BIST 10.164
DOLAR 32,31
EURO 35,00
ALTIN 2.453,90
HABER /  MAGAZİN

O Kemal Kılıçdaroğlu'na hayran

Nilgün Belgün'ün yeni kitabı "Aşk ve komedi" çıktı Yasemin Pulat röportaja koştu. Belgün'den ilginç itiraflar geldi!..

Abone ol

Nilgün Belgün'ün yeni kitabı "Aşk ve komedi" çıktı Yasemin Pulat röportaja koştu. Belgün'le yeni kitabının haricinde, siyaset üzerine de bir söyleşi yaptılar.

Nilgün Belgün, Yasemin Pulat'a hayran olduğu siyasetçiyi açıkladı.

İŞTE RÖPORTAJDAN BAŞLIKLAR

Erkek öldürür kadın süründürür!

Yasemin Pulat: Kitap yeni çıktı. “Aşk ve Komedi” baskı üstüne baskı yapıyor. Bu kitap ilk kitap değil ama değil mi?

Nilgün Belgün: Bu üçüncü kitap. İlk kitap “İçimdeki Kadın”dı. İkinci kitap Cengiz Özakın’la birlikte yazdığımız, benim kadınlar hakkında onunsa erkekler hakkında ki fikirlerinden oluşan, kadınlarla erkelerin nerede düet, nerede düello yaptığı ve nerede uzlaştıklarıyla ilgili bir kitaptı. Bu kitap ise, benim ilk kitabımdı. Anı kitabım sayılır. Hatta internete giremediğim için elle yazdım. Kadınlar sevdi ve biz de şimdi daha gelişmiş haliyle yeniden yayınladık.

Yasemin Pulat: “İçimdeki kadın” dediniz de, içinizde tek kadın olduğuna emin misiniz?

Nilgün Belgün: Tek kadın yok. Bir sürü kadın var. Tek kadın olsa bu oyunculuğu da böyle yapamam zaten. İçimdeki kadın derken zaten onu anlatmak istedim. Hiçbir kadının içinde tek bir kadın yok.

Yasemin Pulat: Neden böyle? Bazen çocuk gibiyiz biz bazen dişi…

Nilgün Belgün: Daha bir sürü tarafımız var. Şeytanlıklarımız var ki bütün şeytanlıklar kadınlardan çıkar bence. Erkekler şeytan değildir.

Yasemin Pulat: Erkekler masum mu yani?

Nilgün Belgün: Erkekler masum değil ama erkekler daha sığlar. Yani tek olaya hedefleniyorlar. Kadın birkaç şeye birden hedeflenir ve hepsinde çok başarılı olur. Mesela, erkek yalan söylerse eninde sonunda yakalanır. Ama kadın iyi işlerse o yalanı ve çıkmamasını isterse ortaya o yalanın hiç kimse ortaya çıkaramaz. Kadın daha komplike bir beyine sahip.

Yasemin Pulat: Bunu kadının zekâsına mı bağlıyoruz?

Nilgün Belgün: Erkek aptal kadın zeki demiyorum ama kadın daha entrika bilen bir varlık.

Yasemin Pulat: Ve yapabilen…

Nilgün Belgün: Evet, yapabilen. Tarihe bak. Kösem Sultanlar, Katherina’lar... Erkeklerin en çok yaptığı şey ya aldatmak ya şiddet… Yani erkek öldürür kadın süründürür hayatım.

Yasemin Pulat: Ölmek sürünmekten daha iyi bir şey mi?

Nilgün Belgün: Kesinlikle!

Aşkta aldatma olmaz!

Yasemin Pulat: Aşk komik mi?

Nilgün Belgün: Aşk ve Komedi’de, aşkın komik olmadığını vurgulamak için aşk ve komedi dedim. Aşk dramatiktir. Aşkın ilk anları mutluluk verir. Sonrası ızdıraptır. Ben hiçbir aşkta sonsuza kadar “ay çok mutluyum” diyenini duymadım. Mutluluk sevgide yaşanır. Aşkta her şey yaşanır. Kan, intikam, kavga, dövüş, yani her şey. Her şey aşkın içinde vardır. Bütün hırslar, kıskançlıklar. Aşk hastalıklıdır. Aşk normal bir ruh hali değildir. Aşk hastalıklı bir ruh halidir. Ama sevgi, daha oturmuş, daha ayağı yere basan, içinde mutluluk olan, sevdiğini üzmemeye çalıştığın bir şeydir. Ama aşkta sen çizik attıkça karşıdaki de çizmek ister. Birbirini çize çize gider. Ateşe yürümektir aşk.

