BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67

Savcı Sayan "15 Temmuz darbe değildi" diyenlere ne cevap veriyor ama

Her 15 Temmuz'da dışarıdaki FETÖ kaçıkları ile Türkiye'deki destekçileri aynı nakaratı tekrarlayıp duruyor. Kimi "Kontrollü darbe" diyor, kimi "15 Temmuz tiyatrosu" diyor, kimi de "Numaradan darbe" diyor... E tabii bunlara bir çok vatansever cevap verdi ama, Savcı Sayan'ın cevabı eski olsa da cuk diye bugüne uyuyor.

15 Temmuz anma törenleri öncesinde, yurt dışında finoluk yapan FETÖ ve PKK kaçıkları, 5. yılda da yine aynı nakaratı tekrarlayıp durdular. 

"Tiyatro" dediler...
"Kontrollü darbe" dediler...
"15 Temmuz tiyatrosu" dediler... 

Hadi onları anladık. Hepsi sahibinin sesi. Hepsi kendilerine verilen görevi yapıyor. PKK'nın itleriyle kolkola girmişler Türkiye'yi karalıyorlar. Onlara göre FETÖ, ve PKK terör örgütü değil. 

15 Temmuz 2016 gecesi 251 şehit verdik. 2 binin üzerinde yaralı. Bu ülkenin tankıyla tüfeğiyle topuyla üzerimize ölüm yağdırdılar. 5 yıldır toprağa düşen canlarımızın acısı dinmedi. Her yıl dönümünde o acıyı yeniden yaşıyoruz. Buna rağmen içimizdeki alçaklar, "15 Temmuz darbe marbe değildi kardeşim, FETÖ diye bir terör örgütü de yoktu" diyebiliyor. 

Pensilvanya'daki İblis'i aklama derdindeler. "FETÖ" demeye varmıyor dillere, "Cemaat" demeyi daha ilkeli (!) buluyorlar. Kirli senaryolarıyla üzerimize ölüm kusan FETÖ terör örgütünü, dışarıdaki alçaklardan çok daha iyi savunuyorlar. 

Bu kalleşliğin tek sebebinin "Tayyip Erdoğan düşmanlığı" olduğunu biliyorsunuz değil mi? Can Ataklı denilen müptezel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz gecesi "zuhur" ettiğini, yani birden bire ortaya çıktığını söyledi iyi mi? Bu düşmanlık değil de nedir Allah aşkına?

Can Ataklı'nın söylediklerini buraya iliştirdikten sonra son sözümü üçün ü yazının sonunda söyleyeceğim:

- (...) 15 Temmuz darbe marbe değil, hiç kimse kimseyi kandırmasın. Bu tür şeylerin sonucuna bakacaksın, olayın kime yaradığına bakacakın. Darbemsi bir şey oluyor, darbe adı altında oyun oynanıyor. Bu işten iktidar, özellikle bir kişi anormal kârlı çıkıyor. Ülkenin tamamını ele geçiriyor. 

- (...) İkincisi Tayyip Erdoğan'ın iki saatlik hava gezisi mümkün değil. Şimdi bakın Marmaris... nerede ortaya çıktığı bilinmiyor. Kaç kişiyle konuştum, "Kardeşim gündüz Marmaris boşaltıldı" dediler. Önceden haberliydi orası boşaldı. Okluk Koyu üzerinden bir motor kalktı mı? Oradan bir helikopterle Bodrum Havalimanı'na gidildi mi? Uçak oradan mı kalktı, Dalaman'dan mı kalktı? Saatlerce şunu öğrendik, "Tayyip Erdoğan ve ailesi Dalaman'dan uçağa bindi."  Bindiği söylendi, uçak var, kalkış var. Oradaki askerler var, onların derdest edildiği var. Ama onların kalkışı yok. İstanbul'a iniş yok, görüntü yok. Bir anda ortaya çıktı. Simit almaya giderken 160 arabayla giden Cumhurbaşkanı o gece alanda iki saat uçuyor. Neymiş efendim kuyruk numarası yapmışlar da jetleri kandırmışlar. 

Vay arkadaş neler neler olmuş ve bizim hiç haberimiz olmamış. O gece sokağa dökülen insanlar Can Ataklı'ya göre kandırılmış yani. Peki ya 251 şehit... Her şey palavraysa 251 şehit için ne diyor bu arkadaş? 

