BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

Seçmenin DNAsı çözüldü.

Türk insanı nasıl oy kullanıyor? Hangi unsurlar seçmen üzerinde etkili oluyor?

Abone ol

Winston Churchill’in, “Demokrasi insanoğlunun şimdiye dek bulduğu rejimler içerisinde en az kötü olanıdır” sözü çok önemlidir. Seçmen, seçim sandığı ve oy kullanma hakkı demokrasinin olmazsa olmazlarıdır.

 

Batı toplumlarında seçmenlerin neredeyse yüzde 50’si oy kullanmaya bile gitmiyor. Uzmanlar bu durumu milletlerin ekonomik ve sosyal statüleriyle açıklıyorlar. Aynı şey Türkiye için geçerli mi? Türk insanı nasıl oy kullanıyor? Hangi unsurlar seçmen üzerinde etkili oluyor?

 

Seçmen eğilimleri ve siyasal iletişim konularında uzman olan Hulusi Şentürk son kitabı “”nda bu meseleleri ele alıyor. Ve olaylara sadece toplumsal ve ekonomik açıdan değil, aynı zamanda toplumların sosyal DNA’sını inceleyerek de bakıyor.

 

Şentürk kitabında şu meseleleri özellikle inceliyor: Seçmen tercihlerinde cinsiyetin rolü. Cinsiyet- yaş, cinsiyet -eğitim arasındaki ilişkinin seçmen üzerinde etkisi olduğunu örneklerle veriyor.

 

Türkiye’de çevre ve merkez arasındaki sosyolojik gerçeğe dikkat çeken Hulusi Şentürk, kırsal kültür, varoş kültürü, kente sonradan gelenleri kendi içlerinde yaşadıkları açmazlar, kente gelince maddi durumu biraz daha iyi olanların sonradan edindikleri kültür gibi parametreleri dikkate alarak sosyolojik bir değerlendirmede bulunuyor ve bu kriterlerin seçmen üzerinde yaptığı etkiyi kabul ediyor.

 

Son dönemlerde ülkemizde iyice ayyuka çıkan milliyetçilik, muhafazakârlık, ulusalcılık gibi ideolojik paradigmaların birbirleriyle olan etkileşimi yazarın ayrıca üzerinde durduğu konular. Özellikle yerel seçimlerde hemşericilik unsurlarının çok baskın olduğunun altını çizen yazar, bazı durumlarda kitle psikolojisinin seçmen üzerinde etkili olduğunu da iddia ediyor.

 

Demokrasi tanımına göre son sözü vatandaş, yani seçmen söylüyor. Peki bu ne kadar mümkün? “Seçmenin DNA’sı” toplumun sahip olduğu sosyal ve kültürel değerleri bilmeden, toplumun kullandığı dili anlamadan siyaset yapmanın mümkün olduğunu, ama demokratik olmadığını vurgulayan önemli bir çalışma. Hem halkımızın karakteristik yapısını, hem de tercihlerini belirleyen elementleri öğrenmek isteyenler için kaynak bir çalışma.