Yasemin Pulat: Peki siz hangisini yaşamayı tercih edersiniz? Aşk mı, sevgi mi?

Nilgün Belgün: Ben her zaman aşkı yaşamayı tercih ettim. Ben güçlü bir kadınım. Sürünürüm, yere yapışırım, sonra tekrar kalkarım, tekrar yapışırım. Benim için aşk güzeldir. Neden dersen; hele ben artık aşkın ne olduğunu bildiğim için –aşk bir oyun da aynı zamanda- bu oyunu oynamayı seviyorum. Sevgi insana güven veren bir şey. Aşkın içinde güven yok ama sevgide güven var. Birbirine güven duymaya başladığın an zaten birbirini sevmeye başlamışsın demektir. Başka bir boyuta geçmişsindir. Ama aşkın içinde güven yoktur. Aşkın içinde ihtiras, kıskançlık, şehvet, kavga, dediğim gibi her şey vardır.

Erkek âşıkken asla aldatmaz!

Yasemin Pulat: Aldatma?

Nilgün Belgün: Aşkta aldatma olmaz. Sevgide aldatma olur. Aşık olan biri aldatmaz, aldatamaz. Kadın intikam için aldatır mesela. Erkek onu aldatmıştır. O da intikam duygusuyla gider aldatır. Kadın aşıkken zaten aldatamaz da, severken de zor aldatır ama erkek aşıkken asla aldatmaz. Erkek seviyorsa aldatır. Dikkat et karısıyla sevgi dolu artık ailevi bir ilişkisi vardır adamın ve aşk arar. Ama birine aşıkken bir başkasına asla bakmaz. Bunu sor erkeklere. Erkek aşıkken aldatmaz. Ama alışmışsa, sevgiye dönmüşse aldatır. Erkek aldatıyorsa aşkı kesin bitmiştir. Kadın adamı hala aşık zannediyordur kendine ama aşk bitmiştir. Kadın farkında değildir, hala aşk yaşıyor zannediyordur ama erkek aldatmaya başladığı anda aşk bitmiştir.

Yasemin Pulat: Kitapta aldatıldığınızın altını çizmişsiniz. Koymadı mı?

Nilgün Belgün: Biz beş yıl aşk yaşadık. Beş yılın sonunda evlendik. Evlendiğimizde aşk sevgiye dönüşmüştü. Aşık olan bendim. O seviyordu. Ama çok seviyordu. Ama aşık olan bendim. Onun heyecanı bitmişti artık. Elde de etmişti. Erkeklerin aşkı o kadar uzun sürmez. Kadın daha uzun süreli aşık olabilir ama erkeklerin aşkı o kadar uzun sürmez. Çünkü onların bir seks dürtüsü var. Aşkın içinde cinsellik var. Aşıkken seks çok yukarda. Ne zaman seks inişe geçer, adrenalin düşer, erkek başka bir heyecan aramaya başlar.  

Yasemin pulat: Hemen çekip gitmişsiniz?

Nilgün Belgün: Hemen gittim! Ben aşıktım. Eğer evliliğimde dinginlik, sakinlik arasaydım, aldatılmak bana koymayabilirdi. Dört yıl ağladım ama bunu hiç kimse bilmedi. Başka biri girdi hayatıma ama ben ona aşıktım. O başka biri telef oldu zaten. Benim aldatıldıktan sonra hayatıma giren erkek perişan oldu. Ama o bittikten sonra on yıllık bir ilişkim oldu. O zaman aşkım bitmişti. E, her şeyin bir süresi var. Romeo Julyetler yok, Tahirle Zühreler yok. Onlar kavuşamadıkları için o kadar uzun sürdü.  

Yasemin Pulat: Kavuşamayınca mı aşk oluyor?

Nilgün Belgün: Evet. Bir de benim acı çekmemin nedeni aldatılmış olmam. Bir nevi terk edilmiş gibi hissettim. Hoş ben ayrıldım, o ayrılmayalım dedi ama benim için büyü bitmişti. Sıra dışı sandığım bir adamın diğerleri kadar sıradan olduğunu gördüm. Ayrıldım…

Yasemin Pulat: Affeden kadın yalnızlıktan daha mı fazla bedel öder?

Nilgün Belgün: Ben yalnızlığı tercih ederim. Benim onurumu kıracak, kadınlık gururumu zedeleyecek ve üzecek bir ilişkiye devam etmektense yalnızlığı tercih ederim.  

