BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

İdam gibi ceza!

Gürültü kirliliğine karşı verilen cezalar çok ağır bulundu.

Abone ol

Turizm, Restoran, Kulüp Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD) Başkanı Barış Tansever, İstanbul Valiliğince kentte gürültü kirliliğine neden oldukları gerekçesiyle verilen cezaların çok ağır olduğunu savunarak, ''Çeşitli işletmeler yürütmeyi durdurmak için mahkeme kararı almalarına rağmen, idare bunu uygulamamakta direniyor'' dedi.

Tansever, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TURYİD olarak İstanbul'un karanlığa gömülmesine gönüllerinin razı olmadığını ifade ederek, ''Verilen karar çok ağır ve idam kararı gibi'' dedi. Dernek olarak bu konuda bazı tespitlerinin bulunduğunu savunan Tansever, şunları söyledi:

''Bir kere bu cezalar, mekanlara tebliğ edildikten hemen sonra uygulandı ve işletmeler kapatıldı. İçeride elektrik şartelleri indirildi. Personel içeri alınmadı. Bizim içeride 100 bin YTL'nin üzerinde stoklarımız var. Bunlar bozulma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu hem milli servete zarar, hem de günah. Buradaki niyet iyi değil. Kapatılan işletmelerde bin 500'e yakın kişi çalışıyor. Yeme içme sektöründe toplam 150 bin kişi ekmek yiyor. Bu sektörü 'eğlence sektörü' diye de adlandırmanın bir mantığı yok. Kapattıkları yerlerin çoğunda lokantalar da var. Sesi kapattıklarını anladık, ama lokantaları niye kapatıyorsunuz.'' -

İŞLETMELERLE İDARE MASAYA OTURMALI

Gürültünün teknik olarak çözülmesinin mümkün olmadığını ifade eden Tansever, işletmeler ile idarenin masaya oturup uzlaşmasıyla bu sorunun aşılacağını düşündüklerini söyledi. Sesi mekanın içinde hapseden teknik malzemeler bulunduğunu, bunların kullanılmasının talep edilebileceğini, buna uygun hopörler alınabileceğini, müzik yapımı saatlerinde sınırlamaya gidebileceğini anlatan Tansever, ''Bu işletmelere sabah saat 04.00'e kadar ruhsat verilmiştir. Bunlar da yatırımlarını buna göre hazırlamışlar. Şimdi gelip siz 'saat 24.00'te kapat' derseniz, işletme sahipleri haklı olarak tepki gösterir. İdareyle bir yerlerde anlaşırsak, 'şu desibelle bu saate kadar müzik yapılacak' denirse sorun çözülür'' diye konuştu. Tansever, bir turizm merkezi olan İstanbul'un Avrupa'nın kültür başkenti yapılmak istendiğini anımsatarak, ''Ama buna karşılık kenti karanlığa ve sessizliğe gömmek çok akılcı bir şey değil'' dedi. Bazı işletmelerin yürütmeyi durdurmak için mahkeme kararı almalarına rağmen, idarenin bu kararları uygulamamakta direndiğini belirten Tansever, bunu anlamakta zorlandıklarını söyledi. Tansever, ''İşletmelerin tamamı mahkemelere başvurdu, bunlardan 4'ü şu ana kadar yürütmeyi durdurma kararı aldırttı'' şeklinde konuştu. -''COŞKUYU YÜKSEK SESLE YARATABİLİYORSUNUZ''- İstanbul Boğazı'nda geçen yıl kapanan Laila'nın sahibi Şefik Öztek de Türkiye'de eğlence sektörünün öneminin henüz algılanamadığını savunarak, şehirlerin tanıtımı açısından eğlence mekanlarının önemli bir araç olduğunu söyledi. İstanbul'un sadece boğazı ve tarihi mekanlarıyla anlatılamayacağını vurgulayan Öztek, şunları kaydetti: ''Biz eğlenceyi ortaya koyarken, gürültü kirliliği de yapmamalıyız. Ancak belli bir desibelde insanları eğlendiremezsiniz. O coşkuyu sağlayamıyorsunuz. Yani illaki bu coşkuyu yüksek sesle yaratabiliyorsunuz. Böyle bir handikap söz konusu. İstanbul Boğazı'nın yapısı itibarıyla fiziksel olarak gürültü çıkarmamak mümkün değil. Burası açık bir alan. Ben İstanbul'da 5 yıl bu işi yaptım. Bu süre içerisinde binlerce şikayetle karşılaştım. Her türlü önlemi aldım ama sesi engelleyemedim. Deniz sesi karşı kıyıya iletiyor. Her ne kadar ben ses perdesi, şunu bunu yaptım deseniz de, olmuyor. Deniz o sesi alıyor taşıyor ve karşı yakaya geçiyor.'' -''KAPATILMASI YERİNE ÇOĞALTILMASI GEREKİR''- Eğlence sektörünün turizmin çok önemli bir saç ayağı olduğunu ifade eden Öztek, ''Bu tür müesseselerin kapatılması yerine çoğaltılması gerekir. İstanbul'a bu müesseseler ciddi katkı sağlıyor. Bir de çok ciddi istihdam sağlıyorlar'' dedi. İşletmelerin bir hafta değil, bir gün kapatılmasına bile karşı olduğunu dile getiren Öztek, şu görüşleri dile getirdi: ''Türkiye'de eğlence sektörünün önemini henüz algılayamadık. Bugün dışarı gidenlerin yüzde 5'i arkeolojiden, müzeden, yüzde 95'i o şehirde ne kadar eğlendiğinden bahseder. Eğlence, şehirler için ciddi bir tanıtım alanıdır. İstanbul'u sadece denizi ile anlatamayız. Bu şehre gelen insanları eğlendirmek zorundayız.'' -''UYGULAMA SEKTÖRE KARŞI BİR TAVIR''- Çubuklu Hayal Kahvesinin ortaklarından Ebru Köktürk, sorunun, işletmelerin desibel ayarlarına dikkat etmesiyle aşılacağını söyledi. Köktürk, şöyle devam etti: ''Teknik bir sorun, aşılamayacak bir sorun değil. Bizler ne kadar dikkat ediyorsak, ölçüm yapan arkadaşların da o kadar dikkatli olması gerekir. Ölçümler hassas yapılmıyor. Ceza almamıza neden olan ölçümler denizden yapılmıştır. Sağlıklı bir ölçüm olduğunu zannetmiyorum. Çevredeki etkenler sadece müzikten ibaret değil. Biz hem gürültü değil, müzik yapıyoruz. Müziğin ölçülmesi ayrı, genel gürültünün ölçülmesi ayrı bir konudur. Trafik, gemi bunlar da etkindir.'' Son uygulamaları, eğlence sektörüne karşı bir tavır olarak değerlendirdiklerini kaydeden Köktürk, ''14 mekanın hepsini aynı anda kapatırsanız, çok iyimser düşünemiyoruz'' dedi. Açık mekanda sesi engellemenin imkansız olduğunu vurgulayan Köktürk, İstanbul Boğazı'ndaki eğlence yerlerinin sorununun, bulundukları kıyıyla değil, karşı kıyıyla ilgili olduğunu söyledi. Köktürk, ses sisteminin denize değil, mekana doğru olması gerektiğini ifade ederek, ''Biz öyle yapıyoruz. Hayal Kahvesi çok dikkatli'' diye konuştu. Ebru Köktürk, kapatma kararının yürütmesinin durdurulması için mahkemeye başvurduklarını bildirdi.