BIST 10.255
DOLAR 32,29
EURO 34,79
ALTIN 2.407,20
HABER /  GÜNCEL

Yürek yakan hata bu krokide

Korucuların şehit ettiği uzman çavuşun ölümüne neden olan hatalar ortaya çıkan krokide...

Abone ol

Diyarbakır'ın Kulp İlçesi Sindi Boğaz'ında geçen yıl 24 yaşındaki Uzman Çavuş Serkan İpek'in, 4 korucu tarafından PKK'lı sanılarak şehit edildiğinin ortaya çıkmasının ardından aile, duruma tepki gösterdi.

Şehidin öğretmen ablası 26 yaşındaki Çiğdem İpek, "Korucular, kardeşim ve beraberindeki timin asker olduğunu bilmeden ateş açtıklarını öne sürüyorlar. Bu olay bir an önce aydınlansın. Ayrıca bizlerin yüreği yandı, başkalarında yüreği yanmasın, aynı hatalar tekrarlanmasın" dedi.

Diyarbakır'ın Kulp İlçesi Sindi Boğazı'nda 17 Ocak 2010 tarihinde bir grup PKK'lı teröristi takip sırasında açılan ateşte, 4 yıllık uzman çavuş bekar Serkan İpek şehit olurken, Uzman Çavuş Kenan Çevik de yaralandı. Olayın ardından Kulp Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma ve balistik incelemenin ardından, Kulp'ta görev yapan birbirleriyle akraba korucular Yusuf Erasalan, Ubeydullah Erasalan, Kemal Erasalan ve Sibhetullah Erasalan hakkında, 'Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak' suçlamasıyla 3 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

4 korucunun, Diyarbakır 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuksuz olarak yargılanmasına devam ederken, şehit uzman Çavuş Serkan İpek'in memleketi Konya'nın Ereğli İlçesi'ndeki ailesi ile duruma tepki gösterdi.

1.20111215171634.jpg

KARDEŞİNİN NASIL ŞEHİT OLDUĞUNU ANLATTI

Kardeşinin şehit olmasıyla ilgili açılan davayı takip ettiklerini belirten Çiğdem İpek, kardeşinin nasıl şehit olduğunu anlattı:

"Diyarbakır Silvan 4'üncü Taktik Jandarma Komando Alay Komutanlığı'ndan 44 kişilik ekip, 17 kişilik terörist bir grup tesbit edilmesi nedeniyle Kulp Jandarma Komutanlığı'na gidiyor. Buraya diğer birliklerden de askerler geliyor. Daha sonra kardeşim 1 astsubay, 2 uzman çavuş ve erlerden oluşan 7 kişilik bir timle Sindi Tepesi'ne görev için gönderiliyor. Kardeşimin timi saat 22.00 sıralarında bölgeye ulaşıyor.

O gün 04.30 sıralarında ise bir üsteğmen, timin başındaki astsubayı arayıp, geri dönmelerini belirtiyor. Astsubay da korucuların, timin geri döneceğinden haberinin olup olmadığını söylüyor. Korucular uzun süren aramalara cevap vermiyor. Ardından ulaşılıp, bir grup askerin geçeceği belirtiliyor. Fakat korucular fazla Türkçe bilmediğinden, verilen istikameti ters anlıyor. Yapılan görüşmeler ve verilen emirin ardından kardeşim ve beraberindeki tim yola çıkıyor. Ama kısa süre sonra silahlı saldırıya uğruyor. Başından ve kalbinden yaralanan kardeşim olay yerinde hayatını kaybetti, devresi olan diğer uzman çavuş da yaralandı."

"KORUCULARIN TÜRKÇE BİLMELERİ ŞART"

Korucuların Türkçe bilmediğini öne süren Çiğdem İpek, "Anlamadığımız nokta, bu işe dahil olan koruculara devlet tarafından maaş ve silah veriliyor, ardından askerlere, kendinden olan insanlar, yanlış anladık diye ateş etmeleri. Evet şu an korucular yargılanıyor ama bazen bu insanların bilinçli olarak hareket ettiği kanaatine varıyoruz. Ayrıca korucular neden Türkçe bilmiyor.

Önemli bir görevi yerine getirmeye çalışan kişilerin Türkçe bilmeleri şart olmalı. Okuma yazma bilmiyorlar. Okuma yazma bilmeyenleri nasıl görevlendirilir. Bu konuda çok dikkatli olunmalı. Yanlış anladık deyip kapanmamalı. Bizlerin yürekleri yandı. Ama başkalarında aynı hatalarla yürekleri yanmamalı. Bunu için önlem alınmalı. İhmaller varsa bunlar giderilmeli."

Çiğdem İpek, Diyarbakır 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın şu ana kadar 5'inci duruşmasının gerçekleştiğini ve duruşmaya annesi Sevdiye İpek ve kendisinin katılmadığını, sadece Ereğli Cumhuriyet Savcılığı'na ifade verdiklerini ifade etti. İpek, "Duruşmalara katılmamamızın nedeni, o insanları gördüğümüzde tekrar aynı acıyı hatırlamak ve yaşamak istemiyoruz" dedi.

Çiğdem İpek, koruculara en ağır ceza verilmesi gerektiği belirterek, cezayı az buldukları takdirde itiraz edeceklerini sözlerine ekledi.