Yasemin Pulat: Aldatıldığı halde gidemeyen, sineye çeken ya da affeden kadınlarla aranızdaki fark özgüven meselesi mi?

Nilgün Belgün: Sanırım özgüven. Çok güçlü bir kadınım. Pire için yorgan yakarım, hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım. Böyle biriyim ben. Yaş aldıkça güçlendim. Halbuki kadınlar yaş aldıkça bunalıma girer. Çünkü kadın dişiliğine güvenerek ayakta durur. Tuhaf bir biçimde ben yaş aldıkça kendime daha çok güvendim ve güçlendim.

Yasemin Pulat: Neden?

Nilgün Belgün: Hayatı çözdüm çünkü yarı yarıya. Aşkı çözdüm. Aşk bir oyun. Oyunu bilerek oynuyorum artık. Eskiden bilmeden oynuyordum. Eğer zevk veriyorsa bana oynuyorum, oynamaktan sıkıldığımda ise, oyundan çekiliyorum. Böyle bir gücüm var artık. “Ben gidiyorum” diyorum ve gidiyorum… Çok kolay gidiyorum.

Yasemin Pulat: İpler elinizde mi yani artık?

Nilgün Belgün: Tecrübeyle elimde. E, biliyorum artık. Yoksa kendimi bir şey zannettiğim için değil. Ama birazdan adamın ne diyeceğini bile anlıyorsan, bile bile yenilemezsin ki.

Mazoşist bir karakterimiz var hepimizin.

Yasemin Pulat: Size ne oluyor aşık olunca. Her kadına olan şeyler mi?

Nilgün Belgün: Kendimi çok mutlu hissediyorum. Çok heyecanlı hissediyorum. Her yaptığım işi daha güzel yapıyorum. Kendimi çok daha güzel görüyorum. Hemen rejimlere giriyorum. Zaten kendiliğimden zayıflıyorum da hemen rejimler yapıyorum öyle uyduruktan. Kendimi kandırmaca… Kıyafetler alıyorum, daha fresh oluyorum. O adrenalin var ya o adrenalin, hepimizin sebebi bu. Heyecan. Öyle otururken, birden “up” olmak. İşte bu. Adrenalindir sebebi bu hallerimizin.

Yasemin Pulat: Peki ayrılınca ne oluyor?

Nilgün Belgün: Ayrılınca kötü oluyor. Karşı taraf seviyor sen ayrılıyorsan daha kolay oluyor. Karşı taraf için üzülüyorsun o zaman. Ama ikiniz birden sevip de ayrılıyorsanız, iki taraf da çok üzülüyor, zaten o bitmiyor. Uzatmalar var. Üç gün görüşmüyorsun, sonra buluşuyorsun, bitti bu defa kesin diyorsun, beş gün sonra tekrar ya o arıyor ya sen arıyorsun, yani bitmiyor.

Aklım fikrim ayrıldığım kocamdaydı.

Yasemin Pulat: Taktikler de var mı aşkta.

Nilgün Belgün: Aşk kaçanı maalesef kovalıyor. Bu böyle. O kadar seviyor ki adam seni mesela, nefret ediyorsun, boğuluyorsun. Ama bir gitti mi, “ne oluyor” diyorsun. O seni çok seveni arıyorsun. Birinin sevgisini almak çok egoistçe bir duygu. Bir taraf daha çok sevdiğinde tabi ki o aşk uzun süreli olmuyor ama birisi çok seviyorsa öteki sevmese bile o sevgiye çok alışıyor. Mesela ben yaşadım. O kadar aşıktı ki bana, bir dediğimi iki etmiyordu, çok seviyordu, beni şımartıyordu. Benimse aklım fikrim ayrıldığım kocamdaydı. Arkadaşım ona taktik vermiş demiş ki, “arama bir süre.” Aaa, adam aramıyor. Bir hafta dayanmış ama zincirlere vurmuşlar aramasın diye. Aramadı hakikaten bu sefer ben aradım, ne oldu diye. 

Yasemin Pulat: Acıyı da hakkıyla yaşar mısınız?

Nilgün Belgün: Hiç çekinmeden yaşarım. Kimseye de şikayet etmem. Bazı insanlar aşık olurlar ceremesini biz çekeriz. Vıdı vıdı. Ben kimseye ağlamam. Aşkın o mutsuzluğu da mutluluk veriyor. Mazoşist bir karakterimiz var hepimizin.

Yasemin Pulat: Aşk pat diye mi geliyor?

