BIST 9.717
DOLAR 32,48
EURO 34,95
ALTIN 2.435,90
HABER /  MEDYA

Tüm dünya bunu konuşacak! 29 Mayıs için Ayasofya çağrısı

İnternethaber Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Özışık, youtube kanalındaki programda gazeteciler Süleyman Özışık ve Abdurrahman Uzun ile birlikte gündemdeki konuları değerlendirdi.

Abone ol

İzmir'de camilerde yaşanan Çav bella skandalı sonrası açıklama yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yapılanın provakasyon olduğunu söylemişti.

Bir süredir toplumdaki muhafazar kesime yönelik provakasyon girişimlerinin olduğuna dikkat çekilen yayında, Tunç Soyer'in konuya ilişkin yapmış olduğu açıklama takdir edildi.

Yaşanan skandal sonrası paylaşımları nedeniyle gözaltına alınan CHP'li Banu Özdemir'in açıklamalarının da konuşulduğu programda CHP'nin bu konudan bağımsız düşünülemeyeceğinin de altı çizildi.

PROGRAMIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

Bu toprakların ana damarı İslam!

Bu ülkede inançlara saygı diye bir şeyin konuşulamayacağını ifade eden Abdurrahman Uzun, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'i tebrik ettiğini ancak bu toprakların ana damarının İslam ve din olduğunu kaydetti. Uzun, her ne olursa olsun bu ülkede İslamla alakalı bir şeye rıza göstermenin inanca saygı değil mecburiyet olduğuna dikkat çekti. 

Muharrem İnce'ye güvenemiyorum

Muharrem İnce'nin de yaşanan olaya tepki gösterdiği hatırlatılan Abdurrahman Uzun, İnce'nin kendisine samimi gelmediğini belirterek yarın başka bir açıklama yapmayacağından emin olamadığı için kendisine güvenemediğini söyledi.

İşte programdaki o tartışma;

Abdurrahman Uzun;

"Bizim Diyanet'in bir sürü imamı müezzini var. İşleri güçleri yok, otursunlar makam mı çalışacaklar kıraat mı çalışacaklar yapsınlar. Tekrar söylüyorum. Bizim bu ülkede 90 bin camiden bahsediliyor. İslami hassasiyetle söylüyorum. Bizim 90 bin tane yatak odamız var, mahremimiz var. Minareler, minberler ve o kürsüler bu ümmetin ve milletin namusudur. Namusun bekçiliğini de diyanet yapıyor ve Diyanet bu işi bir elektronik sisteme teslim etme niyetliydi ama dediğin gibi bu alçaklığı hiçbir zaman hesaplamıyordu. Şimdi görmüş oldu. 

"29 Mayıs'ta Ayasofya'da namaz kılacağız"

Diyanet şimdi açıklama yaptı ve merkezi sistemi askıya aldı. Türkiye'deki bütün camilerde imamlar ve müezzinler ar ve namusunu bekler gibi camileri minarelerini bekleyecekler. Bunlar bizim en hassas noktalarımıza en hassas zamanlarda saldırıyorlar. Ramazan ayında saldırıyorlar bizim ezanımıza. Ben size açıklamayı yapayım arkadaşlar bu işin cevabını bu millet verecek ama onların beklediği tarzda değil. Bunu sokağa çıkarak değil biz 29 Mayıs Cuma günü Ayasofya'da kılacağımız namazla namazın ve ezanın ne olduğunu yedi düvele göstereceğiz. Herkes otursun 29 Mayıs cuma günü Ayosafya'da ne yapılacak onun hesabını kitabını yapsın. Şu anda da ciddi bir hazırlık var orada.

Süleyman Özışık:

Son 18-20 yılda inanç özgürlüğünü hürriyeti rahatça yaşayabildikleri için imkan tanınan neresi varsa oradan darbe yedik. Fethullah Gülen ve FETÖ terör örgütü için alnı secdeye giden insanlar dedik Türkçe'yi dünyaya yayıyorlar dedik ve inandık. Gerçi ona yine mi aldatıldınız diyorlar da aldatan namussuz değil aldatılan masumu suçluyorlar. Bu ayrı bir nokta. İkincisi de bu Alparslan Kuytul! Bir diğeri ekran önünde yıllarca şaklabanlık yaptı Adnan Oktar! Millet bırakın eğleniyorlar diyorlardı ama arka tarafta neler çevrildiğini kimse bilmiyordu. 

Benim bu cemaatlerle ilgili şöyle bir görüşüm var. Hatta bu sadece cemalatler değil STK'lar yani kapalı devre olan, kapalı devre çalışan neresi varsa orayla PKK ile mücadele eder gibi mücadele etmeniz gerekiyor. Kapalı devre olmaz hele cemaatlerde hiç olmaz. Niye bunu söylüyorum? Nereden para geliyor, kaynaklar nereye gidiyor içeride devletle ilgili neler konuşuluyor tamamen kapalı devre. Darbeye hazırlandıkları dönemde bunu görüyoruz. Bu Alparslan Kuytul'un da darbe gecesi söylediğini biliyorsunuz. Güya Recep Tayyip Erdoğan'ın kalemi kırılmış. Bu sözleri var. 

Alnı secdeye giden her cemaati suçlamıyoruz ama görüyoruz ki siyaset dinin yolunu açmak için yapılıyordu ama son zamanda görüyoruz ki birileri dini siyasetin yolunu açmak için yapmaya başladı. Yani dinin gölgesine sığınıp siyaseten nereleri kaparız onun hesabını yapmaya başladılar."