BIST 9.080
DOLAR 32,37
EURO 34,95
ALTIN 2.325,16
HABER /  GÜNCEL

Sezai Karakoç cenazesi ne zaman nereye defnedilecek?

Şair, yazar ve düşünce adamı olan Sezai Karakoç 88 yaşında İstanbul'daki evinde hayatını kaybetti. Sayısız şiirleri ve özlü sözleri olan Sezai Karakoç aynı zamanda Yüce Diriliş Partisi'nin genel başkanıydı. Sezai Karakoç'un ölüm nedeni olarak yaşlılığa bağlı hastalıklar gösterildi. Peki Sezai Karakoç kimdir, hiç evlendi mi, çocukları var mı? Sezai Karakoç şiirleri ve sözleri nelerdir?

Abone ol

Türk edebiyatının önde gelen şairi, yazarı ve düşünce insanı olan Sezai Karakoç 88 yaşında İstanbul'daki evinde hayatını kaybetti. Uzun zamandır yaşlılığa bağlı hastalıklar ile mücadele eden üstad Sezai Karakoç'un ölümü sevenlerini yasa boğdu. Sezai Karakoç aynı zamanda Yüce Diriliş Partisi'nin genel başkanıydı. Türk edebiyatında imza niteliğinde olan birçok şiiri ve özlü sözü olan Sezai Karakoç'un Mona Roza şiiri en çok sevilenlerler arasındaydı. Sezai Karakoç'un cenaze töreni bugün yani çarşamba günü indi namazını müteakip Şehzadebaşı Camisinde kılınacak cenaze namazının ardından caminin haziresine defnedilecek. Peki Sezai Karakoç kimdir, aslen nereli, eşi ve çocukları kimdir?

Sezai Karakoç cenazesi ne zaman:  Sezai Karakoç’un cenaze namazının İstanbul’da kılınacağı öğrenildi. 88 yaşında Hakk'a kavuşan Sezai Karakoç'un cenazesi bugün ikindi namazını müteakip Şehzadebaşı Camisinde kılınacak cenaze namazının ardından caminin haziresine defnedilecek.

Karakoç da kimseye bir şey söylemeden aşkını dizelere nakşetmekle yetindi, hiç evlenmedi!

Sezai Karakoç'a ait ilginç bazı bilgiler: Şairin doğduğunda Muhammed Sezai olan ismi nüfusa yanlışlıkla Ahmet Sezai olarak kaydedilir.

*Ahmet Sezai henüz 1-2 yaşlarındayken aile bakırdan bir kasabaya, Madene taşınır. Burada oturdukları ev yüksekçe bir tepededir ve çok ilginçtir ki kızlar arasında bu ev hakkında cin söylentileri dolaşmaktadır.

*Okul yaz tatiline girdiğinde Ahmet Sezai, Ergani’ye döner. Bir arkadaşı elindeki gazeteyi savaş bitti diye ona uzatır. 1945 Ağustos ayında atom bombası atılmış ve savaş sona ermiştir. Ve Ahmet Sezai ilk eserlerini bu yaz tatillerinden birinde verir. Ancak onun aklında sanatçı olmak yoktur.

*Bir gün küçük Sezai evde tek başınayken yarı karanlıkta süslü elbiseler giyinmiş cinler görür veya gördüğünü sanır. Cin taifesi düğün yapmakta ve gelin götürmektedir. Bu olay Ahmet Sezai’yi oldukça etkiler. Bu olay bir anlamda hayatında ki mistisizmin ilk kesiti, ilk görüntüsüdür.

*Lise yılları Ahmet Sezai’nin Necip Fazıl’ı ve büyük doğuyu dikkatle takip ettiği yıllardır. Necip Fazıl’a bir mektup yazar ve bu mektupla beraber Mehmet Levendoğlu imzasıyla sabır adlı şiirini gönderir. Levendoğlu ailesinin lakabıdır. Sezai henüz 16 yaşındadır ve yolladığı 'Sabır' adlı şiir dergiye gelen 300 şiir arasından seçilerek yayımlanır. 

Mona Roza şiiri ve ilk aşk hikayesi: 

Edebiyatla biraz ilgisi olan herkesin bildiği Monna Rosa akrostişi ve o akrostişin ilk harflerinin oluşturduğu Muazzez Akkaya ismi dilden dile anlatılarak efsanevi bir hâl almıştır. 

Muazzez Akkaya Sezai Karakoç ve Cemal Süreya'nın sınıftan arkadaşıdır. Sezai, Muazzez'e büyük bir aşkla bağlıdır ve Muazzez'in anlattığına göre ona kitaplar, şiirler hediye eder. Bu bağlılık sadece Sezai'ye özgü değildir, o sırada Cemal Süreya'da Muazzez'e tutulmuştur. Öyle ki zaman zaman mantosunun cebinde şiirler bulan Muazzez, bunların kime ait olduğunu anlamaz. Ancak daha sonra sınıfa girdiğinde Cemal Süreya'nın, mantonun cebine konan şiirlerin aynısını tahtaya yazdığını fark eder.  

