BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  POLİTİKA

Kapatılma davası gerekçesi

Anayasa Mahkemesi'nin, AK Parti'nin kapatılması istemiyle açılan davaya ilişkin gerekçeli kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Abone ol

Anayasa Mahkemesi'nin, AK Parti'nin kapatılması istemiyle açılan davaya ilişkin gerekçeli kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı. Mahkeme, AK Parti hakkındaki kapatma davası kararının esas gerekçesini Hazine yardımının kısmen kesilmesi kararına dayandırdı. AKP'nin kapatılması yönünde oy kullanan üyeler ise muhalefet şerhi yazdı.

AK PARTİ  DİĞERLERİNİN DEVAMI

770 sayfalı gerekçeli kararda Refah ve Fazilet Partisi örnekleri verildi. AKP'nin de bu partilerin devamı olduğuna dikkat çekildi.

Gerekçeli kararda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın türban ile ilgili açıklamaları yer aldı. Yine Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Egemen Bağış'ın açıklamaları da yer alıyor.

HAZİNE YARDIMININ KESİLMESİ TEHLİKEYİ ÖNLEYEMEZ

Gerekçede "AKP'nin eylemleri anayasal düzenin meşruiyetini sorgulatabilir" deniliyor.

Karşı oy gerekçesinde Şeriat düzenini getirme nitelemesinin ölçüsüz bir yaklaşım olduğu belirtiliyor.

Kararda Hazine yardımından mahrumiyetin tehlikeyi önleyemeyeceği belirtildi.

GÜLEN OKULARININ ZİYARETİ

Gerekçeli kararda Fethullah Gülen okullarının ziyaret edilmesi de yer aldı.

"Üniversiteye girişteki katsayı sorununu konuşmak ve çözüm önerileri getirmek laikliğe aykırı değildir" denilen gerekçeli kararda AKP'nin şiddetle ilişkilendirilme gayretinin abesle iştigal olduğu, yine AKP'yi  “hoşgörüsüzlükle” itham etmenun ise gülünç olduğu belirtildi.

"AK Parti hükümetlerinin dış politikası ile laiklik ilkesi arasında bir ilişki kurulması yanlıştır" denilen kararda, AKP'nin iddia makamına verdiği cevapların hukuki olduğu belirtildi.

AK PARTİ'NIN ILIMLI İSLAM PROJESİ YOKTUR

"AK Parti’nin ılımlı islam projesi yoktur" denilen açıklamada anayasal sistemi din kurallarına dayalı bir rejime dönüştürmek gibi bir amacı ve çalışmasının da olmadığı kaydedildi.

Gerekçeli kararda AKP'nin tüzüğünde laikliğe aykırı bir ibarenın saptanmadığı da ifade edildi.

Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararında, "Dinin ve dinsel duyguların istismarı nedeniyle laikliğe aykırı görülen davalı parti eylemlerinin toplumu devlete ve siyasete yabancılaştırması yoluyla demokratik işleyişi engelleyebileceği ve anayasal düzenin meşruiyetinin sorgulanmasına yol açabileceği inkar edilemez" ifadesi kullanıldı.

TOPLUMSAL TALEPLERİ BARIŞÇI YOLLA ÇÖZME GİRİŞİMİ NEDENİYLE PARTİ KAPATILAMAZ

Gerekçeli kararda, demokratik rejimin tüm kurum ve kurallarıyla özümsendiği ülkelerde demokratik ilkelere aykırı bir amaç taşımadığı ve şiddeti teşvik edip araç olarak kullanmadığı veya demokrasiyi ve demokraside tanınan hak ve özgürlükleri yok etmeyi amaçlayan bir siyasi partiye dönüşmediği sürece siyasi partilerin kapatılmasına olur verilmediği gözetildiğinde, çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkma hedefini esas alan Anayasa'da da siyasi partilerin salt düşünce açıklamaları ile siyasi faaliyet özgürlüğünün doğası gereği toplumsal talepleri barışçı yollarla ve hukuksal düzenlemelerle karşılama çabaları nedeniyle partilerin kapatılmasının zorunlu görülmesi Anayasa ile bağdaşmayacağı vurgulandı.