Nilgün Belgün: Pat diye geliyor. Ama içinde aşık olma dürtün olmalı. Yoksa olamazsın. Ot gibi yaşarsın. Zaten bu kadar kolay olsaydı insanlar aşkın peşinden bu kadar koşmaz, bu kadar aramazdı. O çok zor. Fiziksel ve kimyasal uyuşmak çok zor… Aşık olduğun insanla yüzde 90 kimyan da uyar.

Yasemin Pulat: Aşka açık olduğunuz kadar yaralanmaya da açık mısınız?

Nilgün Belgün: Tabi. Kitabımın sonunda da dedim zaten; iyi ki aldattınız, iyi ki sevdiniz, iyi ki gittiniz… Çünkü bunlar beni büyüttü.

Yasemin Pulat: Kitapta yaşadıklarınıza dönüp sağlamasını yaptığınızda hem kendinizi hem de herkesi haklı çıkarmışsınız.

Nilgün Belgün: E çünkü herkes haklı. Herkesin haklı bir nedeni var. Kendince bir sebebi var herkesin. Şimdi ben eski kocam, benim yüzümden beni aldattı diyemem ama kendince bir sebebi var mutlaka. Belki ben ondan daha güçlü bir kadındım o bundan rahatsız oldu, belki başka bir kadının ilgisi sevgisi ona kendini güçlü hissettirdi, olabilir. Belki benden sıkıldı, ayrı kadın istedi olabilir. Ben acıdım mı, acıdım. Ama zamanı geldi ben de başkasını acıttım.

Yasemin Pulat: Aldattınız mı?

Nilgün Belgün: Ben aldatmam. Çeker giderim. Bi sürü insan da çekip gidemiyor. Çekip gidemediği için de aldatmayı tercih ediyor. Çünkü, ya maddesel bağımlı, ya manen bağımlı. Bağımlılığı var o insana. Onu bırakıp gidemiyor. Bu sefer de başkalarıyla aldatmaya kalkıyor.

Yasemin Pulat: Aldatmadan sonra o ilişkide ya da evlilikte yeni bir sayfa açılamaz mı?

Nilgün Belgün: Bence bu kandırılma. Ben yapamadım. Her karşımda gördüğümde aklıma beni aldattığı, o kadınla yaşadığı gelecek. Yani demek ki bende bir şey bulamamış ki gitmiş. Ya da diyeceğim ki şimdi durumu kurtarmak için düzeni bozulmasın diye hadi bir evliliktir sürsün diye burada -ki böyle. Yani erkekler düzenlerine çok meraklı. Ödleri kopuyor düzenleri bozulacak diye. Kadının hiç umurunda değildir. Cart diye yıkar, yeniden kurar o düzeni. Ama erkek, eyvah düzenim bozulacak ne yapacağım ben diye afallar. Hele uzun süreli evliliklerde falan. Ödü kopar adamın. Kadınla hiçbir ilişkisi yoktur, belki de seks bile yapmıyordur ama yine de o evden gitmek erkek için çok zor. Gidemez. İşte burada erkek zayıf, kadın daha güçlü. Kadın gider. Bunları hep gördüm etraftan. Yaşadım.

Yasemin Pulat: Siz doğarken zelzele olmuş, yaşamak da gürültülü mü devam ediyor?

Nilgün Belgün: Gürültülü. Benim egosantrik bir tarafım var. Hayatımdaki erkek bana ait olsun isterim. Ben hiç evli erkekle birlikte olmadım bu güne kadar. Çok net söylüyorum. Namusumdan değil. Ne olursa olsun bir başkasının yanına gitmesi bana ağır gelir. O benim olmalı. Birbirimizi yemeliyiz, ayrılmalıyız, tekrar barışmalıyız. Ne olursa olsun. Araya bir başkası girdi mi benle birlikteyken, büyü biter. Büyülü bir şeydir benim için aşk. Ben bu yüzden aldatmam. Çeker öbürüne giderim. Aldatıp da orada mutluluk yaşayıp da gelip burada oyunlar yapamam.

Bir zamanlar rockçı bir sevgilim vardı ve rock barlardan çıkmazdım.
DİĞER SAYFADA...

[PAGE]

Yasemin Pulat: Bu kadar kolay gitmenizin nedeni hayattan korkmamak mı?