Pek de gizli olmayan ikinci aşığı Cemal Süreya'dır. Sezai Karakoç'ta tutku halini alan bu aşk, kendini Monna Rosa ve Ping-pong Masası şiiri olarak gösterir. Özellikle Ping-pong masası şiiri bu aşkın boyutunu çok iyi gösterir, Muazzez Akkaya gayet iyi pingpong oynayan hatta okul takımında olan bir genç kızdır.

20 Nisan 1952, günlerden Pazar, sınıfça bir kır gezisi düzenlenir. Arkadaşları ıslarla Monna Rosa’yı okumasını isterler. Gönlü onları kırmaya elvermez ve okur. Bir üst sınıftan arkadaşı olan Cevat Geray bu şiiri ister. Cevat Geray, Sezai’den habersiz şiiri alıp Hisar dergisindeki arkadaşlarına götürür. Şiir hisarda yayınlanır ve büyük bir ilgi ile karşılanır. Şiir o kadar büyük bir ilgi görmüştür ki ardından Mülkiye dergisinde yayınlanmış ve adına nazireler yazılmıştır.

Bu aşk hikayesi Sezai Karakoç tarafından yalanlanırken, Muazzez Akkaya tarafından doğrulanır. Ancak Muazzez Akkaya’nın bu şiirden sonra şiirin Sezai Karakoç tarafından okunduğu yeri terk edip intihar ettiği gibi bilgiler gerçek dışıdır. Zira Muazzez Akkaya bir müddet Amerika’da yaşamış, hatta yakın dönemde Türkiye’de bir bankanın reklam filminde bile yer almıştır. 

Ahmet Sezai Karakoç kimdir: Ahmet Sezai Karakoç, 22 Ocak 1933 tarihinde Ergani, Diyarbakır'da doğdu.Babası Yasin Bey olup 1. Dünya Savaşı'nda Kafkas cephesinde çarpışırken Ruslara esir düşmüştür. Babası orta halli bir tüccardı. Dedesi Hüseyin Bey de Plevne Savaşı'na katılmış, Gazi Osman Paşa'nın teşekkürünü kazanmıştır. Annesinin ismi ise Emine idi ve ev hanımıydı. Ahmet Sezai Karakoç, İlkokul eğitimini 1938-1944 yılları arasında Ergani'de tamamladı. 1944 yılında sınavlara girip Maraş Ortaokulu'nda parasız yatılı olarak okumaya hak kazandı. 1947-1950 yılları arasında lise eğitimini yine parasız yatılı olarak Gaziantep Lisesi'nde tamamladı. Lise eğitimi boyunca Felsefe dersine ilgi duydu ve Felsefe okumaya karar verdi. Üniversite eğitimi için İstanbul'a geldi. Babası onun ilahiyat fakültesinden mezun olmasını istiyordu. İmkanları dahilinde eğitimine devam edebileceği yatılı tek bölüm Siyasal Bilgiler Fakültesi idi. Üniversite sınavlarına hazırlanırken kazanamama ihtimalini de göz önüne alarak her ihtimale karşı Felsefe bölümüne kayıt yaptırdı.

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini kazanarak başladığı yüksek öğrenimini 1955'te fakültenin Maliye Bölümünden mezuniyetle tamamladı. Mecburi hizmet sebebiyle Maliye Bakanlığında Hazine Genel Müdürlüğü Dış Tediyeler Muvazenesi bölümüne atandı.
Daha sonra Maliye Müfettişliği sınavına girdi ve sınavı kazandı. 11 Ocak 1956'da müfettiş yardımcılığı görevine başladı. 1959 yılında İstanbul'da gelirler kontrolörü oldu. Bir ara Ankara'ya çağrılıp Yeğenbey Vergi Dairesi'nde görevlendirildiyse de kısa bir müddet sonra yine İstanbul'daki görevine döndü. Görevi icabı Anadolu'yu çok gezdi ve birçok il ve ilçeyi inceleme, tanıma fırsatı buldu.

Şiirleri
Şiirler I (Monna Rosa)
Şiirler II (Şahdamar-Körfez-Sesler)
Şiirler III (Hızırla Kırk Saat)
Şiirler IV (Taha'nın Kitabı, Gül Muştusu)
Şiirler V (Zamana Adanmış Sözler)
Şiirler VI (Ayinler/Çeşmeler)
Şiirler VII (Leylâ ile Mecnun)
Şiirler VIII (Ateş Dansı)
Şiirler IX (Alınyazısı Saati)
Gün Doğmadan (Toplu Şiirler)

Sezai Karakoç sözleri 
Bütün şiirlerde söylediğim sensin. Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin.
Göz seni görmeli, ağız seni söylemeli…
Umutsuzluk yok! Gün gelir. Gül de açar. Bülbül de öter.