Erken seçim tartışmaları üzerine yazan Fehmi Koru, PKK'nın her seçimde mutlak bir etkisi olduğunu ve HDP'nin barajı geçmesini istemediğini iddia ettiği örgütün erken seçimde kime vereceğini sorguladı.
Abone olİNTERNETHABER.COM- Erken seçimin 22 Kasım'da yapılacağı tartışmalarının üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Eş Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de erken seçimden yana olduğunu ifade eden Habertürk yazarı Fehmi Koru, partilerin erken seçim planları üzerine yaptığı sorgulamada ilginç bir soru yönelterek, HDP'nin değil, PKK'nın kime oy vereceğini irdeledi.
Koru, 'PKK kime oy verecek' başlıklı bugünkü yazısında, "Dikkat ederseniz, siyasi hayat içerisinde yeri olan, yüzde 13.2 oy elde edip 80 milletvekili çıkararak son seçimin “en başarılı partisi” unvanını kazanan HDP’den söz etmiyorum; sözünü ettiğim PKK" diyerek ilginç bir soru yöneltti. Koru, bu sorusunun dayandığı dinamikleri ve gerekçeleri ise şöyle sıraladı:
"PKK HEMEN HER SEÇİMDE SANDIĞI ETKİLEYECEK TAVIRLAR SERGİLEDİ"
"Teröre bulaşmış bir örgüt olsa da, PKK, varolduğu ilk yıldan başlayarak hemen her seçimde sandığı etkileyecek tavırlar sergiledi. Terör örgütü siyaseti yine terörle etkiler. PKK da, iktidardaki partiye maliyet ödetmek isterse terörü azdırarak, muhalefete ıstırap çektirmeyi kafaya koymuşsa şehit cenazelerinin gelişini durdurarak oyunu belli etmiştir.
En radikal sonuçlardan birini vermiş 1999 genel seçimi de, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye tesliminden etkilenmiş değil miydi? Bütün gücünü yitirmiş DSP’ye hayat öpücüğü olmuştu Öcalan’ın teslimi ve yargılanması..."
PKK KOALİSYON İSTİYOR MU?
PKK'nın koalisyon istemediğini, HDP’nin son seçim başarısını tekrarlayamayacağı beklentisiyle yeniden seçime gidilmesini umduğunu belirten Koru, siyasetin kazandığı ortamlarda terörün kaybedeceğini, PKK'nın da 'bu kafayla' daha da kaybedeceğini ileri sürdü.
"TERÖR ÖRGÜTLERİNİN ÖNÜNDE 2 SEÇENEKTEN BİRİ KALDI"
Teröre 'özellikle IŞİD’in ortaya çıkmasıyla dünya sisteminin şu veya bu sebeple fazla tepki vermediği'ni ifade eden Koru, "Terör örgütlerinin önünde iki seçenekten biri kaldı: Ya taleplerinin siyasi alanda ifadesiyle yetinecek ve sonunda silahlarını bırakacağı bir sürece imkân verecekler ya da çatışmacı bir ortamda silahla yok edilecekler... Dağdakiler, PYD/YPG güçlerinin IŞİD karşısındaki savaşıyla dünya sistemi nezdinde kazandığı “itibarı” Türkiye’deki silahlı mücadele için koz sayıyorlarsa... Müthiş aldanıyorlar..." dedi.
ÖNCEKİ HABERLER