Beyefendiye göre, Tayyip Erdoğan darbe öncesinde müthiş bir plân (!) yapmış... Detaylar ikinci yazıda arkadaşlar. 

Arkadaş Erdoğan'ın müthiş plânını açıklıyor!

Ne güzel senaryo değil mi? 
Ya da tiyatro!
Dahası var...
FETÖ'ye can simidi olan Tayyip Erdoğan'ın plânını (!) açıklıyor:

- (...) Geldik bir noktaya. İktidar "Benim bunlardan tam kurtulmam lazım" dedi. Ne yapacak, hepsini işten atması lazım. 
"Abi toplu atamayız..."
"150 bin kişi koyduk devlete. Bunlara güvendik, nasıl atacağız?"
"Abi atamayız."
"Peki var mı bir yolu?"
"Var!"

Neymiş o yol?
Bu zırvalar karşısında saçınızı başınızı yolduğunuzu biliyorum, görüyor gibiyim. Savcı Sayan gibi ağzınızdan küfürler yağıyor farkındayım. Ama bu ayrıntıyı da vermek zorundayım. Tek bir kişinin akıl edemediği, (Ataklı'da akıl olsaydı bu konuşmayı yapmazdı) eline birilerinin bir metin tutuşturduğu çok net. FETÖ'cülerin bile şimdiye kadar böylesi şeytani bir senaryo gelmemişti:

- (..) Hah darbe... Cemaat her yerde var. Bunları atmak için "Bir Saray darbesi gibi bir numara yapalım" dediler. Onlar için bir fırsat, bunu da öğrendiler mi... Hulusi Akar'ın bence işlevi orada. MİT müsteşarının işlevi orada. Saatlerce toplantı yaptılar sonra "darbe" dedikleri numara başladı. 

- (...) Bunlar gün ortasında yapacaktı darbeyi. Herkesin önünde rezil kepaze edecekler, Tayyip Erdoğan ya uçağına binip kaçacak, öbürleri çil yavrusu gibi dağılacak zannettiler. Ama karşı taraf böyle bir kalkışma olacağını bildiği için. "Bırak çıksınlar" diyorlar. "Çıksınlar koparalım kafalarını"... aynen öyle oldu. Nihayet gece Hande Hanım'a bağlandı, halkı sokağa çağırdı. Bakın askeri darbe başlıyor, ülkeyi yöneten adam ne olursa olsun, bir parça izan sahibi, bir parça vicdan sahibi olması lazım. Böyle bir dönemde halkı sokağa çağırmak ne demek, müthiş! Bir şey olmayacağını biliyorsan çağırırsın. Çünkü karşıda bir güç yok... 

Eee onca şehit var, yaralılar... Her şey palavraysa Can Ataklı'nın  251 Şehit için söyleyecek bir sözü var mı? Yahu adam şehide "Şehit" demiyor ki... "ÖLÜLER" diyebilecek kadar aşağılık bir dil kullanıyor. 

Detaylar az aşağıda, yani üçüncü yazıda... 

Şehit demeye dili varmadı!

Bu arkadaş bunca zırvadan sonra çıkıp ikinci bir video daha yayımladı. Bu sefer R yaptı ve "FETÖ terör örgütüdür" dedi. Çünkü bir arkadaşı uyarmış, "Ne yaptın sen" demiş... O da bu kadar zırvadan sonra içine düştüğü çukurdan çıkmaya çalışıyor. Oysa Can Efendi, 15 Temmuz'un şehitlerine "Ölüler" diyebilecek kadar aşağılık bir dil kullanıyor:

(...) Hah ne oldu, bir iki arıza çıktı. Orada maalesef ÖLÜLER verdik. (Şehit. demeye dili varmıyor) Ondan sonrası çok önemli, gece yarısı Tayyip Erdoğan birden bire İstanbul'a indi. HOP zuhur etti daha doğrusu... Uçaktan indiğini gören yok, Zuhur etti. O andan itibaren olay tersine döndü.  Ondan sonra OHAL ilan edildi, 150 bin cemaatçi işten atıldı.  Haaa işte bu, kime yaradı bu darbe?

Şimdi bütün bu zırvalara ne dediğinizi az çok tahmin edebiliyorum ama, ben yine de sözü Savcı Sayan'a bırakmak istiyorum.  Yorumu siz yapın!