BIST 10.919
DOLAR 42,53
EURO 49,63
ALTIN 5.776,65
HABER /  GÜNCEL

Kerem Albayrak’tan Ulusal Dijital Egemenlik İçin Yol Haritası

17 Mayıs 2025 – Dijital çağda devletlerin egemenlik tanımı, sadece fiziki sınırlara değil, aynı zamanda dijital alanlara da dayanmaktadır. Bu yeni gerçekliğe uyum sağlamak adına, Kerem Albayrak tarafından önerilen biyometrik temelli dijital kimlik sistemi, Türkiye’nin dijital güvenlik politikasında yeni bir dönemi temsil etmektedir.

Abone ol

Albayrak’ın sistem önerisi; devlet onaylı dijital kimliklerin, biyometrik doğrulama yöntemlerinin ve kayıtlı cihaz kullanımının bütünleşik olarak uygulanmasını öngörmektedir. Bu yapı, dijital ortamdaki tüm kullanıcı hareketlerini gerçek bireylerle ilişkilendirerek ulusal güvenliği destekleyici bir mekanizma işlevi görecektir.

Dijital Anonimlik: Yeni Nesil Güvenlik Açığı

Albayrak, dijital anonimliğin hem bireysel hem de kolektif düzeyde ciddi bir güvenlik açığı oluşturduğunu belirtmektedir. Akademik yayınlara ve uluslararası analizlere göre, siber suçların önemli bir kısmı kimliği belirsiz dijital hesaplar üzerinden gerçekleşmektedir. Cyberpsychology Journal ve Chainalysis gibi kaynaklar bu konuda net veri sunmaktadır. Ayrıca Birleşmiş Milletler raporları, dijital platformların yasa dışı örgütlerce propaganda ve örgütlenme aracı olarak kullanıldığını göstermektedir.

Kerem Albayrak’tan Ulusal Dijital Egemenlik İçin Yol Haritası - Resim: 0

Türkiye İçin Entegre Denetim Modeli

Kerem Albayrak’ın öngördüğü modelin üç temel bileşeni vardır:

Dijital Kimlik: Devlet onaylı dijital kimlikler, internet servis sağlayıcılarıyla entegre çalışacak şekilde düzenlenecek ve tüm bireysel erişimlerin merkezine yerleştirilecek.

Biyometrik Doğrulama: Finans, kamu hizmetleri ve sosyal platformlarda biyometrik doğrulama, erişimin temel şartı haline gelecek.

Cihaz Kaydı: Cihazlar bireylerle eşleştirilecek ve bu kayıt sistemi üzerinden cihazın güvenli bağlantıya uygun olup olmadığı kontrol edilecek.

Bu yapı, Kerem Albayrak’a göre yalnızca dijital suçları azaltmakla kalmayacak; aynı zamanda Türkiye’nin dijital egemenliğini uluslararası düzlemde tanımlayan bir sistem haline gelecektir.