Nilgün Belgün: Hayatta beni biri bir sağlık korkutur bir de birilerine muhtaç olmak korkutur. Onun dışında ben hiçbir şeyden korkmam. Yani ben şu anda oyuncuyum ve mesleğimi çok severek yapıyorum ama ha diyelim ki oyunculuğum bitti ve çalışmak zorundayım. Ben herhangi bir firmada halkla ilişkiler de yapabilirim. Bana hiç koymaz bunlar. Yani sonuçta ekmeğimi taştan çıkarırım ben. “Eyvah ben Nilgün Belgün’düm de buraya geldim” diye hiç umursamam ben. Yani her şeyi yaparım. Hiç umursamam. Ben böyle biriyim. Her yere kendim giderim. Alışverişimi kendim yaparım. Bi zamanlar bi rock çı sevgilim vardı. Rock barlardan çıkmazdım. Kimsenin de haberi yoktu. Rock’lı mack’lı bulüzler giyip gezerdim. Ben böyleyim. Ben özgür yaşamayı severim. Benim öyle müdanalarım yoktur ama dersen ki “bir sanatçı örnek mi olmalıdır istediği gibi mi yaşamalıdır?” Örnek olmalıdır. Çünkü, bütün bu yaşamın içinde zaten dağıtmaya müsait bi kadın değilim. Dağıtan insanları sevmem. İçki içip yerde sürünen kadınlardan hiç hoşlanmam. Bir kadının kadın gibi olmasını isterim. Ben hayatımı özgürce yaşadım ama hiçbir zaman toplum kurallarına aykırı davranmadım. O kurallar öyle diye değil. Benim kendi kurallarım var. Ben başkaları için yaşamam kendim için yaşarım ama bir toplumda yaşıyorum. Benim özgürlüklerim başkalarını rahatsız etmez. Başkalarının sınırlarını ihlal etmem. Toplum böyle istiyor diye özel hayatımı yönlendirmem ama topluma zarar vermeden yaşarım. Çünkü sonuçta ben bir sanatçıyım. Sıradan bir Nilgün olsam benim ne yaptığımı ne ettiğimi kimse bilmez. Ama beni örnek alan kadınları üzemem. Bohem bi tarafım var ama klas da bi tarafım var. Mesela bu gece Teoman konserine gideceğim. Bi jean giyeceğim gideceğim. Buna kimse mani olamaz. Bu benim zevkim ama diğer yanda bilmem kim beylerle park şamdan da yemeğe de gidiyorum. Her şeyi yaşıyorum bir arada, iç içe. Yani her yol bana çıkıyor.

İçimdeki çocuk giderse at çöpe beni!

Yasemin Pulat: Ne zaman büyüyeceksiniz?

Nilgün Belgün: Büyümek istemiyorum. Büyürsem mutlu olamam. İçimdeki çocuk giderse at çöpe beni. Diğer insanlar gibi olurum. Sadece paraya endeksli… Üç ev daha alayım, beş kat daha alayım, daha zengin olayım, bir sınıf daha atlayayım. Ben sınıfımdan da çok memnunum. Ben doğduğumdan beri bu sınıftayım. Bilmem kim beyle evlenip de sınıf atlamadım. Ben aynı sınıfta devam ediyorum hayata. Zaten düzgün bir ailenin kızıydım. Trilyoner bir ailenin kızı değildim belki ama şartları iyi bir ailenin kızıydım.

Yasemin Pulat: Sanatçı topluma örnek olmalı dediniz de, toplumun da bu sanatçıları biraz rahat bırakması gerekmiyor mu?

Nilgün Belgün: Sanatçılar zaten çok rahatlar hayatım. Bak şöyle bir etrafına. Rahatsız bir sanatçı görmüyorum ben etrafımda. Sanatçılar istedikleri gibi yaşıyorlar.

Ekmeğimi paylaşırım ama erkeğimi paylaşmam.

Yasemin Pulat: Ama örnek olmak sorumluluğu insanı rahatsız etmez mi?

Nilgün Belgün: Şimdi ben bir kadın olarak düşünüyorum. Erkekleri bırakabilirim. Erkek sarhoş da oldu, yerlere de düştü. O erkek. Bu toplumda kadın daha kutsal… Ben şimdi bir de anneyim. Bir kızım bir de torunum var üstelik. Yani daha da beter…  Belli bir saatten sonra bazı şeylerin adı özgürlük değil komiklik olur. Hedef kitlen de bundan zarar görür. Bir de ben zaten marjinal bir kadın değilim. Benim istediğim özgürlükler kimseye zarar vermeyen özgürlükler. Yani aşk yaşayabilirim ama dediğim gibi evli biriyle yaşamadım hiç şimdiye kadar. O zaman tabi ki zorlanacaktım, gizlenecektim ya da insanların tepkisini çekecektim. Ama aslında dışarıdaki tepkiler için de değil, ben paylaşımcı değilim. Erkeği paylaşmam. Her şeyimi paylaşırım, ekmeğimi paylaşırım, hayatımı paylaşırım ama birlikte olduğum erkeği paylaşmam.

