BIST 9.722
DOLAR 32,53
EURO 34,92
ALTIN 2.424,56
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

İmamoğlu: Erdoğan'ı İBB'de ağırlayacağım

CHP Adayı Ekrem İmamoğlu, TRT Haber'de soruları cevapladı. Millet iradesine herkesin saygı duyması gerektiğini söyleyen İmamoğlu, Ordu'daki skandalla ilgili bir kez daha hakaret iddialarını yalanladı.

Abone ol

CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, pazar gününe kadar hakkında neler söyleneceğini bildiğini ifade ederek bunların hepsinin pazartesi günü unutulacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan için "muhtar bile olamaz" sözlerini hatırlatan İmamoğlu, millet iradesinin onu buralara getirdiğini, milletin iradesine herkesin saygı duyması gerektiğini söyledi.

Ekrem İmamoğlu, TRT Haber'de İstanbul seçimleriyle ilgili soruları cevapladı. Çocuklar, gençler ve kadınlarla ilgili özel projeler hazırladıklarını söyleyen İmamoğlu, hızlıca çocuk nüfusunun fazla olduğu mahallelerde 150 kreş inşa edeceklerini söyledi.

İşte İmamoğlu'nun açıklamalarından bazı satır başları:

"Seferberlik kelimesine çok inanıyorum. Bugün çocuğumun okulunda da söyledim. İstanbul'da her ailenin sorumlu olduğu bir dönemi başlatacağız. 0-6 yaş grubu için özellikle mahalle evlerini öngörüyoruz. Sorunları mahallelerden çözmeye başlarsınız, Ankara'dan çözemezsiniz.

Yoğun sorunların yaşandığı mahallelerde iki uzmanı mutlaka görevlendireceğiz.

Sistem çok katılımcı çocukları, gençleri ve kadınları merkeze alan bir yönetim sergileyeceğiz. Annelere sosyal tesisleri yüzde 40 indirim uygulayacağız. Çocuklarıyla birlikte seyahati ücretsiz yapacağız. 

İstanbul trafiği

İstanbul trafiğiyle ilgili çok şey yapıldı denilebilir ama hayata etki edemiyor. Bu konuda öncelik neydi? Bilimden yeterince yararlanılmadı.

Bu şehrin önceliği metrodur. Nüfusun sadece yüzde 2'si metro durağına yürüme mesafesinde. Bugün Marmaray dahil metro ve raylı sistemlerden yararlanan nüfus yüzde 8! Metro konusu bütün büyükşehirlerde en önemli ulaşım aracıdır. 

CHP'li belediyelerden işçi çıkarılması

Kim ideolojik bir çıkarma yapıyorsa yanlış yapmıştır. Ben AK Partili bir belediyeden belediye devraldım ancak çıkarmadım. 

İdeolojik kavramlarla hiçbir işçi çıkarmadım. Maaş alıp çalışmayan, partide görevli insanlar var. Bunları ne yapacağız?

Biz insan ayırmayız. Biz 82 bin insanımıza iş garantisi vererek işe başlayacağız. Maaş alıp evde yatan varsa ona da bakacağız.

Birilerinin aleyhine belediye önünde açıklama da yaptırmayacağız. Belediyenin önünde miting yaptırıyorsunuz.

Sayın Vali'ye buradan sesleniyorum. Siz buna vekaleten bakıyorsunuz. 82 bin çalışanıma söylüyorum. Hiçbir çalışanımı zorla mitinge de götürmeyeceğim.

Ortak yayın sonrası Sayıştay'ın açıklamaları

Sayıştay raporu burada! O akşamın canlı yayınını açın. Benim öyle bir iddiam yok ki (vakıf ve derneklere yapılan desteklerle ilgili). Anlaşılan birisinin canı yanmış ve talimat gitmiş. Kamu zararı konusundaki iddiamız net. Sayıştay ile ilgili biz geri adım atmış değilim. Birazdan isterseniz tek tek israfı anlatırım. 

Sayıştay raporunda süreç tariflenir, hesap yapılmaz.

Biz arkadaşlarımızı bu konuda çalıştırdık (İddia ettiği rakamların raporda yer almaması)

İsmail Küçükkaya açıklaması

Gizli bir görüşme değildi yapılan. Görüşme 15-20 dakika sürdü ama ben 2-3 dakika anca konuşmuşumdur; çünkü o beni ziyaret ettiğinde ağzımda nefesimle ilgili bir buhar alıyorum. Arada bir konuşmaydı, otelde bir sunumum vardı. 

Bakın önce bir şey söyleyeyim. Müsamerede başarılı olamayan yaramaz çocuk gibi bu süreci analiz edenlere ben gülüyorum. 

