BIST 10.173
DOLAR 32,28
EURO 34,96
ALTIN 2.448,95

Uğur Dündar'ın isyanı!

Ergenekon iddianamesinde eşinin adının bulunmasına, Star Haber'i "babasının malı" gibi kullanarak isyan etti Uğur Dündar...
Haklıydı!
Ama...
Haklıyken, haksız duruma düşürdü kendini.
"Ey Başbakan"
diyerek başladığı konuşmasına "Emine Hanım'a yapsalar" sözleriyle devam etti...
Başbakan da haklı olarak...
NTV ekranında sordu:
-Ey Uğur Dündar benim eşimin bu işlerle ne alakası var?
Ve devam etti:
-O iddianameyi yazan ben miyim?
Uğur Dündar'
ın bu halini görüp üzülmemek mümkün değil.
Nereden nereye?
Çok değil, üç dört yıl önce saygınlığı olan nadir gazetecilerden biriydi Uğur Dündar. Ne zaman Star Haber'i sunmaya başladı, yılların birikimini Yılmaz Özdil'in de büyük desteği ile yerle bir etti. Rating için yapılması gereken neyse onu yapıyor şimdi!
O Uğur Dündar ki...
"Belge gazeteciliği" yaparak itibar kazanmış...
Şimdi ekranda bağırıyor:
-3 milyar doları olan belediye başkanı kim?
Kim?
Hadi açıkla kim?
-Efendim falanca kişi iddia ediyor!
Hımmm...
Öyle mi?
İşte iddia...
Hem de kapı gibi!
Seninle ilgili iddia ortaya atılınca niye cıyaklıyorsun o zaman?
Başbakan'ın deyişiyle...
"Ahhhh Uğur Dündar ahhhh..."
Sen yıllar önce o adamı kirala, başkasının aleyhine konuştur. Sonra aynı adam dönüp senle ilgili iddialar ortaya atsın. Sen yıllar önce dışarıda karısıyla eğlenmeye giden Memduh Bayraktaroğlu'nu cezaevine girdi diye Kanal D Haber'de haber yaptın! Oysa ilgisi yoktu, dedim ya Bayraktaroğlu cezaevinde değil karısıyla eğleniyordu.
Ünal Tanık'ın da dediği gibi nasırına basılınca, bağırmayı biliyorsun. Peki o insanların çığlığını hiç duydun mu? Mesela Memduh Bayraktaroğlu'nun cevap hakkını Kanal D'de yayımladın mı?
Özeti şu:
Star Haber
'de sunuculuğuna soyunmadan önce Türkiye'nin sevgilisi olan Uğur Dündar, "taraflı haber"ciliğin daniskasını yaparak, her geçen gün eriyor!
Rating uğruna, Uğur Dündar yok oluyor!
Herkes bunu biliyor ve üzülüyor ama bir tek o farkına varamıyor!

Erdoğan ne yapmalıydı?
Başbakan Tayyip Erdoğan, Aydın Doğan'a kesilen vergi cezası
nı önceden gördüğünü söyleyince, kıyametler koparıldı!
Niye tam tersini düşünmüyoruz ki?
Türkiye'deki bürokratlar böyle alıştırılmış olamaz mı?
Çiller yaptı...
Mesut Yılmaz yine öyle...
Bir bürokrat tedbiri elden bırakmıyor:
-Efendim şimdi işlem yaparsak..
Başbakan
seçim meçim dinlemiyor:
-Görevinizi yapın.
Evet tam tersini düşünelim isterseniz.
Erdoğan, o dosyayı elindeki o dosyayı seçim kozu olarak kullanabilirdi. Aydın Doğan'ı çağırıp, "Arkadaş bak böyle bir dosyan var" diyerek, medya desteğini arkasına alabilirdi.
Ne yaptı Erdoğan?
"Görevinizi yapın"
dedi...
Sizce hangisi doğru Ertuğrul Bey?
Başbakan'ın o dosyayı tutması mı, yoksa, seçimde zarar görmeyi göze alarak, "işinize bakın" demesi mi?
Hangisi?

İnternet'in cahilleri!
Bir seçim dönemi daha İnternet'siz sonuçlandı. Parmakla sayılacak kadar az sayıdaki politikacı İnternet'teki reklamın önemini kavrayabildi bu seçimde.
Bildik zırva araç ve gereçlerle seçmene özellikle genç seçmene, kendini beğendirmeye çalıştı bizi yönetmeye talip adaylar.
Obama örneği ortadayken üstelik!
Her neyse, er ya da geç bu mereti farkedecekler ama, korkarım ki onlar için zaman çok ama çok geç olacak.
Bakın bu akşam, hepsi ama hepsi İnternet'in ipine sarılacak. Propoganda için bir tek seferde 15 milyar lira akıttıkları televizyonlar (bir programın bedeli) bir şey ifade etmeyecek onlar için. Gazeteler zaten bayat kalacak. Geriye İnternet kalıyor, her şey anında ekrana yansıyacak.
İnternet cahilleri, klavyeye yine dokunmayacak belki, bilgisayardan yine uzak duracak ama, gözü monitörde olacak! Çünkü en hızlı seçim sonuçları geçen seçimde olduğu gibi bu seçimde de İnternet sitelerinde olacak.
Anlayacağınız, bu gece İnternet'ten bihaber çok ama çok misafirimiz var!
Bekliyoruz efendim!