BIST 9.709
DOLAR 32,52
EURO 34,80
ALTIN 2.421,59
HABER /  GÜNCEL

Akdeniz'de sular neden ısınıyor?

Akdeniz'de suların ısınmasının nedeni Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e göre enerji kaynakları...

Abone ol

Cumhurbaşkanı Gül, başta Kıbrıs olmak üzere Doğu Akdeniz'deki sorunların ekonomik işbirliğiyle aşılabileceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen IICEC 4. Geleneksel Uluslararası Enerji Forumu'nun açılışında konuştu.

AKDENİZDE EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ZORUNLU 

Gül, Doğu Akdeniz'in huzurlu olması için ileride Doğu Akdeniz'deki problemlerin, Kıbrıs dahil olmak üzere çözümü için şimdiden geniş bir ekonomik işbirliği alanı oluşturması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Yoksa bunlar ileride büyük problemlerin de habercisi olacaktır. Onun için herkesin bu yönde gayret sarf etmesi gerektiğine inanıyorum. Özellikle Kıbrıs konusunda bu gayretin çok daha fazla sarf edilmesi gerektiğine inanıyorum."

GÜNEY KIBRIS KAYNAKLARA TEK BAŞINA SAHİP OLMAK İSTİYOR

Bugün Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin adanın etrafındaki kaynaklara tek başına sahip olma, onları çıkarma veya ihraç etme gibi projelerinin çok makul olmadığını ve bunların çok riskli olduğunu da açıkça ifade etmek istiyorum.

Çünkü adanın etrafındaki doğal kaynaklar, aynı zamanda KKTC'de yaşayanların haklarının olduğu doğal kaynaklardır. Mevcut politik siyasi problemlerin çözümüne katkı sağlayacak bir adım, ekonomiyle başlayabilir ve Doğu Akdeniz'de yeni bir ekonomik işbirliği sütunu oluşturulabilir. Hatta bu, AB çerçevesinde olabilir ve AB'nin Doğu Akdeniz'deki yeni bir sütunu ortaya çıkabilir. O bakımdan bu konu üzerinde yoğunlaşılması ilerideki problemlerin şimdiden çözülmesi için de fayda sağlayacağına inanıyorum."

TÜRKİYE ENERJİ ARZI GÜVENLİĞİNDE ÖNEMLİ BİR AKTÖR

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin dünyadaki değişimlere geniş bir perspektifle yaklaşması, sağlam temellere dayanan bir vizyonla hareket etmesi, vizyonlarının da tüm boyutlarıyla entegre olmuş tutarlı bir enerji politikasını içermesi gerektiğinin altını çizerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye, bugüne kadar öncülük ettiği çok boyutlu projelerle kendi enerji güvenliğini sağlamasının yanı sıra, Avrupa'nın enerji arzı güvenliğinde de önemli bir aktör haline gelmiştir. Bu noktada şüphesiz ki bir üzüntümüzü de ifade etmeden geçemeyeceğim. Avrupa Birliği ile müzakere faslında olan ülkenin herhalde ilk açılması gereken fasıllardan biri enerji faslı olmalıydı. AB, Türkiye ile müzakerelere başlamadan önce yaptığı strateji raporlarında Türkiye'nin en büyük katkısının enerji alanında olacağını açık açık söylemiş ve Türkiye ile müzakereye başlamanın en önemli gerekçelerinden birini enerji olarak göstermişti.

AVRUPA STRATEJİK OLARAK "MİYOP"

Ancak gelinen noktada, halen enerji faslının açılamaması, malum sebeplerle bloke edilmesi, Avrupa Birliği'nin stratejik miyopluğundan başka bir şey değildir. Bundan sonra asıl hedefimiz, hidrokarbon kaynakları bakımından zengin yakıt coğrafyamızdaki enerji üretiminde aktif şekilde yer almak olmalıdır. Böylece Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan Orta Asya'ya, Kafkaslar'dan Doğu Akdeniz'e kadar geniş bir coğrafyada barış ve refahın yayılmasına katkıda bulunacak bir güç haline geleceğimize inanıyorum."