BIST 9.722
DOLAR 32,58
EURO 34,99
ALTIN 2.428,60
HABER /  GÜNCEL

12 Eylül komutanı mahkemeyi bekliyor

Emekli Org. Necdet Üruğ, darbe soruşturması çerçevesinde çağrılması durumunda ifade verecek.

Abone ol

12 Eylül'ün Sıkıyönetim komutanlarından Emekli Org. Necdet Üruğ, darbe soruşturması çerçevesinde çağrılması durumunda ifade verebileceğini söyledi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının '12 Eylül Darbe soruşturması' başlatmasının ardından gözlerin çevrildiği dönemin 'kudretli komutanlarından' eski 1.Ordu ve Sıkıyönetim Komutanı emekli Orgeneral Necdet Üruğ, 12 Eylül'ün emir komutayla yapılmış 'Siyaseti düzeltme hareketi' olduğunu söyledi. Star gazetesinden Erdinç Akkoyunlu'nun haberine göre Üruğ, "Mahkeme çağırırsa giderim. Elbette benim de söyleyeceklerim vardır. Hatamız varsa onu da tabii çekinmeden söyleriz. Herkes öküz altında buzağı arıyor. Bir davet olursa ya da bilgimize müracaat olursa ya da hakkımızda iddia varsa tabii cevaplayacağız" dedi.

Başta Kenan Evren olmak üzere darbenin komuta kademesinde yer alan ve bugün hayatta olan asker, memur ve sivillerin soruşturmasına ilişkin Memur Suçları Soruşturma Savcısı Murat Demir'e Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Ethem Kuriş'in şikayetleri teslimetmesi üzerine, gözler dönemin en üst ve alt kademelerindeki askerlere çevrildi.

30 YILDIR BİZİM ANAYASAMIZ YÜRÜRLÜKTE

12 Eylül döneminde 1. Ordu Komutanı görevinde iken, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı'na getirilen ve daha sonra Genelkurmay Başkanı olan emekli Orgeneral Necdet Üruğ, darbe soruşturmasına ilişkin "Ne yorumum olabilir ki, Açılırsa mahkeme açılır, ne yapalım" dedikten sonra şu değerlendirmede bulundu: " Otuz sene önceki bir hadise. Olmuş, yapılmış, bitmiş... Neticeler alınmış. Bugüne kadar da o idarenin hazırladığı anayasa ile yürünmüş. Türkiye devleti öyle 30 sene yaşamış."

YAPILAN SİYASETİ DÜZELTME HAREKATIDIR

"Açılırsa, bize de sorulursa söyleriz tabii. Nasıl hangi sıfatı takacaklar bilmiyorum. Tabii (12 Eylül Darbesi) silahlı kuvvetlerin emir komuta sistemi içinde yaptığı bir düzeltme hareketidir. Siyaseti düzeltme hareketidir. Bu kadar. Bunu da Kenan Paşa'nın ilk gün yaptığı beyanatta söylemiştir. Gizli kapaklı bir tarafı yok. Bugün gazetelerde söylendiği gibi, orada cuntalar, burada bilmem neler yok. Silahlı kuvvetlerin en küçük rütbesinden en büyük rütbesine kadar onu bir vazife almış, verilen vazifeyi herkes yapmıştır. Bir mantık içinde yapılmış bir harekettir. Ben 1. Ordu kumandanıydım, sonra sıkıyönetim komutanı oldum, genel kurmay başkanlığına kadar üst makamların tavsiyesiyle ve emirleriyle görevimi sürdürdüm. Mahkeme çağırırsa giderim. Elbette benim de söyleyeceklerim vardır. Hatamız varsa onu da tabii çekinmeden söyleriz. Herkes öküz altında buzağı arıyor. Bir davet olursa ya da bilgimize müracaat olursa ya da hakkımızda iddia varsa tabii cevaplayacağız. O kadar."

ERGENEKON SAVCISIYLA GÖRÜŞTÜ

12 Eylül askeri darbesi soruşturmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Murat Demir'in, soruşturmayı yıl sonuna kadar tamamlamayı amaçladığı öğrenildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğinden, ''Balyoz Darbe Planı'' soruşturması kapsamında ele geçirilen ve 12 Eylül askeri darbesinin uygulanmasında temel alınan ''Bayrak Harekat Planı'' ile 12 Eylül'e ilişkin diğer belgelerin asıllarını veya onaylı suretlerini isteyen Savcı Demir'in konuyla ilgli olarak Fikret Seçen ile telefon görüşmesi de yaptığı öğrenildi. Savcı Demir'in, 12 Eylül referandumuyal birlikte dosyanın açılabilindiğine dikkat çeker soruşturmada ve yargılamada zaman aşımının söz konusu olmadığını söylediği belirtildi.

"YARGILANMAK İSTİYORUM"

12 Eylül 2010'daki anayasa referandumunda evet kararının çıkmasının ardından 21 Eylül'de İzmir Karşıyaka Cumhuriyet Savcılığı'na giderek 12 Eylül Erzurum-Ağrı-Kars-Artvin İlleri Sıkıyönetim 2 numaralı Askeri Cezaevi Tutukevi ve Gözetimevi Müdürü görevinden ötürü yargılanmak için dilekçe veren, müstafi (istifa etmiş) Topçu Yüzbaşı Bektaş Tufan Güneş ise şöyle konuştu: "Referandumdan sonra ilki gerçekleştirip, yargılanmak istediğimi söyledim. Bugün, konunun bu noktaya gelmiş olmasından son derece mutluyum. İnşallah demokrasi Türkiye'nin her kurumunda var olur. Ordudan 1983'te istifa ettim. Çok ciddi olaylara tanıklık yaptım. Kabullenemediğim uygulamaları gördüm. Kimseyi zan altında bırakmak için bir şey demeyeceğim ama uygulamayı hiçbir şekilde açıklanabilecek şeyler değil... Erzurum cezaevinde insanlara kendi saçları yedirildi. Bu işkencelere tanık oldum. Yargılanmak istiyorum."