Yasemin Pulat: Dünyanın merkezi aşk mı?

Nilgün Belgün: Evet. Dünyanın merkezi aşk hayatım. Dikkat et dünya bunun üzerine dönüyor. En zengininden en fakirine kadar herkes aşkın peşinde… Aşk olmadığı zaman ne para kazanmanın zevki olur hayatta ne eğlenmenin zevki olur. Uyanırken bile aşk acısıyla uyandığında en azından biri için uyanıyorsun. O güzel. Öteki türlü çalış çalış, niye? Giyin giyin niye, gez gez niye? Oranı buranı çektir, yüzünü sıfır yap niye? Niye bunlar?


Yasemin Pulat: Hayatı öğrenmenin yolu aşktan mı geçiyor?

Nilgün Belgün: Evet. Hayatı öğrenmenin yolu aşktan geçiyor. Hiç aşk yaşamamış insan iş hayatında da başarılı olamıyor bence. Yemeğe hiç tuz koymadığın zaman tatsız bir yemek olur. Hayatın içinde aşk olmadığı zaman tatsız bir hayat olur.

Yasemin Pulat: Tutku kendi başına bir şey mi yoksa aşkın alt başlıklarından biri mi?

Nilgün Belgün: Tutkulu insanla aşk yaşamak çok güzel. Tutku olmazsa içinde, aşkın tadı yok ama bazen de o tutku zarar verir insana. Tutku ne demek, onu düşünmeden duramamak demek… Nefes aldırmaz insana. Sıkı sıkı tutmak istersin hep bir yerinden. Aşırı tutku zor olabilir.  

Yasemin Pulat: Her iki tarafta çok tutkulu olduğunda yani bu tutku karşılıklı olduğunda öldürür mü adamı?

Nilgün Belgün: İki taraflı tutku olursa büyük aşk yaşanır. Onun adına büyük aşk denir. Ama daha sonra o tutku zarar da verebilir. O tutku sevgiye de dönüşebilir. Ben mesela tutkulu erkek severim. Ben tutkusuz aşk sevmem. Tutkusuz adam üç gün sonra gidebilir de. Ama tutkulu adam gidemez, tutkulu kadın gidemez, vazgeçemez.

Ben kediye bile günde sekiz kere seni seviyorum diyorum. Kedi anlıyor mu? Hayır!

Yasemin Pulat: Ben tutkusuz bir aşkın sizi tutabileceğini de sanmıyorum doğrusu elinde?

Nilgün Belgün: Tutmaz beni elinde. Tutkusuz aşk yarım aşktır. Gerçek aşkın içinde tutku vardır. Tutku aşk duygusunu ayakta tutar.  

Yasemin Pulat: Sanatçıların hammaddesi mi tutku?

Nilgün Belgün: Evet. Sanatçılar tutkulu insanlardır. Ben mesleğime de çok tutkuluyum yani. Kediye de çok tutkuluyum. Ben günde sekiz kere buna seni seviyorum diyorum. Bu anlıyor mu? Hayır!

Yasemin Pulat: Sizi ne deli eder?

Nilgün Belgün: Yalan. Yalanı sevmem. Bana her şeyi doğru söylediğin zaman anlayabilirim. Benim karşıma geçip de anlatabilirsin; “şunu hissettim, şu vardı” diye. Sakin konuşmaları çok güzel anlayabilirim. Birden bire paniğe kapılıp kavga edip üste çıkmaya çalışan insanlardan hoşlanmam. Sakin sakin, “otur, bak dinle” diyen insanı dinleyebilirim, anlayabilirim de. Sonuçta herkes kendi tarafından haklıdır.

Yasemin Pulat: Kadın gibi kadın olmak ne demek?

