BIST 9.080
DOLAR 32,34
EURO 35,12
ALTIN 2.310,20
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Kurtulmuş'un şikeli dediği o seçim

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 1946 seçimlerinin şikeli olduğunu açıkladı.

Abone ol

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "1946 seçimleri milletin demokrasiye geçişini çok arzulayan bir mücadelenin başlangıcıydı. Ama o seçimler bir şike seçimiydi. Millet oy verdi. Sandıktan başka bir sonuç çıktı. Açık oy gizli tasnif yapıldı. Jandarma geldi sonuçları bir çuvala koyup sırtlarına yükleyip götürdü” dedi.

Kurtulmuş, Çatladıkapı Nikah Sarayı’nda AK Parti Fatih İlçe Teşkilatı danışma meclisi toplantısına katıldı. Türkiye’de ilk çok partili seçimin 1946'da yapıldığını hatırlatan Kurtulmuş, "Sonuç ne çıktıysa tam tersi geldi. Ama buna rağmen 1946 seçimlerini Türkiye demokrasisinde önemli bir tarih olarak görmemiz gerekiyor. Çükü millet bir hazırlık yaptı. Millet statükoyu şöyle bir sarstı. Ben demokratik sistemi kurabilirim ve bu yönetimi bu ceberut yönetimin elinden alabilirim diye salladı. 1950’de de iktidara geldi. Çok şükür ki millet bu sistemi değiştirdi. Ve çok şükür ki millet her fırsatını bulduğunda doğru istikameti seçti. Eğer Türkiye’de böyle bir demokrasiyle karşı karşıya kalmasaydı Türkiye’nin değişim dönüşümleri Arap Baharı’ndan çok daha kötü olabilirdi” diye konuştu.

Çok partili hayatın iki temel sonucu olduğunu belirten Numan Kurtulmuş, "Millet iki temel nedenden dolayı oy kullanıyor. Bunlardan bir tanesi askeri vesayete karşı kimi görürse ona oy vermek için. İkinci nedeni ise, askeri vesayetin uzantısı olarak gördüğü, Türkiye’de bu vesayetin sivil ayağı olarak gördüğü Cumhuriyet Halk Partisi’ni (CHP) ve zihniyetini bu iktidara taşımamak için oy kullanıyor. 1950’de Menderes’e oy verdi. Menderes’in devamı olarak sandığı partiye oy verdi. 1980'de ihtilalci komutan sakın Özal’a oy vermeyin diyor. Millet Özal’ı yüzde 43 ile iktidara getiriyor. 27 Nisan’da muhtıra veriliyor. Siyasete müdahale ediliyor. Halk her zaman askeri vesayete karşı çıkan partilere oy verdi” şeklinde konuştu. 

MİLLETİN ÇOCUKLARI SİYASET SAHNESİNE ÇIKTI

'Milletin çocuklarının' siyaset sahnesine çıktığını ve bu çocukların sahneden bir daha inmeyeceğini söyleyen Kurtulmuş, “Seçimden önce de ifade etmiştim şimdi de ifade ediyorum. Türkiye’deki tüm partileri kapatsanız, milletin önüne sandığı koysanız ve CHP tek başına seçime girse bile alacağı oyun yüzde 30’dan olması mümkün değildir. CHP’de çok değerli, başarılı insanlar var fakat mevcut statükodan dolayı bu insanlar da bir şey yapamıyor. CHP milletin durduğu yerde durmadığı için iktidar olamıyor. Onun için CHP nerede durursa halk onun karşısındaki partide kalıyor” ifadelerini kullandı. 

SOYLU AİLELER ÇOCUKLARIN FRANSIZ MÜREBBİYELERİNİN ELİNDE YETİŞTİRDİ

Osmanlı’nın sonlarına doğru siyasi mücadelenin batı ekseninde ilerlediğini kaydeden Kurtulmuş, "Cumhuriyetin ilk yıllarında Batı gelişti, öne çıktı. Bizler de Batı’dan ne varsa onu alalım dedik. Batı’da olan biteni alırsak adam oluruz düşüncesi hakimdi. Modernist, CHP, İttihat Terakki, Jön Türk zihniyetiydi. Bunlar millete tepeden bakarak milletin değerleriyle tezat içerinde yeni bir dünyayı kurmaya çalışıyordu. Kötü niyetli adamlar değildi ama kurtuluşu mutlak batıya teslim olarak görüyorlardı. Önce kılık kıyafetten başlandı. Osmanlı döneminde papyonlar takarak başladı. Güçlü, soylu aileler çocuklarını Fransız mürebbiyelerin elinden yetiştirdi. Bu memlekette 1950’ye kadar Radyo Televizyon Kurulu radyolarında Safiye Ayla’yı, Sadettin Kaynar’ı dinlemek yasaktı. Şimdi birileri çıkıyor bu arabesk müzik nereden çıktı diyor. Sana ne kardeşim nerden çıkıysa çıktı. Bu millet değer veriyor, seviyor mu? Değer veriyorsa sen dinleme. Kim ne dinlemek isterse onu dinlesin. Buradaki mantık başka bir mantık, bu milleti adam edeceğiz müziğini değiştireceğiz mantığıdır” dedi.

28 Şubat sürecinde de milletin ciddi sıkıntılar çektiğini aktaran Numan Kurtulmuş, “Eski bir Cumhurbaşkanı bir senfoni dinletisinden sonra, ‘İşte çağdaş Türkiye’ diyor. Çağdaşlığı görüntüde anladılar. Zarfı değiştirirsek adam olur diye düşündüler. Aynı dönemde Japonlar da batıya gittiler fakat Japonlar nasıl fabrika kurulduğunu nasıl köprü yapıldığını öğrendi. Bizimkiler ise sol elle yemek yemeyi öğrendiler. Akşam yemeğinde kırmızı şarabın, öğlen ise beyaz şarabın içilmesi gerektiğini öğrendiler. Milletin çocukları sahneye çıktı ve milletin çocukları artık bu sahneden inmeyecek” diye sözlerini noktaladı.