BIST 9.717
DOLAR 32,53
EURO 34,92
ALTIN 2.437,91
HABER /  GÜNCEL

Kilis'te ne oluyor? Uzmanlardan kritik uyarılar!

Kilis'e düşen roketatar mermileri ne anlama geliyor? Güvenlik uzmanları ve analistler yaşananları yorumladı.

Abone ol

Türkiye'nin gözü kulağı Kilis'te... Dün düşen roketatar mermileri nedeniyle 5 kişinin yaşamını yitirdiği Kilis bugün yeniden ayakta. Kilis'e bugün de roketler düştü. Peki bölgede ne oluyor? Güvenlik uzmanları ve analistler yaşananları yorumladı.

Emekli binbaşı Metin Gürcan tehlike uyarısında bulunuyor: "Kapasiteleri şu anda el yapımı modifiye edilmiş Katyuşalar ile sınırlı. Bunlar güdümlü değil ve menzili sınırlı. Ama ya bu kapasitelerini daha da artırırlarsa? Ya daha güçlü silahlara kavuşurlarsa? Benim tahminim bu gruplar kimyasal, biyolojik silah vb. takılabilecek roket sistemleri elde ettikleri vakit kullanmaktan çekinmezler.

Özel Kuvvetler bünyesinde görev yapmış emekli binbaşı, çatışma süreçleri, terörizm, ayaklanma ve karşı koyma üzerine çalışan Metin Gürcan,  Kilis'e düşen roketlerin ileride karşılaşılabilecek daha ciddi saldırıların işareti olduğuna dikkat çekti. Gürcan,son haftalarda iyice yoğunlaşan ve can kayıplarına neden olan roket saldırılarının nedenini şöyle açıkladı:

Öncelikle kullanılan silaha bakalım. Bunlar menzili 18-20 km olan Katyuşka roketleri. Ancak bildiğimiz türden roketler değil. El yapımı modifiye edilmiş, mobilize hale getirilmiş silahlar. Yani basit, taşınabilir ve kolayca kullanılabilir düzeydeler.

PEKİ BU NE ANLAMA GELİYOR?

Bu roket ateşlendikten sonra bizim radarlar bunun nereden atıldığını tespit edebiliyor. Ve ardından Fırtına Obüsleri ile misilleme yapılıyor. Ancak bu roketler taşınabilir olduğundan ateşleyenler çabucak yer değiştirebiliyor. Bir evin balkonundan, çatısından veya bahçesinden çok rahat atılabiliyor.

Dolayısıyla siz top atışı ile yaptığınız misillemede caydırıcılık sağlamanız zor oluyor.

Burada amaç ne? Bunu iyi tespit etmek lazım. Bana göre bu saldırıların altındaTürkiye'yi Suriye'ye çekme amacı var. Türkiye bir NATO üyesi. Dolayısıyla NATO üyesi bir ülkeye başka bir ülkenin sınırları içinden saldırı düzenleniyor. Bu durumda askeri güç kullanımı meşru oluyor. Bu doğru ama kime karşı kullanılacak bu güç?

Çünkü roketlerin kim tarafından atıldığı hala tam net değil. O bölge çok karışık. YPG ve IŞİD sürekli çatışıyor. Ama onlar da şemsiye örgütler. Yani altlarında çok fazla grup var. Bunun tespiti buradan zor. Dolayısıyla misilleme yapacak bir muhattabı şu konumda tespit imkansız. 

O zaman yapmanız gereken şu: Sınıra çok yakın kentlerinizi, Kilis'i veya Nusaybin'i korumanız için sizin de sınırötesi bir istihbarat, keşif gerekirse devriye görevi yürütmeniz lazım. Böylece daha nokta atışı tedbir almanız kolaylaşır. Yani daha proaktif bir mücadele gerekiyor.

DAHA TEHLİKELİ BİR BOYUTU VAR

Benim gözlemlediğim daha tehlikeli bir boyut var. O da bu roketleri atanların kapasite ve niyetine dair.