Nilgün Belgün: Ben mesela bara gidip adam kaldırmam. Hayatımda hiç böyle bir şey yapmadım. Böyle yapanlardan da nefret ederim. Erkek gibi. Güç böyle olmaz. Kadın gibi olacaksın. Zarafetinle, tatlığınla, seksapelinle, tavrınla. Ben seksen yaşına bile gelsem otuz yaşında çok beğendiğim bir erkeğe “sen ne tatlısın gel buraya” demem. Kaç yaşında olursam olayım karşı tarafın benimle ilgilenmesini ve bana kur yapmasını beklerim. Ben hep kadınımdır. O beni beğeniyorsa onun kur yapması gerekir. “Ben düşüneyim” derim kaç yaşında olursam olayım. Mesela benim benden on altı yaş küçük sevgilim vardı. Üç ay peşimde koştu. On sene sürdü ilişkimiz. Tam üç ay peşimde koştu. Üç ayın sonunda evet ben de tamam dedim yani. Hoşuma gitti.

Yasemin Pulat: Sizden küçük bir erkekle zor olmadı mı?

Nilgün Belgün: Hayır. Çok güzel bir ilişkiydi. O benden olgundu. Ben ondan çocuktum. Bana mesaj atardı. “Haksızlık yapsan da, çocukluk yapsan da seni çok seviyorum” diye. Zaten yaşımdan büyük ya da aynı yaşta olduğum insanlarla, çok ender tutturuyorum frekansı. Tutmuyor. Sıkılıyorum.

Kemal Kılıçdaroğlu’nu beğeniyorum!

Yasemin Pulat: Nasıl bir erkek?

Nilgün Belgün: Beni oturmuş bulmaca çözen, akşam haberlerini izleyen bir adam kesmez zaten. Çok hiperaktif bir kadınım. O zaman beni öldür al canımı yani. “Kalk yürü Teoman konseri var” diyen adam olur! Ayrıca zor adam severim. Biraz uğraşmalıyım. Odur zaten heyecan katan. Yormalı beni biraz… Kolay erkek sevmem. Ama en önem verdiğim şey karakterli olacak. Soysuz bir adam olmayacak. Benim bir erkeğe aşık olmam için ona hayran olmam lazım. Hayran olduktan sonra aşık oluyorum ben.

Yasemin Pulat: Bu aralar hayran olduğunuz biri var mı?

Nilgün Belgün: Ola da bilir, olmaya da bilirJ Aşık olayım mı, olmayayım mı hala karar veremedim.

Yasemin Pulat: Sizden daha fazla mı para kazanmalı erkek?

Nilgün Belgün: Hayata daha açık bakan, daha keyifli yaklaşan, kendiyle sorunu ya da kompleksi olmayan ya da az olan, hayatla iyi geçinmeye çalışan, kültürlü, çağdaş, batılı adam seviyorum. Daha uygar, daha anlayışlı, nazik, kibar, toplumda belli bir yeri olan, asla çok zengin olması gerekmiyor ama toplumda kendi başına sağladığı bir yeri olan, yaptığı işi iyi yapan, yazarsa iyi yazsın, müzisyense iyi çalsın, simitçiyse en iyi simidi satsın, -politikacıysa diyemeyeceğim onu iyi yapan çok az…    

Yasemin Pulat: Beğendiğiniz politikacı yok mu o zaman?

Nilgün Belgün; Var. Kemal Kılıçdaroğlu’nu çok beğeniyorum. Kendiyle barışık, kavga etmeyen, hırsları olmayan ama yeterli mi dersen lider olmak için hırslarının olmaması, onu bilmiyorum işte.  

O KEMAL KILIÇDAROĞLU'NA AŞIK...
DİĞER SAYFADA...

[PAGE]

Karadenizli kadın, oyar içine de dolma koyar adamın!

Yasemin Pulat: Bileğinizdeki dövmenin anlamı ne?

Nilgün Belgün: “N” harfi bu. Bak burada da özgürlük var. Bir tane de sırtıma yıldız yapacağım bitecekJ

Yasemin Pulat: Dişilerin hayatta kışkırtıcı bir rolü var değil mi?

Nilgün Belgün: Tabi. Dişi adı üstünde… Doğaya bak. Kuşlar, kediler bile dişi peşinde koşuyor. Doğaya bak. Doğayı da kadınlar götürüyor. Anadolu’ya bak. Kadınlar eziyet görüyor belki ama ne olursa olsun her yerde kadın çekip çevirir hayatı. Kadının sözü geçer bizde öyle görünmese de. Karadeniz’e git mesela. Bir Karadenizli adam kadının sözünden çıkıyor mu? Karadenizli kadın, oyar içine de dolma koyar adamın. “Ay kocam bilir” lafı var ya, o büyük sahtekarlık. Kocam bilir, alt yazı; ben bilirimdir o.   

Yasemin Pulat: Kıskanılmayı sever misiniz?

