BIST 10.248
DOLAR 32,25
EURO 34,67
ALTIN 2.400,12

İnternet Medyası çok mu masum, bizim günahlarımız yok mu?

.

Çuvaldızı biraz da kendimize batıralım. 20 gazetenin yayımladığı deklarasyondaki dil çirkin, üslup kötü.. 

Peki bizim çirkinliklerimiz...

Biz gazetelerle mi yarışıyoruz, yoksa kendimizle mi?

Ya da şöyle sorayım!

Biz gazetelerden mi copy-past yapıyoruz, yoksa birbirimizin haberlerini mi alıp alıp sitelerimize posta pulu gibi yapıştırıyoruz? 

Hangisi?

Daha çok birbirimizin haberlerini çalıyoruz maalesef.

Bir tek haber mi?

Sitemizdeki künyeyi bile çalanlar oldu.

Şu anda Türkiye'de binlerce İnternethaber var dersem yeridir!

Çünkü tasarımlarımız da çalınıyor.

                                    ***

Gülüp geçiyoruz bunlara...

Gülüp geçiyoruz da...

Ağlanacak haldeyiz aslında! 

                                          *** 

Gazetecilik adı altında, gazetecilik ilkelerini yerin dibine sokan, aldığı üç kuruş karşılığında sabahtan akşama kadar küfürname yazan nice şarlatanlar var içimizde.

Deklarasyoncu kimi genel yayın yönetmenleri tarafından kiralanan şarlatanlar!

Müptezelin biri, elinde bir bilgisayarla gazetecilik yapıyor (!) mesela.

İftira gırla..  

Küfür ve hakaretin hesabı yok...

Yargı diyeceksiniz!

Yeri belli değil, yurdu belli değil, kimin çocuğu,neyin nesi bilinmiyor.

İnternet Medyası'nın itibarlı olabilmesi için, kimi genel yayın yönetmenleri tarafından beslenen bu şarlatanların lağam çukurundaki yerine geri gönderilmesi gerekiyor. Çünkü adımızın kirletilmesinde bu şarlatanların payı gerçekten çok büyük! 

Ne de olsa kiralık!


                                   *** 

1 Ekim deklarasyonu İnternet Medyası için büyük bir fırsat aslında.

O fırsatı iyi değerlendirmek gerekiyor!

Dün de belirttiğim gibi, bizim matbaa sorunumuz yok, kağıt sorunumuz yok, dağıtım sorunumuz yok. Tek yapmamız gereken insana yatırım yapmak ve editoryal yapımızı güçlendirmek. 

Bunu yaparsak, işte o zaman gazetelerle yarıştan söz edebiliriz.

Gazetelerden almak yerine birbirimizin haberlerini çalarsak, arpa boyu yol alamayız.  Gece editörü çalışacak, gündüz editörleri gelip hazır olan her şeye konacak.

Yok böyle bir şey arkadaşlar.

Farkında mısınız bilmiyorum!

Hepimiz iftira atan bir sitenin kuyruğuna takılıp gidiyoruz zaman zaman. O sitenin işlediği suçu işliyoruz. Yargı devreye girince, Ahmet Arslan'ın da dediği gibi, mazaretimiz "bu haberi başka siteden aldık" oluyor!

Hiç olur mu böyle bir şey!

                                   ***

İnternet Medyası, Türkiye'de henüz istenilen noktada değil. Reklam gelirleri beklentilerin çok çok altında. Buradan yazmak kolay, insana yatırım olabilmesi için reklam gelirinin olması gerekiyor haklısınız!

Yıllardır sorunlu olmaktan çıkmak için çırpınıyoruz.

Sorumlu birer yayıncı olabilmek için,çalmadık kapı bırakmadık.

Devam...

Bu işin peşini bırakmayacağız.

Bırakmayalım!

Ama önce evimizin etrafını bir güzel temizleyelim!

Ne gazeteden, ne de başka bir siteden...

AA'ya aboneyiz, İHA'ya yine öyle.

DHA-CHA ve diğer ajanslar.

E hadi biraz da biz çalışalım deme vakti gelmiştir!

Aksi takdirde, yeni bir deklarasyon kapıda!