BIST 10.335
DOLAR 32,21
EURO 34,76
ALTIN 2.455,70
HABER /  GÜNCEL

Osman Gazi bu değil!

Osman Gazi'yi böyle tanıyorsanız fena halde yanılıyorsunuz. Tarihçilerin piri İnalcık Gazi'yi anlatıyor..

Abone ol

Tarih kitaplarında ve birçok yerde onu kaftanlı cübbeli olarak tanıdık.. Oysa o resimlerin gerçekle ilgisi yokmuş..

Osman Gazi'nin aslında şövalye gibi elinde mızrak ve kalkan, sırtında uzun menzilli ok atabilen yay taşıyan bir savaşçı olduğunu biliyor muydunuz?

Peki ya o dönemde kutsal saydıkları kılıcı üzerine yemin eden bir alp olduğunu?

Osmanlı'nın 1299 yılında değil 1302'de kurulduğunu söyleyerek gündemi sarsan İnalcık, tarihçilerin Sultan Süleyman'ın Almanya seferinde ıskaladığı bir konuyu daha kamuoyuyla paylaştı.. İnalcık ayrıca Osman Gazi'nin çizilen tasvirlerindeki yanlışı ortaya serdi..

Tarihçilerin üstadı Prof. Dr. Halil İnalcık bilinmeyenleri Fatih Altaylı ve tarihçi Murat Bardakçı'ya anlattı. İnalcık Habertürk'te yayınlanan 'Teke Tek'e katıldı. İşte İnaldıçk'ın anlattıkları:

Osman gazi şövalyeydi

Aşık Paşazade Osman ile muasır.. 1330'larda vefat etmiştir. O Garipname diye 4 cilt yazmış.. Şimdi orada bir fasıl var. Alp kimdir alperen kimdir? diye. Alp olmak için 9 şart lazımdır.. Ata binmesi, iyi süvari olması, mızrağı ve kılıcı olması lazımdır. Çünkü diyor 'kılıç mukaddestir. Onun üzerine yemin ederler.' Aynen şövalye gibi..

Sonra katı yaydan bahsediyor. Bizim batılı okçular karşısında üstünlük veren yaydır. Kemik koyarlar yaya. Gayet menzili uzaktır. Moğollardan geçmiştir bize..

Dervişlere Alperen derler.. Türkmen alplerinin Selahattin Eyyübi komutasında haçlılara karşı savaştığını biliyoruz. Osman gazinin bütün arkadaşları alptir. Hasan ve turgut alptir. Alp demek şövalye ayarında iyi ata binen. Diyorlar ki 'Osman'ın boyu varmış, kabile şefiymiş'. O şekilde binemez ata.

Bursa'daki tuhaf heykel değiştiriliyor

Yoksa Bizans karşısında savaşamaz. Yazıcızade'nin kitabında Osman'a alp diyor. Garipname bize alpin kim olduğunu tanıtıyor. Bursa'da meydanda heykel vardı şimdi onu kaldırıyorlar.. Benden istediler. heykeltıraş bulmuşlar. O da çok tuhaf.. Güzel at üzerinde ama..

Silsile nameler var ya.. Mesela Osman Gazi'nin tasviri bir ulema gibi tasvir edilmiş. Sakallı filan. O heykeltıraş ta Osman Gazi budur diye atın üzerine ulema gibi yapılmış.. Şimdi ben şövalye mızrağı var kalkanı var, değiştirdik tamamen. Şimdi öyle bir Osman Gazi heykeli bulacaksınız ki..

Tarihçiler 1532'de neyi ıskaladı?

[PAGE]

Bütün tarihçilerin ıskaladığı bir şey var. Viyana'yı niye fethedemedik biliyor musunuz?

Tasavvur edin. İstanbul'dan Viyana'ya kadar bir mevsimde gideceksiniz. Nehirler, dağlar var. Mevsim geçiyordu. O yol sonunda hazan geliyor.

Bizim tımarlı sipahilerin harçlıkları biterdi. Sefer mevsimi sonbahara gelirdi. Herkes dönmeye bakar. Para bitmiştir. Sipahiye yeniçeri gibi maaş verilmezdi. O tımar geliriyle geçinirdi. İlk seferde başarısız olundu. Fakat Viyana seferinden 3 sene sonra Kanuni Sultan Süleyman Almanya'yı fethetmek için karar verdi. Hiç bir tarihçi bunu ifade etmiyor. 1532 seferinin adı Alamanya seferidir.

İmparator Şarlken Fransa'yı yenmiş, Avrupa'ya hakim. Süleyman Avrupa'da kendi müttefikleri olduğuna inanıyor. Şarlken'e isyan başlamış. Gayet müsait zaman. Almanya'da protestanlık başlamış. Tüccarlardan raporlar alıyor. Tüccarlar aynı zamanda casus.

Şarlken'e yazdığı tehdit dolu mektuplarında imparator ünvanını kullanıyor İspanya kralı diyor. Avrupa'nın hakimi benim imrapator benim diyor. Luther bile Süleyman'a müsait bakıyor sonradan dönüyor.

Belgrad'ta Avrupa imparatorluk tacını taktı

Süleyman'ın arkasındaki asıl isim İbrahim Paşa, 'Almanya'yı fethedersen impartor olursun' diyor. Süleyman Venedik'te impataroluk tacı yaptırdı. 115 bin altın ödediler.. İmpataror Şarlken'in kullandığı tahtın benzerini yaptırdı.

Onları getirttiler ve Alaman seferine çıktığı zaman o tahta Belgrad'da oturdu. Ve o tacı başına geçirdi. Zaten Alaman seferidir. Alamanya'yı fethetmek ve Şarlken'in yerine Avrupa'nın kralı olmak hedefi vardı. Bir tarafta Roma diğer tarafta Almanya..

Bizim tarihlerimizde hatırlıyor musunuz kimse bahsetti mi bunlardan?