Yani kapasiteleri şu anda el yapımı modifiye edilmiş Katyuşalar ile sınırlı. Bunlar güdümlü değil ve menzili sınırlı. Ama ya bu kapasitelerini daha da artırırlarsa? Ya daha güçlü silahlara kavuşurlarsa? Benim tahminim bu gruplar kimyasal, biyolojiksilah vb. takılabilecek roket sistemleri elde ettikleri vakit kullanmaktan çekinmezler. 

Kapasitelerini artırdıkları oranda saldırılarını da artırırlar. Özetle kapasite şu anda sınırlı ama niyet çok kötü.Nitekim ABD'nin İncirlik'teki askerlerin ailelerini tahliye etmesi bu ihtimal yüzünden. Onlar da ileride bu grupların bu tür silahlar kullanabileceğini düşünüyorlar.

DAİŞ’E YÖNELİK OPERASYON TAKVİMİ ÖNE ÇEKİLİYOR

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş: “Daha önce de benzer durumlar yaşansa da sınır hattı boyunca isabet eden top mermileri ve roketlerin sayısında son zamanlarda bir artış söz konusu. Bunun en temel sebebi özellikle Azez-Savran 'dan El-Rai'ye kadar olan bölgede Türkiye'nin desteklediği muhalif gruplarla DAİŞ arasındaki çatışmaların artmasıdır. Türkiye'nin muhaliflere Obüs atışlarıyla destek verdiği bu çatışmalarda DAİŞ bazı köyleri kaybetmiş, El-Rai gibi bazı noktaları da kaybettikten sonra geri ele geçirmişti. An itibariyle Türkiye-Suriye sınırına metrelerle ifade edilebilecek bir yakınlıkta gerçekleşen yoğun çatışmalar sebebiyle DAİŞ'in menzilinde bulunan başta Kilis olmak üzere bazı sınır şehirleri bu çatışmalardan etkilenmektedir. Türkiye'nin DAİŞ'ten temizlenmiş bölge operasyonuna açık olarak destek vermesi sebebiyle DAİŞ roket atışlarını Türkiye'ye de isabet etmelerinden çekinmeyerek daha gelişigüzel bir şekilde yapmakta. 

Son yaşananlar ABD'yle veya ABD'siz, Azez'in hemen doğusundan başlamak üzere Cerablus'a kadar yayılacak ve uzun süredir konuşulan DAİŞ'e yönelik operasyonun da takviminin öne çekilmesine ve sürecin hızlandırılmasına sebep olacaktır. Suriye sınırı boyunca yaşanan çatışmaların geldiği boyut, Türkiye'nin kendi topraklarının güvenliği için sınır ötesi bir takım inisiyatifler almasını da gerekli kılmaktadır. Bu sebepten Türkiye'nin önümüzdeki süreçte sınır şehirlerinin güvenliğini sağlamak için ön alıcı bir takım sınır ötesi operasyonları- ki bunların çok büyük kısmı mezkur bölgedeki yerel unsurlara verdiği desteği artırma yoluyla gerçekleşecektir- yapacağını ön görmek mümkündür.” 

GÜVENLİ ALANLAR SAĞLANMALI

Uluslararası Ortadoğu Barış Araştırmalar Merkezi Başkanı Doç. Dr. Veysel Ayhan:

“Bu sorun, insani alanda da ciddi sonuçlar doğruyor. Kilis’e veya diğer illere gelen bu insanlar savaş ortamından kaçıp gelmiş. İhtiyaçları, devletin yanı sıra oradaki vatandaşlar tarafından karşılanıyor. Bu türden olayların, özellikle geçici koruma altındaki sivillere olması oldukça önemli. Bu insanları korumak için ciddi bir çaba harcamak gerekir. Daha güvenli alanların oluşması için bir takım tedbirler alınmalı.”