Özgürlükçü demokratik bir siyasal düzen öngören Anayasa'nın olası hukuksal düzenleme ve idari işlemlerin yargısal denetiminin koşullarını ve kurumlarını yaratmak suretiyle, hukuksal yollardan kaynaklanabilecek tehditleri engellediği vurgulanan şöyle denildi:

LAİKLİK TANIMI

"Anayasa'nın 2. maddesinde öngörülen laik Cumhuriyet ilkesi, egemenliğin ulusa ait olduğu, ulusal irade dışında herhangi bir dogmanın siyasal düzene yön vermesi olanağının bulunmadığı, hukuk kurallarının dinsel buyruklar yerine demokratik ulusal talepler esas alınarak aklın ve bilimin öncülüğünde kabul edildiği, çoğunluk ya da azınlık dinine, felsefi inançlara veya dünya görüşlerine mensup olup olmadıklarına bakılmaksızın, din ve vicdan özgürlüğünün ayrımsız ve ön koşulsuz olarak herkese tanındığı ve anayasada öngörülenin ötesinde herhangi bir sınırlamaya tabi tutulmadığı, dinin kötüye kullanılmasının ve sömürülmesinin yasaklandığı, devletin tüm işlem ve eylemlerinde dinler ve inançlar karşısında eşit ve tarafsız davrandığı bir cumhuriyeti öngörmektedir."

Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) birçok kararında ayrıntılı olarak açıklanan ve çağdaş demokrasilerin ortak değeri olan laiklik ilkesi düşünsel temellerini Rönesans, Reformasyon ve aydınlanma döneminden aldığı belirtilen kararda, şöyle devam edildi:

"Laiklik, ulusal egemenliğe, demokrasiye, özgürlüğe ve bilime dayanan siyasal, sosyal ve kültürel yaşamın çağdaş düzenleyicisidir. Bireye kişilik ve özgür düşünce olanaklarını veren, bu yolla siyaset-din ve inanç ayrımını gerekli kılarak din ve vicdan özgürlüğünü sağlayan ilkedir. Dinsel düşünce ve değerlendirmelerin geçerli olduğu dine dayalı toplumlarda, siyasal örgütlenme ve düzenlemeler dinsel niteliklidir. Laik düzende ise din, siyasallaşmadan kurtarılır, yönetim aracı olmaktan çıkarılır, gerçek, saygın yerinde tutularak kişilerin vicdanlarına bırakılır. Dünya işlerinin laik hukukla, din işlerinin de kendi kurallarıyla yürütülmesi, çağdaş demokrasilerin dayandığı temellerden biridir.

Laikliğin bu işleviyle toplumsal ve siyasal barışı sağlayan ortak bir değer olduğu açıktır. Bireylerin özgür vicdani tercihlerine dayanan ve sosyal bir kurum olan dinler, siyasal yapıya egemen olmaya başladıkları veya ulusal irade yerine siyasal yapının hukuksal kurallarının meşruiyet temelini oluşturdukları anda toplumsal ve siyasal barışın korunması olanaksızlaşır.

Hukuksal düzenlemelerin katılımcı demokratik süreçle ortaya çıkan ulusal irade yerine dinsel buyruklara dayandırılması, birey özgürlüğünü ve bu temelde yükselen demokratik işleyişi olanaksız kılar. Siyasal yapıya egemen dogmalar öncelikle özgürlükleri ortadan kaldırır. Bu nedenle çağdaş demokrasiler, mutlak hakikat iddialarını reddeder, dogmalara karşı akılcılıkla durur, dünyayı dünyanın bilgisiyle açıklayabilecek toplumsal ve düşünsel temelleri yaratır, din ve devlet işlerini birbirinden ayırarak, dini siyasallaşmaktan ve yönetim aracı olmaktan çıkarır."