BIST 10.159
DOLAR 32,11
EURO 35,15
ALTIN 2.468,93
HABER /  GÜNCEL

Merve Kavakçı ve milli irade gerçeği

Bugün milli iradeyi dilinden düşürmeyenler Merve Kavakçı olayında neredeydiler?

Abone ol

Oktay SAĞLAM
İNTERNETHABER.COM- YSK tarafından vekiliği düşürülen Hatip Dicle krizi turnusol kağıdı gibi. Renk değiştirenleri ibretle izliyoruz. Ortalık demokrasi havarilerinden geçilmiyor.

Milletvekili seçilen ancak hakkındaki davalar nedeniyle TBMM'ye giremeyenler için milli irade kavramı hatırlandı. "Göz yaşartan" bir hak ve hürriyet arama mücadelesi can siperane bir şekilde sergileniyor. Seçilmişlerin iradesine saygı isteniyor.

Hükümete çağrı üstüne çağrı yapılıyor. Feryatlara, çığlıklara, taleplere "kulak verin" sesleri koro halinde yükseliyor.

Hak ve hukuka duyarlı insanların bolca yaşadığı bir ülkede yaşadığımız hatırladık. Bizden başka insanların da var olduğunu farkettik. YSK kararıyla hümanist duygular coştukça coştu.

Peki Merve Kavakçı'yı hatırlayan oldu mu? Bugün "milli irade" diyenler o günlerde hücum kıtasının birer neferleriydiler.  Kavakçı tutuklu ya da hükümlü de değildi üstelik.

En büyük "kusuru" başörtüsüydü. Resmen güç kullanarak kürsüyü işgal edip yemin ettirmemişlerdi ona.

Tribünleri dolduran taraftarlar gibi tezahürat yapıyorlardı. Kavakçı'ya "dışarı dışarı" diye alkışla tempo tutanları büyük bir memmuniyetle izlediler. 

Bülent Ecevit "Bu kadına haddini bildirin" dediğinde zevkten dört köşe olanlar, bugün milli iradeyi ağzına sakız yapmakta sakınca görmediler.

Sonrası da felaketti. "Vebalı" muamelesi yapıldı, yurt dışına çıkış yasağı konuldu. Dönemin DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'in gece evine yaptığı baskın unutulmadı.

Evliliği masaya yatırıldı, sahtekarlığı gündeme getirildi. ABD ajanlığıyla suçlandı 28 Şubat'ın o sert ikliminde. Medyanın vazgeçilmez hedef tahtasıydı.

İzin almadan ABD vatandaşlığına geçtiği gerekçesiyle Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Ardından da TBBM tarafından vekilliği düşürüldü.

Çok değil 11-12 yıl önce yaşandı bunlar. Yaşananlardan "Ders alındı mı" denirse hayır demek yanlış olmaz. Kocaman bir soru işaret zihminizde halen asılı duruyor. "Bugün ona yarın sana" ilkesi hiç geçerliliğini yitirmedi bu topraklarda. Bugün ağlayanlar dün gülüyordu çünkü.

O halde yeni Anayasa artık olmazsa olmazdır. "Derin ve tehlikeli sularda" bizlere atılan can simidinden artık farkı yoktur. "Kendisi için değil herkes için demokrasi" ilkesiyle yola çıkılacak Anayasa ile tartışmalara son nokta konulacaktır.

Zaman "ortak dil" kurma zamanıdır. Günübirlik siyaset ile yola çıkanlar yine 10 yıl sonra bugün olduğu gibi şikayet etmeye hakkı olamayacak.