BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Suriye: Batı, Esad sonrasındaki belirsizliğe hazırlanıyor

BBC Güvenlik Muhabiri Frank Gardner Batı'nın Esad sonrası Suriye'ye hazırlıkta neden ve nasıl zorlandığını yazdı.

Abone ol

Suriye'de Beşar Esad rejiminin çöküş gününde, Suriye'nin elindeki kimyasal silahların güvenliğini sağlamak adına güvenilir bir uluslararası plan hazırlamak için zaman tükeniyor olabilir.

Rejimin çöküş günü hala biraz uzak olsa da, ki Esad, yönetiminin derhal çökeceği tahminlerini boşa çıkardı, olaylar öyle hızlı gelişiyor ki, Batı Esad sonrası Suriye'nin ortaya çıkartacağı sayısız güvenlik riskiyle başa çıkabilmek için aceleyle planlar yapıyor.

ABD Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi Başkanı Mike Rogers BBC'ye yaptığı açıklamada, kimyasal silahlar konusunda bölgesel bir plan yapılamazsa, bu silahların bütün bölgeyi tehdit edebileceğini, Lübnan'a, büyük bir olasılıkla da terör listelerindeki örgütlerin eline geçebileceğini söyledi.

Rogers, "Arap Birliği, Türkiye ve Avrupalı müttefiklerimizle tam bir uyum içinde, bu silah sistemlerinin derhal güven altına alınmasını garanti etmek için, yapacak daha çok işimiz olduğuna inanıyorum. Aksi halde, bölgeyi istikrarsızlaştırabilecek büyük bir olay yaşanır ve bu Orta Doğu'daki yönetimlerin istikrarı açısından çok, çok sorunlu olur" dedi.

Batı'nın isteksizliği

Ama bir dakika. Bir Orta Doğu ülkesindeki kimyasal silahlar? İsimsiz istihbarat kaynakları? Bütün bunları 2003'te Irak'ta da yaşamadık mı?

Yaşadık. Ama bugünün Suriyesi ile dönemin Irak'ı arasında iki önemli fark var. Esad yönetimi kimyasal silahlara sahip olduğunu reddetmiyor. Sadece kendi halkına karşı kullanmayacağını söylüyor.

Ayrıca Bush yönetimi Irak'a saldırmak için fırsat kolluyordu. Ama Batı, Suriye'de bir çatışmaya bulaşmamak için elinden geleni yapıyor.

Garip belki ama Orta Doğu'daki çoğu kişinin Batı'nın Müslüman ülkelerde askeri maceralara meyilli olduğu yönündeki anlaşılabilir algısı nedeniyle, Batı'nın askeri müdahaledeki isteksizliği başka sorunlar yaratıyor.

İngiltere'de yaşayan Suriyeli gazeteci Malik Abdi, Suriyeliler’in en çok asayişin bozulmasından kaygı duyduğunu, buna karşın Batı'nın olası bir askeri müdahalesine sert bir direniş olacağını söylüyor.

"Batı muhalifleri silahlandırmayı reddetti. Bu nedenle muhalifler Esad gittikten sonra, Batı'nın müdahale etme hakkı olmadığını düşünüyor" diyor.

Abdi ayrıca, ABD'nin muhalif gruplar arasındaki El Kaide bağlantılı, El Nusra Cephesi adlı grubu, terör örgütleri listesine almasının, muhaliflerce 'çok olumsuz' karşılandığını belirtiyor.

Abdi, "İnsanlar Batı'nın bir yandan Esad'ın düşmesini isterken, ona karşı kimin savaşacağını belirlemesini ikiyüzlülük olarak görüyor" diye de ekliyor.

Şu ana dek, Batı'nın Esad sonrası dönemle ilgili hazırlıkları çoğunlukla diplomatikti. Parçalanmış bir muhalefeti beslediler ve BM'yi harekete geçirmek için boşuna uğraştılar.

Ordu'nun 'hayati' rolü

Orta Doğu'da merkezi bir yönetimin düşmesinin nelere yol açabileceğini en iyi bilenlerden biri, 2003'te yeniden inşa için Irak'a gönderilen İngiliz General Tim Cross.

Esad sevdalısı değil, ama Batı'nın Esad rejimini çok çabuk tecrit ederek stratejik bir hata yaptığı görüşünde.

Cross, "Batı'nın bu sorunla çok iyi bir şekilde başa çıkabildiğini düşünmüyorum. Çok çabuk Esad karşıtı olduk, çabuk şeytanlaştırdık ve yabancılaştırdık. Köşeye sıkıştırdık, şimdi de bunun sonuçlarını görüyoruz" diyor.

Olaylar o kadar hızlı gelişiyor ki, Batı'nın hazırlıkları olayları yakalamakta zorlanıyor. Örneğin, El Nusra Cephesi Esad sonrası dönemde silah bırakmakta isteksiz olacak.

Malik Abdi, Esad'ı devirmek gibi ortak bir amaç ortadan kalktığında, sadece güçlü, merkezi bir yönetimin Suriye'nin bölünmesini önleyebileceği görüşünde.

Abdi, "Batı'nın, ABD'nin ve İngiltere'nin Suriye'deki nüfuzları sınırlı. Beşar gittikten sonra bile ülkede en az beş yıllık bir istikrarsızlık olacak. Suriye'de tek gerçek güç ordu. Ordu hem Beşar Esad rejiminin sürmesi, hem de bildiğimiz haliyle Suriye'nin hayatta kalabilmesi için hayati önemde" diyor.