Bu konuyu dile getiren ve bu buluşmayı sağlayan bizim talebimizdir. 31 Mart seçimlerden iki ay önce talep eden, ısrar eden biziz. Ne konuşacağız ki meydanlarda konuşuyoruz diyerek bu talebimizi hafife alan tavırlarla reddedildik. Sonrasında da bu hukuksuz ortamdan sonra da ısrarla dile getiren birisiyim. Konuşalım, bunu konuşursak millet rahatlar ferahlar diyen benim. Bu süreç makul görüldü Sayın Yıldırım tarafından. Ben sadece teşekkür ettim.

Sayın Yıldırım sonra açıklama yapmaya başladı. Ben "Sayın Dündar'ı istiyorum" dedi. Sordular bana "hay hay" dedim. Peşinden geldiler görüşme yapmak için... Sayın Altay bana "kimi düşünürsün" diye sordu. Dedim ki birincisi bu işe vesile olan ve gündeme getiren Didem Hanım. Bence o olmalı. Hem iki erkek siyasetçinin olduğu yerde bir kadının olması olaya bir başka boyut katar. Bence öyle olmalı zira isim vermeyeceğim ama getirdiği üç isimden birisi de oydu. Açık ve net ikisi orada. Geri dönüş yaptılar geri dönüşten sonra bana Sayın Yıldırım'ın Didem Hanım'ı istemediğini söylediler. Liste ona sorulmamış ama Didem Hanım olmaz, şu 6-7 isimden, Mahir Bey Engin Bey'e söylüyor, hangi isim olursa. Ben de kendisi karar versin istedim. Peşinden İsmail Bey açıklamasını da kendisi yapıyor. Ben hiç karışmadım. Yine bana soruyorlar, yav hangisi olursa. Hatta "kim olursa olsun vız gelir tırıs gider" diyen de kendisi. Sonra da İsmail Bey ismi belirleniyor.

"Benim onunla konuşmam 2-3 dakika"

İsmail Bey beni daha doğrusu danışmanı aradı. Dedi ki "Ekrem Bey sizi ziyaret etmek istiyorum, bir kaç dakika görüşünüzü almak istiyorum sonra da Binali Bey'e gideceğim". "Hay hay buyurun" gelin dedim. Taksim'de bir otelde görüştük. Benim o gün proje tanıtımım vardı, otele geldi konuştuk. Benim onunla konuşmam 2-3 dakika ve bir talebim olup olmadığını sordu. Talebim yok dedim.

Programda sorulan sorular

Sorular konusunda istediğiniz soruları sorabilirsiniz dedim. Eğer bu konuda Sayın Yıldırım'ın bir talebi olursa bize iletirsiniz dedim ve uğurladık. 

Hatta danışmanım, ilk soruyu Yıldırım'a sorarsınız deyince olay çıkardı. Orada da tarafsız duyma kaygısını hissettim kendisinde. Arkadaşlara bu konuda İsmail Bey'in karar vermesi gerektiğini söyledim.

Binali Bey'in bu konudaki tarzı... Bence başarısız oldu münazarada iyi temsil edemedi, iyi aktaramadı hatta iftiralarda bulundu. Bu başarısızlığını kapatmak için gündem oluşturuyor.

Yıldırım'ın çay daveti

Sayın Yıldırım, programın sonuna doğru beni çaya davet etti. Hala geçerliyse bekliyorum. Beni istediği gün seçim günü de dahil çay davetini bize bildirirlerse kalkar giderim. 

Ordu'daki tartışma

Hakaret etmedim. Ne söylediğimi de söyledim.

Bakın sizin ekranlarınız bizim Karadeniz gezimizi saniyelerle gösterdi ya da göstermedi. Ama bu meseleyi saatlerce anlattı.

"Sayın Cumhurbaşkanını İBB'de ağırlayacağım"

Bakın birileri Sayın Cumhurbaşkanına, "muhtar bile olamaz" dediler. Bu milletin iradesi belediye başkanı da yaptı İstanbul'a, Cumhurbaşkanı da yaptı. Dolayısıyla herkes iyi biliyorum ki benim seçildiğim gün seçilmeme saygı duyacak. Benimle ilgili pazar günü kadar neler söylenecek biliyorum.

Seçildikten sonra bunların hepsi unutulacak. Buradan tüm vatandaşlarıma söylüyorum. Bu saldırılar bizim göreve hazmedemeyenlerin saldırılarıdır.

Biz pazartesi gününden sonra görevimize başlayacağız. İnanın Sayın Cumhurbaşkanı, örneğin bir saat gittim Beştepe'de misafir oldum. Çok da keyifli bir sohbet yaptık. Ben kendisine de İBB'de ağırlayacağım, gelecek. Ağırlayacağız, konuşacağız. Dolayısıyla milletin iradesine herkes saygı duyacak. Türkiye Cumhuriyeti, demokrasi mücadelesinde asla zaafiyete uğramasına bu millet müsaade etmeyecektir."