladı. Kamuoyu araştırmalarında da DSP’nin oyları % 7 – 8’lik bir sıçrama yaptı.
Nitekim seçim sonuçları açıklandığında DSP’nin, % 22.5 oyla 1. Parti olduğu anlaşıldı.
Aynı sahneler 3 Kasım 2002 seçimlerine gidilirken de yaşandı. Bu kez Gülen bizzat aramadı ama en yakın çalışma arkadaşlarından biri (Türkiye Yazarlar Birliği’nin en etkin kişisi) Tansu Çiller’i arayarak, Gülen’in selâm ve sevgilerini iletti. Seçimlerde DYP’yi destekleyeceklerini bildirdi.
Ama buna rağmen Gülen’e yakın medya DYP’yi değil, Ak Parti’yi işaret ediyordu.
Seçim sonuçları açıklandığında Ak Parti tek başına iktidar olacak kadar oy alırken, DYP yarım puan eksiğiyle barajın altında kaldı…
 
Adnan Berk Okan


Neden bu soruları soruyorum?

 

Mustafa Sarıgül sessiz ve derinden birkaç yıldır siyasi parti kurmak için çalışıyor. Bu yolda hayli mesafe de aldı. Şişli Belediye Başkanlığı’nın yanı sıra tıpkı Tayyip Erdoğan gibi her fırsatta yurt gezilerine çıktı, mitingler ve toplantılar düzenledi.

Bunlardan ikisine ben de katıldım ve izlenimlerimi sizlerle paylaştım.

Bunun da ötesinde “Sarıgül hareketinin büyüyeceğini” açık biçimde ilk yazan gazeteci de benim.

Tabii bunun bana yönelik bedeli de oldu. Çünkü Sarıgül’ün “bölücü unsur” olacağını ileri sürenler benim Sarıgül’e destek verdiğimi düşünerek ağır eleştiriler yönelttiler. İsteyen Sarıgül’le ilgili yazılarımın altındaki yorumları bir daha okuyabilir. Bu yorumlar kesin sonuç olmasa bile halkın duygularını anlatması açısından önemlidir.

Sarıgül’e eleştiri yöneltenler genellikle “Sadece övüyorsunuz, sorsanıza parayı nereden buluyor, CHP’yi bölmekten vicdani rahatsızlık duymuyor mu?” mesajlarıyla beni adeta bunalttılar.

Bu sorular haklı mı? Sormadan öğrenmemiz mümkün değil. Siyasete soyunan bir isim hakkında kuşkular, cevabı alınmayan sorular varsa bunların mutlaka giderilmesi gerekir.

O halde, madem Sarıgül’ün büyüyeceğini ilk yazan kişiyim, kamuoyunda oluşan soruları henüz parti bile kurulmadan sormak da bana düşer diye düşünüyorum.

 

 

Sarıgül bu sorulara ciddiyetle cevap vermeli

 

Soruları yazdıktan sonra bir daha okuduğumda, pek çok sorunun hayli rahatsız edici olduğunu fark ettim. Rahatsız edici olabilir ama eğer kuşku veya merak varsa siyasetçi de bunlara tatmin edici cevaplar vermek zorunda.

Çünkü şunu çok iyi biliyorum ki, Sarıgül hakkında bunlar veya benzerleri eninde sonunda sorulacaktır.

Eğer CHP’yi böleceği kesinleşirse CHP elinde ne var ne yoksa ortaya dökecektir.

Hareket çok büyüyüp AKP’yi de tehdit eder hale gelirse, bu kez AKP harekete geçecek ve başta (doğru olsun olmasın) yolsuzluk dosyalarını art arda ortaya dökecektir.

Mustafa Sarıgül’den kamuoyu adına ricam şu: Bu soruları, beni arayarak cevaplamak yerine, üzerinde düşünerek, çalışarak yazılı olarak cevaplamalıdır. Gelen cevapları tabii ki sayfanın boyutuna göre, aynen yayınlayacağıma da söz veririm.

Mustafa Sarıgül, dürüst, düzgün ve ilkeli siyaset örneği vermek istiyorsa daha yolun başında hakkında en küçük bir şüphe bile bırakmamak zorundadır. Deneyimli bir siyasetçi olarak bu bilince sahip olduğuna ve bir gazetecinin iyi niyetli bakışına saygı duyacağına inanıyorum.