BIST 10.740
DOLAR 32,19
EURO 34,99
ALTIN 2.510,13
HABER /  GÜNCEL

Yeditepede kobay tartışması

İstanbul'un ilk ve tek biyoeşdeğerlilik araştırması yapan Yeditepe Üniversitesi, gönüllü bulamıyor.

Abone ol

İstanbul'un ilk ve tek biyoeşdeğerlilik araştırması yapan Yeditepe Üniversitesi İyi Klinik Uygulamaları Merkezi, Türklerin 'bilime karşı olan şüpheciliğinden' dolayı araştırmalara katılacak gönüllü bulmakta zorlanıyor. Vücudun, eczanelerde satılan ilaçlardan yararlanma oranının araştırıldığı biyoeşdeğerlik testi için gönüllülere ihtiyaç duyuluyor ancak vatandaşların şüpheciliği buna engel oluyor.

Üniversitenin Eczacılık Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Dilek Erol, gönüllü bulma konusunda dertli: "İlan verip gönüllü arıyoruz. Türkiye'de insanlar bu tip araştırmalara şüpheyle yaklaşıyor. Araştırmaya katılanlara genellikle yakınları karşı çıkıyor. Biz de merkezde çalışanların yakınlarıyla veya üniversitedeki arkadaşlarla testleri yapıyoruz. Oysa Sağlık Bakanlığı'nın kontrolü altında işlemleri yürütüyoruz."

Yurtdışında üretilip satılan ilaçların muadilleri Türk firmalarca üretiliyor. Sağlık Bakanlığı, 1995 yılında yayımlanan yönetmelikle Türkiye'de üretilen muadil ilaçla, yurtdışından patentli ilacın etkisinin aynı olup olmadığının test edilmesini istiyor.

17 kez kan alınıyor
Gazete ilanıyla veya çevresinden aldığı duyumla gönüllü olmak isteyenler öncelikle Yeditepe Üniversitesi Hastanesi'nde ücretsiz olarak çekaptan geçiriliyor. Çekap sonucunda sağlıklı olan kişiler Acıbadem'deki klinikte iki gece konuk ediliyor. İlk gece katılımcı muayene ediliyor, ilaç ve alkol taraması için idrar tahlili yapılıyor. Çoğunluğu üniversite öğrencisi olan katılımcılar, sabah erken saatlerde aç karnına test edilecek ilacı içiyor. Daha sonra kollarına 'branül' (damar yolu) takılan katılımcılardan, aynı gün içinde 16 defa (toplam 200 ml.) kan alınıyor. İlaç içildikten sonraki günde sabah son bir kez daha kan alınıyor. Araştırılan ilaca göre katılımcı 15 gün veya bir ay sonra yeniden aynı işlemlerden geçiriliyor. İlk araştırma da katılımcıların bir kısmına muadil, bir kısmına da orijinal ilaç veriliyor. İkinci araştırmada da aynı işlem yapılarak ilaçların eşdeğer olup olmadığı kontrol ediliyor. Testlere katılmadan önce detaylı bilgi verilen katılımcılar, araştırmanın herhangi bir aşamasında projeden vazgeçebiliyor.

Marmara Üniversitesi Spor Akademisi öğrencisi 21 yaşındaki S.Ö. ücretsiz çekap ve 200 YTL için araştırmaya katılmış. Araştırmaya katılacağını ailesine söylememiş. S.Ö. teste katılmak için hangi aşamalardan geçtiğini şöyle anlatıyor: "Böyle bir test yapıldığını arkadaşlarımdan duydum. Paraya da ihtiyacım vardı, o yüzden katılmak istedim. Aslında en başta tedirgin oldum, ama sonra eczanelerden satılan ilaçların test edildiğini duyunca rahatladım. Ama ailemin tedirgin olabileceğini düşündüğüm için, onlara söylemedim. Ancak yeğenim anneme söylemiş. Tam kliniğe girdiğim sıra da annem aradı 'Biz seni kobay olasın diye mi yetiştirdik? Hemen vazgeç bu işten' dedi ama ben dinlemedim."

'Türk patentli ilaç üretmek istiyoruz'
Yeditepe Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Bedrettin Dalan, ilaç testinin yapıldığı kliniğin asıl amacının Türk patentli bir ilaç üretmek olduğunu söyledi. Bedrettin Dalan şöyle konuştu: "Malesef şu anda orijinal, Türklerin yaptığı bir ilaç yok. Türkiye'de ilaç üretimi paketlemenin önüne geçememiş. Türkiye'de yalnızca jenerik ilaç üretiliyor. Yeditepe Üniversitesi'nin araştırması 'jenerik ilaçların Türk insanı üzerinde etkisi ne olacak?' sorusuna yanıt arıyor. Zaten Sağlık Bakanlığı bu konuda ilaç firmalarını mecbur tuttu. Bizim kliniğimizde de orijinal ilaçla, muadil ilacın 'eşdeğer' olup olmadığı gönüllülerin katılımıyla test ediliyor."

Radikal