BIST 10.159
DOLAR 32,22
EURO 35,07
ALTIN 2.472,20

Melih Gökçek mi, Murat Karayalçın mı?

TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar'ın "Kim bir gram fazla hizmet ederse o seçilsin" sözü, herkes için geçerli... Hangi partiden olursa olsun, hangi görüşten olursa olsun, yeter ki hizmet etsin...
Halkın beklentisi de bu!
Erdoğan Bayraktar ismi İstanbul'da çok sık telafuz ediliyor. Ne yana dönsem, İstanbul'a hizmet edecek kişiler arasında Bayraktar'ın ismi öne çıkıyor. Bu demektir ki, TOKİ Başkanı bir gram değil, kilolarca fazla hizmet yapmış... Ama İstanbul'a aday gösterilir mi bilmiyoruz. Kendisinin de böyle bir talebi yok zaten...
Ankara'ya gelince...
Karayalçın'la ayaküstü sohbet imkanı buldum önceki gün... Etrafı hayli iddialı olsa da, ne yalan söyleyeyim ben Murat Bey'i çok endişeli buldum. Hiç rahat değil! Dinliyor ama aklı başka yerde. Bir arıza var sanki. O arıza giderilmezse, DYP-ANAP birleşmesi benzeri bir kopma yaşanabilir. Ne olduğunu bilmiyorum, Ankara'da öyle bir hava var.
Melih Gökçek cephesinde ise, hummalı bir çalışma var. Melih Bey'le iki saati aşkın bir görüşme yaptım... Gördüğüm manzara şu; Gökçek seçim kaybedecek gibi çalışıyor.
Kurmayları da...
-Endişeniz var mı?
-Kesinlikle yok!
-...?
-Ama rakibimizi hafife almak, laubali davranmak, şımarıklık yapmak asla yok... Rakibimize yenilecekmişiz gibi çalışıyoruz. 29 Mart'a kadar öyle devam edeceğiz.
Gökçek iddialı da:
-Bu çalışmamızın sonucunda, Allah izin verirse, CHP'ye yüzde 20 veya 25 fark atarız... Geçen seçime göre, yaklaşık 450 bin daha fazla oy alabileceğimizi tahmin ediyorum.
Karayalçın'la Gökçek'i karşılaştırdığımızda, Melih Bey'in İnternet'le başı daha fazla hoş... Karayalçın'ın İnternet'e ayıracak fazla zamanı yokmuş. Ama Gökçek, fırsat buldukça İnternet'e giriyor, yazıyor, araştırıyor, bilgi alıyor..
Birkaç gün önce Gökçek'in "tık sevinci"ni yazdım ya... Ben daha ağzımı açmadan Gökçek lafa girdi:
-Doğru yazmışsınız, biz belediye başkanları İnternet'in nimetlerinden yeteri kadar faydalanmayı bilmiyoruz. Oysa orası bir derya... Ben seçimde İnternet'ten çok istifade edeceğim...
Özetlersek... Ankara'da hava Melih Gökçek'ten yana esiyor. Karayalçın cephesi ancak sürpriz yapabilir... O yüzden, benimle iddiaya girecek kadar kendini kaybeden bazı Karayalçın taraftarlarına, şimdiden geçmiş ola diyorum...
Ha bu arada, Melih Gökçek bir kez daha Ankara'nın tapusunu eline almak isterken, gelecek seçimler için şimdiden kapıları kapatıyor:
-Bu son olur büyük ihtimalle...
-Israr olursa...
-Teşekkür ederim...
Siyasette 1 saat bile çok uzun süre... Bakalım Melih Gökçek günü geldiğinde teşekkür edip köşesine çekilecek mi? Bekleyip göreceğiz...

CHP'nin çarşaf açılımı iş yapar mı?
CHP'nin "çarşaf açılımı"nı Mehmet Ağar'ın "Düz ovada siyaset"ine benzetiyorum ben. İyi niyet var fakat bu açılım tutmaz. Mehmet Ağar'ın "Düz ovada siyaset" çıkışı nasıl tutmadıysa, Baykal'ın "çarşaf açılımı" da tutmaz, tutmayacaktır.
Neden?
Deniz Bey tıpkı Mehmet Ağar gibi geç kaldı çünkü...
Ağar da seçime kısa bir zaman kala, önce şehit cenazeleri üzerinde siyaset yaptı, sonra bir iki gazetenin gazıyla, "Düz ovada siyaset" diye tutturdu.
Güneydoğu halkı, o zaman "Düz ova siyaseti" için "geçmiş olsun" demiş, Ağar'ın bu sözle kendilerini pek etkilemediğini söylemişti.
Yanlış anlaşılmak istemem, ben bu açılıma karşı değilim, hatta destek veriyorum. Ama biliyorum ki, bu açılım pek fazla işe yaramayacak. Bir başka deyişle, "çarşaf açılımı" önümüzdeki yerel seçimlerde Deniz Baykal'ı kurtarmaya yetmeyecek.
Muhafazakar kesim bildiğini okuyacak yine. Seçim vakti gelip çattığında, oyunu eskiden kime verdiyse 29 Mart'ta da o partiye verecek. Bugüne kadar her şartta Baykal'a katlanmak zorunda kalanlar ise, "çarşaf açılımı"na inat, ya sandık başına gitmeyecek, ya da DSP'yi tercih edecek.
Özeti şu:
"Çarşaf açılımı" doğru bir çıkış... Ama yerel iktidarı Baykal'a yar etmeye yetmeyecek. "Çarşaf açılımı"nın tek faydası olacak belkide; Baykal siyasete veda ederken, "hayırlı bir iş " yapmış olarak gidecek.
Dik durabilirse tabii...