Nilgün Belgün: Dozunda. Ama hiç kıskanmayan bir adamla da yapamam. Medeni ilişkiler bana göre değil. “Hayatım ben bugün gidiyorum şuraya Leyla ile takılmaya sen de git Ahmet’le takıl…” Hiiiiç işim olmaz. Hiç sevmem öyle şeyler. Tabi ki gezecek tozacak arkadaşlarıyla. Şu kedi gibi dizimin dibinde oturan erkeği de sevmem.

Yasemin Pulat: Kadınlar ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, neden korunma içgüdüsüne sahipler?

Nilgün Belgün: Erkek bir motif. Erkek dediğin zaman seni koruyan, birçok kadın içinde sana bakan, sahiplenen, seni merak eden demek. Bunlar hoşuna gidiyor kadının. “Nasıl gittin eve, rahat gittin mi, bir şeye ihtiyacın var mı” demesi bile güzel erkeğin. 

Yasemin Pulat: Ali Poyrazoğlu sizi eski eşinize 20 liraya sattı mı gerçekten?

Nilgün Belgün: Evet. Oldu öyle bir şey. Ali’ye benim kim olduğumu sormuş, o da “20 milyon’a ayarlarım” demiş.  Çocuğunda nutku tutulmuş. Hiç öyle birine benzemiyor demiş, 20 milyona gidecek. En sonunda evlendiğimiz gün zarfla Ali’ye 20 milyon yolladı.

Yasemin Pulat: Bu ülkede yapmak istediğiniz neler var daha?

Nilgün Belgün: Mesela televizyonda Okan Bayülgen mutlaka olmalı. Okan Bayülgen bu ülkenin dengesidir televizyonlarda. Özgür bir ruha sahip ve müdanası yok. Kaypak değil. Ben ille de iyi bir adam olayım da iyi gözükeyim diye derdi yok. O olmalı. Ama televizyonda ben de olmalıyım. Ben olmalıyım derken ben evlendirme programında olmamalıyım. Öyle bir şeyi bana zaten böyle on tane ev versen ben yine kabul etmem. Ben mesela bir program yapmayı çok istiyorum. Para endeksli konuşmuyorum. Ama faydam olacağına ve bu ülkenin karamsarlığında insanların yüzünü güldüreceğime inanıyorum. Mesela akşam haberlerinden sonra olsa iyi olurJ Mutlaka bu eğlenceli bir program olacak ama boş ve insanlara hiçbir şey vermeyen bir program olmaz. Ben zaten öyle bir şey yapamam. Sığ bir iş yapamam. Hayata dair doneleri olan bir iş yaparım mutlaka. Eğlencenin içine onu yedirebilmek önemli… Mesela; “burnunu niye yaptırdın, ne zaman evleneceksin, kasetinde kimler var” programları bana göre değil. Sohbet programı yapmak istiyorum. Çünkü ülkede sohbet etmeyi bilen insanların çok az olduğunu düşünüyorum.

Yasemin Pulat: Peki son soru? Soruları sevdiniz mi?

Nilgün Belgün: Süper. İki kadın oturduk sohbet ettik sanki. Çok hayatın içinden bir röportaj oldu. Kadınlara yönelik bir röportaj oldu çoğunlukla. Kadınları tanımak için erkeklerin kadın röportajlarını okuması lazım. Bir kadını çözmek çok zordur. Hiçbir erkek bunu başaramaz, başaramayacak da. Hiç olmazsa bu tür röportajları okuyarak kadınları daha iyi tanımaya gayret etsinler ki mutluluğun yolunu bulsunlar.

Yasemin Pulat: Bizi çözme şansları yok mu gerçekten?

Nilgün Belgün: Yok. Maalesef. Onlar bizi çözemezler. Kadın çok karmaşık bir varlık. Çözemezler. Kadın isterse bin bir surat olur. Hangi suratı çözeceksin, hangi kimyayı çözeceksin... Bakma ben çok açık bir kadınım. Beni çözmek daha kolay ama yine de duygularımı çözemezler. Şimdi erkek diyor ki, tamam bu kadın böyle, çok açık, çok güçlü, çözdüm ben bunu. Ama dışarıdan görünmeyen bir duygusallığım vardır benim. Onu çözemez.

Yasemin Pulat: Beni sevdiniz mi?

Nilgün Belgün: Sevdim tabi. Çok eğlenceli bir sohbet oldu bir kere.

Yasemin Pulat: Tamam o zaman. Ben de sizi çok sevdim. Pastalar ve sohbet için teşekkür ederimJ